> 1 <
Kırık Link Bildir! #19143 27-04-2006 19:25 GMT-1 saat
tartisiliyor herkes kafasina göre birseyler söylüyor ... kimilerine göre dinler arasi diyalog bir vatikan
oyunu olup F,güleni c.a.i ajani olmakla sucluyorlar... kimilerine göre ise bu bir dinler arasi olasi
savaslarin önüne gecebilmek dolayisi ile insanligi sagduyuya davet etmek bu vesile ilede dünyaya
bu zamana kadar islamin yanlis anlatildigini veya yanlis anlasildigini deklara etmektir.....
Tabi birde yurt disindaki okullar mevzusu var Burdada kimilerine göre Türklügü ve islami ögretiyor
kimilerine görede tam tersi......... kafalar karisiyor zihinler bulaniyor......
gelin bu konularin hepsini bu baslik altinda masaya yatiralim herkes etegindeki tasi döksün ve
forumda da bu konularla ilgili ayri ayri baslik acacagimiza burada tartisalim irdeyelim....
tabiki saygi cercevesi icersinde ve forum kurallarinida dikkate almanizi rica ediyorum... Smiley
buyrun yorumlarinizi bekliyorum....... saygilarimla....
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#19195 28-04-2006 05:13 GMT-1 saat
Böyle konuları pek sevmem ama yinede buyrun ben varım. İsteyenle dinler arası diyolog (sözde diyalog)hakkında konuşabilirim. Bakın tartışabilirim demedim konuşabilirim dedim.
Bu arada bu kadar konuşulan bi konu hakkında kimsenin yazı yazmaması beni şaşırttı.
Ben başlıyorum.
Dinler arası diyalogun ilk şartı kimse kimsenin dinine "yok" demeyecek. Şimdi ben size soruyorum. Şu an dünya üzerinde hak olan kaç din var? İslamiyetten başka yok. Nasıl oluyorda bi Müslüman bu şartı kabul ediyor?
ikinci diyeceğimde adamlar bizim peygamberimizi tanımıyorlar. Yok sayıyorlar. Sizde hala dinler arası diyalogtan bahsediyorsunuz.
son olarak dinler arası diyalog diye birşey olamaz. Çünkü dünyada tek bir din var. O da İSLAMİYET..
Yanlışım varsa düzeltin...
>>>SAYGILARIMLA<<<
Bu arada bu kadar konuşulan bi konu hakkında kimsenin yazı yazmaması beni şaşırttı.
Ben başlıyorum.
Dinler arası diyalogun ilk şartı kimse kimsenin dinine "yok" demeyecek. Şimdi ben size soruyorum. Şu an dünya üzerinde hak olan kaç din var? İslamiyetten başka yok. Nasıl oluyorda bi Müslüman bu şartı kabul ediyor?
ikinci diyeceğimde adamlar bizim peygamberimizi tanımıyorlar. Yok sayıyorlar. Sizde hala dinler arası diyalogtan bahsediyorsunuz.
son olarak dinler arası diyalog diye birşey olamaz. Çünkü dünyada tek bir din var. O da İSLAMİYET..
Yanlışım varsa düzeltin...
>>>SAYGILARIMLA<<<
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#19551 29-04-2006 10:43 GMT-1 saat
Tabi ki ALLAH katında tek din islam dır bu yüzden dinler arası diyalog diye bir şey olamaz ama din adamları arasında olabilir.Dinler arası diyalog fikrini onlar ortaya atmış olabilir ama bizim çekinecek hiç bir kaygımızın olmaması lazım bu şekilde islamiyeti daha iyi anlatabiliriz.
Dünya da tek bir din yok bir sürü din var ama hak olan din İSLAMİYET TİR.
Dünya da tek bir din yok bir sürü din var ama hak olan din İSLAMİYET TİR.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#19562 29-04-2006 11:05 GMT-1 saat
kardeş dinler arası diyalog nasıl olur anlayamadım açıklarmısınız
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
whitewolf
Teşkilat-ı Mahsusa
Binbaşı
3678 ileti
Yer: cehennem
İş: Selçuk İnşaat
Kayıt: 08-05-2006 04:36
İş: Selçuk İnşaat
Kayıt: 08-05-2006 04:36
#25265 09-05-2006 16:45 GMT-1 saat
dinler arasında diylog ancak şu şekilde gerçekleşebilir karşındaki insanı belkide müslüman olmaya razı edeceksin böylece ona doğru yolu göstermiş olacaksın diğer şekilde asla hatta bir hadisi şerifte 'onlardan kendinize dost edinmeyin' ibaresi geçer
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
Dedem Saltuk Buğra Handan bu yana Türk-İslam ülküsü demişim ona O yüzden ülkücü denilmiş bana Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdam
Biz Bu Vatanı Üç kuruşa Peşkeş Çekecek Bir Neslin Evlatları Değiliz Biz Odasında Kuranı Kerim Var Diye Saygısından Uyuyamayan Osman Gazilerin Mısır Seferinde Çölü Atına Binmeyipte Önümde Muhammed Mustafa (A.S.V.) Yürürken Ben Ata Nasıl Binerim Diyen Yavuz Selimlerin Hocasına Saygısından Önünde Ezilip Büzülen Fatihlerin İhanetle Suçalnıp Sürgün Edilen Fakat Yanında Bir Tek Hazine Malı Götürmeyen Ve Öldüğünde Cenazesine Borçlarından Haciz Konulan Sultan Vahdettinin Evlatlarıyız Yakışmaz Bize Vatan Giderken Bayrak İnerken Ezan Susarken Yaşamak Ey İnsan Titre Ve Kendine Gel!!!
Hedefimiz İLA-Yİ KELİMETULLAH
topraktan gelen gölgeme toprak çekilince
günler bu heyulayıda ergeç silecektir
rahmetle anılmak ebediyet budur ama
sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir
Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!
Mehmedim,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir
Ey Tenperver Nefsim! Sen Kendini Ne Zannediyorsun Ki; Cennet Tabiki Ucuz Değil Cehennem Dahi Lüzumsuz Değil!
---bizki ustasıyız vatan sevmenin---
---yarın elbet elbet bizimdir gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir---
---türklük bedenimiz islamiyet ruhumuzdur ruhsuz beden cesettir---
---Şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada ( ses ) islamın sadası olacaktır---
---Allaha Vatana Bayrağa Kurana Ve Silaha yemin olsun Şehitlerim Gazilerim Ve Başbuğum emin olsun---
---İman hem nurdur hem kuvvettir.Evet hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hadisatın tazyikatından kurtulabilir.(bediüzzaman said nursi) ---
bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) hackerim diyenler alın size kapak olsun
bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) hackerim diyenlere buda ikinci kapak olsun
Biz Bu Vatanı Üç kuruşa Peşkeş Çekecek Bir Neslin Evlatları Değiliz Biz Odasında Kuranı Kerim Var Diye Saygısından Uyuyamayan Osman Gazilerin Mısır Seferinde Çölü Atına Binmeyipte Önümde Muhammed Mustafa (A.S.V.) Yürürken Ben Ata Nasıl Binerim Diyen Yavuz Selimlerin Hocasına Saygısından Önünde Ezilip Büzülen Fatihlerin İhanetle Suçalnıp Sürgün Edilen Fakat Yanında Bir Tek Hazine Malı Götürmeyen Ve Öldüğünde Cenazesine Borçlarından Haciz Konulan Sultan Vahdettinin Evlatlarıyız Yakışmaz Bize Vatan Giderken Bayrak İnerken Ezan Susarken Yaşamak Ey İnsan Titre Ve Kendine Gel!!!
Hedefimiz İLA-Yİ KELİMETULLAH
topraktan gelen gölgeme toprak çekilince
günler bu heyulayıda ergeç silecektir
rahmetle anılmak ebediyet budur ama
sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir
Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!
Mehmedim,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir
Ey Tenperver Nefsim! Sen Kendini Ne Zannediyorsun Ki; Cennet Tabiki Ucuz Değil Cehennem Dahi Lüzumsuz Değil!
---bizki ustasıyız vatan sevmenin---
---yarın elbet elbet bizimdir gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir---
---türklük bedenimiz islamiyet ruhumuzdur ruhsuz beden cesettir---
---Şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada ( ses ) islamın sadası olacaktır---
---Allaha Vatana Bayrağa Kurana Ve Silaha yemin olsun Şehitlerim Gazilerim Ve Başbuğum emin olsun---
---İman hem nurdur hem kuvvettir.Evet hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hadisatın tazyikatından kurtulabilir.(bediüzzaman said nursi) ---
bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) hackerim diyenler alın size kapak olsun
bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) hackerim diyenlere buda ikinci kapak olsun
#64757 21-06-2006 22:48 GMT-1 saat
LÜIFEN OKUYUN FETHULLLAH GÜLEN GERÇEKTE KARDİNAL DİR.... Aşağıdaki okuyacağınız yazı Gazeteci,yazar Aytunç Altındalın Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri adlı kitabının 115-116 ve 117.sayfalarında bulunan çok araştırılması ve sonucunun Türk Milletine acil olarak duyurulmasının gerektiğini anlatan bir yazıdır.
Bizler Aytunç Altındal gibi yazmıyoruz.O bazı şeyleri biliyor fakat söylemiyor.Ama biz söylüyoruz.Yazının muhatabı Fettullah Gülen denen gizli Katolik kardinalidir..Yıllarca Müslüman kılıfında / kılığında gezinip,şehir,şehir,köy,köy hatta ülke ülke gezerek kendine taraf toplayan bu adamın artık kimliği açıklanmalıdır.
Vatikanın sözünden başka bir şey bilmeyen nursuz şeytanın ve şakirdlerinin derhal Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından atılması gerekmektedir.Yıllarca bize Türk Milletine kan kusturmuş Osmanlı Devletini bile yavaş yavaş yok etmiş hatta şu içinde bulunduğumuz FETİH haftasının mimarı olan Cennet mekan Fatih Sultan Mehmed Hanın katili Arnavut asıllı YAHUDİ doktor gibi İsrailoğullarına yakınlığı ile bilinen bu çıfıtın ne mal olduğu bu tür yazılarla dile getirilmeli ve necip Türk Milleti bu konuda uyarılmalıdır.
28 şubat kadife (!!) devriminin baş mimarlarından olan bu soytarı Çevik Bir adlı emekli Mason olan paşanın dediği gibi ülkede gerçek manada İslami bir din devleti kurmaya çalışmamaktadır.Bu adamın kurmaya çalıştığı devlet Vatikan-Abd-İsrail-Ab dörtlüsünün bize sunduğu ILIMLILAŞTIRILMIŞ (!),EHLİLEŞTİRİLMİŞ (!),HRİSTİYANLIK (!) ÇEVRESİNDE BİRLEŞTİRİLMEYE çalışılan sözde İslami devlettir.
ABD de fbı ajanları tarafından 24 saat boyunca güvenlik içindeki korunan çiftlikte 5000 dolarlık masaj koltuğunda oturup, masonik medyanın Türk Kimlikli Aydın Doğanın Milliyet paçavrası üzerinden cilalanarak Türk Milletine HALİFE olarak yutturulmaya çalışılan Fettullah Gülen artık dönme sinyalleri veriyor.
Kendisinde hastalık var onun için gelmiyor denilen bu Vatikan şarlatanı derhal İslami Kimlikten çıkarılıp PAPAZ kimliği ile dolaşmalıdır.Döndüğünde tırafik sıkışır diye gelmiyor diyen NURCU tayfa çocukların bile güleceği bu sebeple oyalatılan Türk Milleti artık bu ve benzeri gibi DIŞ MİHRAKLARIN yerli taşeronlarını bilmesi anlaması ve uyanması gerekmektedir.
İslamdan,Türklükten fersah fersah uzaktaki bu VATİKANIN İSLAM HALİFESİ nin bizlere ve genç neslimize zerk edeceği ZEHİR in telafisi,panzehiri asla,asla,asla bulunmamaktadır.Onun için her daim Türk Milletine Zaman,Stv,Sızıntı,Aksiyon gibi lağımlarla ulaşmaya çalışan bu sözde halifenin yayınları seyredilmemeli,paçavralarına ilanlar verilmeyerek çöküşünü hazırlamalıyız.Türk Milletine kin ve zehir kusması bu şekilde önlenmelidir.
İşte Fettullah Gülenin gizli kardinal olduğuna dair ip ucu yazısı..
PAPA 2.JOHN PAULUN GİZLİ KARDİNALLERİ
16 Nisan 1995 te Papa 2.John Paul,VATİKAN St.PeterMeydanını dolduran 200.000 kişilik bir kalabalığa,Paskalya mesajını okudu.Papa ilk kez bu paskalya mesajında siyasal haklar edinmek için silahlı mücadele veren örgütleri bizzat dile getirdi.Papa aynen şunları söyledi.
‘’Özellikle Kürtleri,Filistinlileri ve Latin amerikadaki gurupları siyasal haklar elde etmek için silahlı mücadelede bulunmaya son vermeye çağırıyorum.Toplumda karşılıklı kabule ve saygıya dayalı kullanılabilir (equitable) çözümün tek yolu vardır.Diyalog.Ben onları bir an önce diyalog başlatmaya davet ediyorum.’’
Bu Papalık çağrısından sonra ilginç gelişmeler oldu.İlkin Belçikada,sonra da Almanyada ‘’Diyalog’’ gurupları oluştu.Hemen ardından 1995 yılının Eylül ayında ‘’Pkk diyalog istiyor’’ sesleri yükseltilmeye başlandı.Bunları ‘’Türkiye diyalogdan kaçıyor’’ şeklindeki batı basınının manüpile edilmiş haberleri izledi.Türkiye yeniden insan hakları örgütlerinin boy hedefi haline getirildi.
Vatikanın ve onun bürokrasisinin Türkiyedeki siyasi gelişmelerle doğrudan ve açıklanmış iradeyle ilgilenişi işte bu 16 nisan paskalya konuşmasından sonra hız kazandı.Ne hikmetse bu güne değin ‘’Diyalog’’ sözcüğünü telaffuz bile edemeyen bazı çevreler ‘’Din’’ aşkına ‘’Diyalog ve Hoşgörü’’ toplantıları düzenlemeye başladılar.
Papanın ne tür bir diyalog çağrısı yaptığı ise Katolik Kilisesi tarafından yayınlanan resmi belge ve yayınlardan anlaşıldı.Katolik aleminde en ciddi ve en çok izlenen yayın organı olan ‘’THE CATHOLİC WORLD REPORT’’ (Abd tarafından finanse ediliyor) Mayıs 1995 sayısında Türkiyeyi tek taraflı suçlayan bir haber yayınladı (ss.13-14).Haberde Amerikalı Cumhuriyetçi Senatör John Porterin ‘’Türkiyede Kürtlere Jenosist uygulanıyor’’ şeklindeki demeci verildikten sonra Müslüman Türklerin elindeki Ankara Hükümetinin başta Kürtlere,Aramilere,Ermenilere,Süryanilere ve Rumlara baskı yapmakta olduğu vurgulandı.(Aynı senatör bilindiği üzere ABD de Ermeni soykırımı tezini savunur.İki ay önce (1998 yılı) eşiyle gelerek Türkiyedeki bazı Kürt liderleriyle görüşmüştü.Aynı dergi haziran 1995 sayısında ise tam altı sayfalık bir yazıyla Türkiyenin AB ye girmesini engelleyeceğini duyurdu.Papanın diyalog çağrısının böylece kasıtlı bir Anti-Türkiye kampanyasını seslendiren bir ‘’Monolog’’ olduğuda anlaşıldı.
Rastlantı buya 1995 ten buyana Türkiyede diyalogla yatıp,hoşgörüyle kalkanlar,ne hikmetse tıpkı VATİKAN ağzıyla konuşarak terörist bir örgütle Türkiye Cumhuriyetini ‘’Diyalog ve Hoşgörü’’ yutturmacasıyla kendi deyimleriyle ‘’Diplomatik’’ görüşmelerde bulunmak üzere eşit taraflar olarak ‘’Diyalog masasına’’ oturtmaya uğraştılar.Halada uğraşıyorlar…
Vatikan bu gelişmeleri nasıl değerlendirdi bilinmez .Ama ölmeden evvel Papa 2.Jean Paul sessiz sedasız bir atama yapmıştı.21 şubat 1998 de resmiyet kazanarak yürürlüğe giren bu atama olayı ile Kardinaller Kolejine (Vatikanın senatosu) 20 yeni kardinal daha atandı.Böylece bu PAPA nın ölümünden sonra yapılacak olan seçimde oy kullanma hakkına sahip olan kardinal sayısı 122 ye yükseltildi.(Gerçekte 166 kardinal var.Bunlardan 80 yaşının üstündekiler oy kullanamıyorlar.).Yeni kardinallerin ikiside Amerikalıydı.Bunlardan biri Türkiyedeki ‘’Diyalog ve Hoşgörücüleri’’ yakından tanıyan Chicagolu Francis Kardinal George diğeride eski Denver Başpiskoposu James Kardinal Satfford du.
Ancak ilginç olan bu değildi.Papa 2.john paul neredeyse 100 yıldır uygulanmayan bir ‘’Papalık Hakkını’’ da bu atamalarda kullanmıştı.Vatikan terminolojisinde ‘’in pectore’’ diye bilinen bu uygulamaya göre Papa 20 Kardinale ek olarak ikide ‘’in pecture’’ yani GİZLİ kardinal atamıştı.Söz konusu sözcük Latince ‘’Kilisenin bağrına bastığı gizli evladı’’anlamına gelmektedir.
Diğer bir anlatımla ‘’in pecture’’ ile yıllardır Vatikanın ‘’gizli’’ hizmetinde çalışan ve / fakat KENDİ ÜLKESİNDE KİMLİĞİNİ GİZLEYEN BAŞKA DİNE MENSUP iki kişi şu anda Vatikanda kardinal yapılmış bulunuyorlar.Papanın özel ‘’audiance=görüşme’’ yapmasından sonra kardinalliğe getirmeye uygun gördüğü bu kişilerin kim oldukları şu anda PAPA dahil sadece 7 kişi tarafından biliniyor.Geleneğe göre papanın bu şahısların kimliklerini ölümünden önce açıklaması gerekiyor,yoksa bu kişilerin ‘’in pecture’’ statüleri kimlikleri açıklanmadan sürecek.
Yıllardır vatikanın isteklerini yerine getirerek ‘’gizli katolik’’ olarak çalıştıkları ve bizzat papanın dediğine göre gerçek kimliklerinin açıklanması halinde ihanetleri nedeniyle kendi ülkelerinde ÖLDÜRÜLEBİLECEKLERİ ihtimali bulunan bu iki kişi acaba kimdir?.Bunlardan birinin Çin Halk Cumhuriyetindeki bir din adamı olduğu tahmin ediliyor.Diğeride acaba Orta Doğudan Müslüman bir lider,kral ve / veya bir din adamı mıdır.Soğuk savaş yıllarında CİA adına çalıştığı bilinen Papa 2.John Paulun Vatikandaki mafyası ‘’OPUS DEİ’’nin orta doğuda hangi liderlerle kolkola ve sermayesiyle iç içe olduğu biliniyor.Bir kaç yıl içinde çok hazin bir ‘’ALDANIŞ’’ la karşılaşmasınlar diye orta doğunun Müslümanları bu soruyu kendilerine sorsalar iyi ederler,kanısındayım..
Aytunç Altındal
Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri (sayfa115-116-117)
Bana küfürler,hakaretler eden NURCU tayfaya şu son cümleyi en az 10 defa okumalarını tavsiye ediyorum.
Hepiniz ALLAH’a emanet olun..
www.azi.net azapask
gerçekleri yazan siteler WW WWW.COM WWWAZERİ.NET WWWNEC.ORG WWW..COM
Bizler Aytunç Altındal gibi yazmıyoruz.O bazı şeyleri biliyor fakat söylemiyor.Ama biz söylüyoruz.Yazının muhatabı Fettullah Gülen denen gizli Katolik kardinalidir..Yıllarca Müslüman kılıfında / kılığında gezinip,şehir,şehir,köy,köy hatta ülke ülke gezerek kendine taraf toplayan bu adamın artık kimliği açıklanmalıdır.
Vatikanın sözünden başka bir şey bilmeyen nursuz şeytanın ve şakirdlerinin derhal Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından atılması gerekmektedir.Yıllarca bize Türk Milletine kan kusturmuş Osmanlı Devletini bile yavaş yavaş yok etmiş hatta şu içinde bulunduğumuz FETİH haftasının mimarı olan Cennet mekan Fatih Sultan Mehmed Hanın katili Arnavut asıllı YAHUDİ doktor gibi İsrailoğullarına yakınlığı ile bilinen bu çıfıtın ne mal olduğu bu tür yazılarla dile getirilmeli ve necip Türk Milleti bu konuda uyarılmalıdır.
28 şubat kadife (!!) devriminin baş mimarlarından olan bu soytarı Çevik Bir adlı emekli Mason olan paşanın dediği gibi ülkede gerçek manada İslami bir din devleti kurmaya çalışmamaktadır.Bu adamın kurmaya çalıştığı devlet Vatikan-Abd-İsrail-Ab dörtlüsünün bize sunduğu ILIMLILAŞTIRILMIŞ (!),EHLİLEŞTİRİLMİŞ (!),HRİSTİYANLIK (!) ÇEVRESİNDE BİRLEŞTİRİLMEYE çalışılan sözde İslami devlettir.
ABD de fbı ajanları tarafından 24 saat boyunca güvenlik içindeki korunan çiftlikte 5000 dolarlık masaj koltuğunda oturup, masonik medyanın Türk Kimlikli Aydın Doğanın Milliyet paçavrası üzerinden cilalanarak Türk Milletine HALİFE olarak yutturulmaya çalışılan Fettullah Gülen artık dönme sinyalleri veriyor.
Kendisinde hastalık var onun için gelmiyor denilen bu Vatikan şarlatanı derhal İslami Kimlikten çıkarılıp PAPAZ kimliği ile dolaşmalıdır.Döndüğünde tırafik sıkışır diye gelmiyor diyen NURCU tayfa çocukların bile güleceği bu sebeple oyalatılan Türk Milleti artık bu ve benzeri gibi DIŞ MİHRAKLARIN yerli taşeronlarını bilmesi anlaması ve uyanması gerekmektedir.
İslamdan,Türklükten fersah fersah uzaktaki bu VATİKANIN İSLAM HALİFESİ nin bizlere ve genç neslimize zerk edeceği ZEHİR in telafisi,panzehiri asla,asla,asla bulunmamaktadır.Onun için her daim Türk Milletine Zaman,Stv,Sızıntı,Aksiyon gibi lağımlarla ulaşmaya çalışan bu sözde halifenin yayınları seyredilmemeli,paçavralarına ilanlar verilmeyerek çöküşünü hazırlamalıyız.Türk Milletine kin ve zehir kusması bu şekilde önlenmelidir.
İşte Fettullah Gülenin gizli kardinal olduğuna dair ip ucu yazısı..
PAPA 2.JOHN PAULUN GİZLİ KARDİNALLERİ
16 Nisan 1995 te Papa 2.John Paul,VATİKAN St.PeterMeydanını dolduran 200.000 kişilik bir kalabalığa,Paskalya mesajını okudu.Papa ilk kez bu paskalya mesajında siyasal haklar edinmek için silahlı mücadele veren örgütleri bizzat dile getirdi.Papa aynen şunları söyledi.
‘’Özellikle Kürtleri,Filistinlileri ve Latin amerikadaki gurupları siyasal haklar elde etmek için silahlı mücadelede bulunmaya son vermeye çağırıyorum.Toplumda karşılıklı kabule ve saygıya dayalı kullanılabilir (equitable) çözümün tek yolu vardır.Diyalog.Ben onları bir an önce diyalog başlatmaya davet ediyorum.’’
Bu Papalık çağrısından sonra ilginç gelişmeler oldu.İlkin Belçikada,sonra da Almanyada ‘’Diyalog’’ gurupları oluştu.Hemen ardından 1995 yılının Eylül ayında ‘’Pkk diyalog istiyor’’ sesleri yükseltilmeye başlandı.Bunları ‘’Türkiye diyalogdan kaçıyor’’ şeklindeki batı basınının manüpile edilmiş haberleri izledi.Türkiye yeniden insan hakları örgütlerinin boy hedefi haline getirildi.
Vatikanın ve onun bürokrasisinin Türkiyedeki siyasi gelişmelerle doğrudan ve açıklanmış iradeyle ilgilenişi işte bu 16 nisan paskalya konuşmasından sonra hız kazandı.Ne hikmetse bu güne değin ‘’Diyalog’’ sözcüğünü telaffuz bile edemeyen bazı çevreler ‘’Din’’ aşkına ‘’Diyalog ve Hoşgörü’’ toplantıları düzenlemeye başladılar.
Papanın ne tür bir diyalog çağrısı yaptığı ise Katolik Kilisesi tarafından yayınlanan resmi belge ve yayınlardan anlaşıldı.Katolik aleminde en ciddi ve en çok izlenen yayın organı olan ‘’THE CATHOLİC WORLD REPORT’’ (Abd tarafından finanse ediliyor) Mayıs 1995 sayısında Türkiyeyi tek taraflı suçlayan bir haber yayınladı (ss.13-14).Haberde Amerikalı Cumhuriyetçi Senatör John Porterin ‘’Türkiyede Kürtlere Jenosist uygulanıyor’’ şeklindeki demeci verildikten sonra Müslüman Türklerin elindeki Ankara Hükümetinin başta Kürtlere,Aramilere,Ermenilere,Süryanilere ve Rumlara baskı yapmakta olduğu vurgulandı.(Aynı senatör bilindiği üzere ABD de Ermeni soykırımı tezini savunur.İki ay önce (1998 yılı) eşiyle gelerek Türkiyedeki bazı Kürt liderleriyle görüşmüştü.Aynı dergi haziran 1995 sayısında ise tam altı sayfalık bir yazıyla Türkiyenin AB ye girmesini engelleyeceğini duyurdu.Papanın diyalog çağrısının böylece kasıtlı bir Anti-Türkiye kampanyasını seslendiren bir ‘’Monolog’’ olduğuda anlaşıldı.
Rastlantı buya 1995 ten buyana Türkiyede diyalogla yatıp,hoşgörüyle kalkanlar,ne hikmetse tıpkı VATİKAN ağzıyla konuşarak terörist bir örgütle Türkiye Cumhuriyetini ‘’Diyalog ve Hoşgörü’’ yutturmacasıyla kendi deyimleriyle ‘’Diplomatik’’ görüşmelerde bulunmak üzere eşit taraflar olarak ‘’Diyalog masasına’’ oturtmaya uğraştılar.Halada uğraşıyorlar…
Vatikan bu gelişmeleri nasıl değerlendirdi bilinmez .Ama ölmeden evvel Papa 2.Jean Paul sessiz sedasız bir atama yapmıştı.21 şubat 1998 de resmiyet kazanarak yürürlüğe giren bu atama olayı ile Kardinaller Kolejine (Vatikanın senatosu) 20 yeni kardinal daha atandı.Böylece bu PAPA nın ölümünden sonra yapılacak olan seçimde oy kullanma hakkına sahip olan kardinal sayısı 122 ye yükseltildi.(Gerçekte 166 kardinal var.Bunlardan 80 yaşının üstündekiler oy kullanamıyorlar.).Yeni kardinallerin ikiside Amerikalıydı.Bunlardan biri Türkiyedeki ‘’Diyalog ve Hoşgörücüleri’’ yakından tanıyan Chicagolu Francis Kardinal George diğeride eski Denver Başpiskoposu James Kardinal Satfford du.
Ancak ilginç olan bu değildi.Papa 2.john paul neredeyse 100 yıldır uygulanmayan bir ‘’Papalık Hakkını’’ da bu atamalarda kullanmıştı.Vatikan terminolojisinde ‘’in pectore’’ diye bilinen bu uygulamaya göre Papa 20 Kardinale ek olarak ikide ‘’in pecture’’ yani GİZLİ kardinal atamıştı.Söz konusu sözcük Latince ‘’Kilisenin bağrına bastığı gizli evladı’’anlamına gelmektedir.
Diğer bir anlatımla ‘’in pecture’’ ile yıllardır Vatikanın ‘’gizli’’ hizmetinde çalışan ve / fakat KENDİ ÜLKESİNDE KİMLİĞİNİ GİZLEYEN BAŞKA DİNE MENSUP iki kişi şu anda Vatikanda kardinal yapılmış bulunuyorlar.Papanın özel ‘’audiance=görüşme’’ yapmasından sonra kardinalliğe getirmeye uygun gördüğü bu kişilerin kim oldukları şu anda PAPA dahil sadece 7 kişi tarafından biliniyor.Geleneğe göre papanın bu şahısların kimliklerini ölümünden önce açıklaması gerekiyor,yoksa bu kişilerin ‘’in pecture’’ statüleri kimlikleri açıklanmadan sürecek.
Yıllardır vatikanın isteklerini yerine getirerek ‘’gizli katolik’’ olarak çalıştıkları ve bizzat papanın dediğine göre gerçek kimliklerinin açıklanması halinde ihanetleri nedeniyle kendi ülkelerinde ÖLDÜRÜLEBİLECEKLERİ ihtimali bulunan bu iki kişi acaba kimdir?.Bunlardan birinin Çin Halk Cumhuriyetindeki bir din adamı olduğu tahmin ediliyor.Diğeride acaba Orta Doğudan Müslüman bir lider,kral ve / veya bir din adamı mıdır.Soğuk savaş yıllarında CİA adına çalıştığı bilinen Papa 2.John Paulun Vatikandaki mafyası ‘’OPUS DEİ’’nin orta doğuda hangi liderlerle kolkola ve sermayesiyle iç içe olduğu biliniyor.Bir kaç yıl içinde çok hazin bir ‘’ALDANIŞ’’ la karşılaşmasınlar diye orta doğunun Müslümanları bu soruyu kendilerine sorsalar iyi ederler,kanısındayım..
Aytunç Altındal
Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri (sayfa115-116-117)
Bana küfürler,hakaretler eden NURCU tayfaya şu son cümleyi en az 10 defa okumalarını tavsiye ediyorum.
Hepiniz ALLAH’a emanet olun..
www.azi.net azapask
gerçekleri yazan siteler WW WWW.COM WWWAZERİ.NET WWWNEC.ORG WWW..COM
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#64760 22-06-2006 00:28 GMT-1 saat
sıte reklamı yapma bıdaha
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
kimliksiz
Onbaşı
35 ileti
Yer: DÜNYA......
İş: Serbest Meslek
Kayıt: 12-06-2006 12:35
İş: Serbest Meslek
Kayıt: 12-06-2006 12:35
#67315 25-06-2006 11:14 GMT-1 saat
Hayatta kimseye örnek olamamış kişiler çıkıp, Fethullah Gülen Hocaefendiye laf atıyolar ya.. Ona yanıyom. siz ne kadar kitabı ezberinizde tutuyorsunuz. kac Hadisi Şerifi rivayet zinciriyle birlikte biliyosunuz. bunlar kesin olcutler degil ama bazi fikirler vermesi gerekir.
Allah katında tek din İslam'dir. dogru. peki bu ayeti osmanil devleti bilmiyormuyduda hristiyanların yasadigi bolgede kiliselerin acik kalmasini sagladi onlari yok saymak baska dinini kabul etmemek baska karistirmayalim
ayrica kendisine dolayisiyla kendi dinine samimi olarak inanan kisi baskalriyla gorusmekten kacinmaz. kendine ozguveni tamdir.
dinde husn-u zan vardir. bu yuzden acabalarla bu kisi o kisimidir seklindekii aciklamalar insanin aklini bulandirmaktan bsaka bi ise yaramaz
Allah katında tek din İslam'dir. dogru. peki bu ayeti osmanil devleti bilmiyormuyduda hristiyanların yasadigi bolgede kiliselerin acik kalmasini sagladi onlari yok saymak baska dinini kabul etmemek baska karistirmayalim
ayrica kendisine dolayisiyla kendi dinine samimi olarak inanan kisi baskalriyla gorusmekten kacinmaz. kendine ozguveni tamdir.
dinde husn-u zan vardir. bu yuzden acabalarla bu kisi o kisimidir seklindekii aciklamalar insanin aklini bulandirmaktan bsaka bi ise yaramaz
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#87722 11-07-2006 21:02 GMT-1 saat
1. körfez savaşında ırak' ın israile füze fırlattığı için o füzeyi atanlara beddua eden bi insandan ne bekleyebilirsinizki?
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
kimliksiz
Onbaşı
35 ileti
Yer: DÜNYA......
İş: Serbest Meslek
Kayıt: 12-06-2006 12:35
İş: Serbest Meslek
Kayıt: 12-06-2006 12:35
#87830 11-07-2006 23:51 GMT-1 saat
Bir röportaj:
::xxxxxx : Hocaefendinin Diyaloğa karşı çıkan 3 zümre için “Karmatiler , Hariciler , Anarşistler” tesbiti de Talu Hoca tarafından hoş karşılanmadı…..
Dr.Şimşek : Bir önceki sorunuzda dile getirmeye çalıştığım üzere ; Diyaloğa karşı çıkan ve Diyalog Hizmetlerini yapanları “Tekfir” eden , onları “Hıristiyanlaştırıyorlar” iftirasını atan ve dünyada anarşizm ile İslamı denk tutulmasına sebebiyet verenlerdir. Yoksa Diyaloğun gerekliliğini kabullenmekle beraber, eksik bilgilendirmekten mütevellit birtakım endişeler içinde olanlar değil ! Şahsen bu ikinci kategorideki kardeşlerimizi Hz.Ömer’e benzetiyorum. Hudeybiye Barış antlaşması sonrası Hz.Ömer’in Efendimiz (SAV) ‘me sitem etmesi şeklinde görüyorum. Zahiren Şartlar ve imzalanan antlaşmanın hükümleri Müslümanlar aleyhine gibi gözükmüş ve buna isnaden Hz.Ömer ileride hayatının sonuna kadar pişmanlık duyacağı bir takım sözler sarf etmişti. 2 sene sonra Mekke’nin Fethi ile sonuçlanacak bu Hudeybiye antlaşması yapılmasaydı , Müslümanlar gayri Müslimlerle Diyaloğa geçme imkanını elde etmemiş olsalardı acaba sebebler platformunda Mekke’nin Fethi bu kadar hızlı tahakkuk edermiydi ? Bizde buna isnaden diyoruz ki ; ileride pişmanlık duyacak birtakım beyanları sarf etmeyiniz !
: xxxxxxxx : Yine , Diyalog çerçevesinde söylenen bazı husular için “Taviz” deniyor…
Dr.Şimşek : Taviz verilmişte acaba İslam’ın hangi Farzından ,İmanın hangi rüknünden vazgeçilmiş ? Hocaefendi “Dinimin en küçük geleneğini bile değiştirmekten Allah’a sığınırım” diyor , birileride İslam’dan Taviz veriliyor diyor ve bunu ispatlıyamıyorsa burda biraz düşünmek lazım ! Mehmet Talu Hocamızla sohbetin bir yerinde bundan bahsedince , kendisine şunu sordum : Efendimiz (SAV) en Sahih Hadis Kaynaklarında ( Buhari/Müslim) "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin." Bir rivayette de: "...Isındırın, nefret ettirmeyin..." buyurmuyor mu? “Taviz” ile “sevdirme” nuansını iyi anlamak lazım !
____________________________________________________________________________________________
Birisine atılan iftira, dönüp dolaşıp kendisine gelir. Bu yüzden kişilerden açıkca küfür sadır olmadıkça, onları tekfir etmekten kaçınmak gerekir. Yazıda da belirtildiği gibi, taviz veriliyor denilen şeyin isbatlanması gerekir. Ve bu kişi en küçük geleneği bile değiştirmekten imtina ediyorsa, yıllarca dini vazifelerini hasta olmasına rağmen eda etmeye çalışıyorsa ortalığa şüphe tohumları ekmek beyhude bir çabadır.
::xxxxxx : Hocaefendinin Diyaloğa karşı çıkan 3 zümre için “Karmatiler , Hariciler , Anarşistler” tesbiti de Talu Hoca tarafından hoş karşılanmadı…..
Dr.Şimşek : Bir önceki sorunuzda dile getirmeye çalıştığım üzere ; Diyaloğa karşı çıkan ve Diyalog Hizmetlerini yapanları “Tekfir” eden , onları “Hıristiyanlaştırıyorlar” iftirasını atan ve dünyada anarşizm ile İslamı denk tutulmasına sebebiyet verenlerdir. Yoksa Diyaloğun gerekliliğini kabullenmekle beraber, eksik bilgilendirmekten mütevellit birtakım endişeler içinde olanlar değil ! Şahsen bu ikinci kategorideki kardeşlerimizi Hz.Ömer’e benzetiyorum. Hudeybiye Barış antlaşması sonrası Hz.Ömer’in Efendimiz (SAV) ‘me sitem etmesi şeklinde görüyorum. Zahiren Şartlar ve imzalanan antlaşmanın hükümleri Müslümanlar aleyhine gibi gözükmüş ve buna isnaden Hz.Ömer ileride hayatının sonuna kadar pişmanlık duyacağı bir takım sözler sarf etmişti. 2 sene sonra Mekke’nin Fethi ile sonuçlanacak bu Hudeybiye antlaşması yapılmasaydı , Müslümanlar gayri Müslimlerle Diyaloğa geçme imkanını elde etmemiş olsalardı acaba sebebler platformunda Mekke’nin Fethi bu kadar hızlı tahakkuk edermiydi ? Bizde buna isnaden diyoruz ki ; ileride pişmanlık duyacak birtakım beyanları sarf etmeyiniz !
: xxxxxxxx : Yine , Diyalog çerçevesinde söylenen bazı husular için “Taviz” deniyor…
Dr.Şimşek : Taviz verilmişte acaba İslam’ın hangi Farzından ,İmanın hangi rüknünden vazgeçilmiş ? Hocaefendi “Dinimin en küçük geleneğini bile değiştirmekten Allah’a sığınırım” diyor , birileride İslam’dan Taviz veriliyor diyor ve bunu ispatlıyamıyorsa burda biraz düşünmek lazım ! Mehmet Talu Hocamızla sohbetin bir yerinde bundan bahsedince , kendisine şunu sordum : Efendimiz (SAV) en Sahih Hadis Kaynaklarında ( Buhari/Müslim) "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin." Bir rivayette de: "...Isındırın, nefret ettirmeyin..." buyurmuyor mu? “Taviz” ile “sevdirme” nuansını iyi anlamak lazım !
____________________________________________________________________________________________
Birisine atılan iftira, dönüp dolaşıp kendisine gelir. Bu yüzden kişilerden açıkca küfür sadır olmadıkça, onları tekfir etmekten kaçınmak gerekir. Yazıda da belirtildiği gibi, taviz veriliyor denilen şeyin isbatlanması gerekir. Ve bu kişi en küçük geleneği bile değiştirmekten imtina ediyorsa, yıllarca dini vazifelerini hasta olmasına rağmen eda etmeye çalışıyorsa ortalığa şüphe tohumları ekmek beyhude bir çabadır.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#87831 12-07-2006 00:37 GMT-1 saat
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#93448 17-07-2006 18:06 GMT-1 saat
evet önyargılı davranmak yanlış fakat ben dinlerarası diyaloğun yanlış olduğu kanaatindeyim.senin dinin sana benim dinim bana.
dinlerarası diyalog hristiyan misyonerlerin işne yarıyor.bunu çıkaranda zaten hristiyanlardır.misyonerler bir tek asya kıtasının hristiyanlaştırılmadığını söylüyorlardı ve ortaya bu oyunu attılar dinlerarsı diyalog.
namık kemal zeybekin kitabında yazıyordu
bir adam nereye gidiyorsun diyor o da kiliseye gidiyorum diyor.neden dinini değiştirdin sözüne de ne farkeder diyor.
buyrun diyalogcuların eseri.
misyonerlik diyalogcuların eseri demiyorum.fakat diyaloğn müslümanlara zararlı olduğunu vurguluyorum.
dinlerarası diyalog hristiyan misyonerlerin işne yarıyor.bunu çıkaranda zaten hristiyanlardır.misyonerler bir tek asya kıtasının hristiyanlaştırılmadığını söylüyorlardı ve ortaya bu oyunu attılar dinlerarsı diyalog.
namık kemal zeybekin kitabında yazıyordu
bir adam nereye gidiyorsun diyor o da kiliseye gidiyorum diyor.neden dinini değiştirdin sözüne de ne farkeder diyor.
buyrun diyalogcuların eseri.
misyonerlik diyalogcuların eseri demiyorum.fakat diyaloğn müslümanlara zararlı olduğunu vurguluyorum.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#94608 19-07-2006 12:18 GMT-1 saat
bilgi için tşkler
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#94914 19-07-2006 17:45 GMT-1 saat
BU DA MI DİYALOG?????
'DİYALOG' karşılıklı konuşma...'Dinlerarası diyalog' deniliyor ama gerçekte 'Müslümanlık-Hristiyanlık' diyalog'u...Ara sıra hahamlar katılsalar da onların pek diyalog'la ilgileri yok...
Diyalog'u en çok hristiyanlar ve özellikle de misyonerler seviyor...onların tam aradıkları iklim...
Sovyetler Birliği döneminde ateizmin resmi ideoloji olduğu dönemlerde anlaşılabilir bir yanı olan bu 'diyalog' şimdilerde kime gerekli?
Sanırım hristiyan misyonerlere...Müslümanların direncini kırmak için birebir...
Diyalog? Nasıl?
Müslüman konuşuyor :
-Biz Hazreti İsa'yı Allah'ın büyük elçilerinden biri olarak biliriz ve ona ianırız.
Hristiyan konuşuyor :
-Biz İsa'yı Tanrı'nın oğlu olarak biliriz ve ona inanırız.
Şimdi burada dinler nerede buluşacak?
Daha dinin temeli olan Allah anlayışında 'uzlaşmaz çelişki' başladı.
İslam'a göre 'Kul huvallahu ehad.'
Hristiyanlığa göre:'Allah üçtür: Tanrı, oğul ve ruhülkudüs.'
Müslüman, hristiyanların dediğini kabul etse dinden çıkar...Hristiyan müslümanların inancını onaylasa hristiyan olmaz...
Peki bu neyin diyalog'u?...
Hazreti Muhammed Son Nebi
Dönelim İslam peygamberine:
Müslüman konuşur:
-Hazreti Muhammed Allah'ın kulu ve eçisidir.Elçilerin en büyüğüdür.Son peygamberdir.' Hatemül enbiya'dır.
Hristiyan konuşur:
-İsa'dan sonra peygamber gelmemiştir.Muhammed peygamber değildir.
Peki nedir?
Yalancı mı?
Peki ben bir müslüman olarak Peygamberime hakaret eden hristiyanla neyin diyalog'unu yapacağım.
Ne güzel ortaklık değil mi?
Sadece kara ortak hristiyanlar...
Sadece zarara ortak müslümanlar...
Dahası, biz Hazreti İsa'ya inanıyoruz.Allah'ın seçkin kulu ve elçisidir.Ama bizim inanışımıza göre hristiyanlar onun getirdiği dini bozmuşlardır.
Şimdi en son olanlara bakın.Teşkilatlı ve güçlü bir islam cemaatinin yayın organında bir kapak resmi...Hristiyanların kiliselerinde resmettikleri İsa...
İnsanlık Kimi Bekliyor
BÜTÜN kapağı kaplayan bir 'Hristiyan İsa'sı.'Ve 'insanlık onu bekliyormuş...
Niye? Uydurma olduğu çok açık hadislerden birinde ahir zamanda İsa'nın geleceği söyleniyormuş...
Hani 'Hatemül enbiya' idi...
Benim peygamberim böyle bir söz söylemez.
Bakın dindar bir yurttaşımızın bana sorusuna:
-Bu hadis doğruysa ve İsa gökten gelecekse demek ki İsa bizin peygamberimizden üstün...Öyle mi?
Cevabım:
-Hayır insanların en üstünü Hazreti Muhammed'dir ve ondan sonra nebi yoktur.
Bu soruların sorulmaya başlanılmasındaki tehlikeyi görüyor muyuz?
Evanjelist hristiyanlığın bütün gücüyle insanlığın başna çöktüğü ve müslümanların ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğu bir dönemde yapılan iş bakınız?
Diyalog bile değil. 'diyaloğ.' Bütün hayatı İslam'ı anlatmakla geçen ve geçimini bu görevden sağlayan bir insan için hazırlanan kitabın adı da 'Diyaloğa Adanan Hayat.'
Bırakın artık bu diyalog saçmalığını...Çözüm Kur'anı Kerim'dedir:
'Senin dinin sana benim dinim bana...'
Siz yüreklerinize ve beyinlerinize gerçek analamda 'müsamaha' kavramınnı yerleştirin yeter.
Diyaloğun 'Loğ'u
Çimkent'te Sabri hizmetli hoca anlattı: Bir profesör, 'ibadete gideceğiz 'diyor. 'Nereye' deyince 'şirkevine' diyor.Şirkevi Kazak Türkçe'sinde kilise... 'Neden Hristiyan oldun' sorusunun karşılığına dikkat: 'Ne farkeder hepsi aynı değil mi?'
Buyrun 'diyalogcular'.Buyrun eserinizi seyredin...
Demiyorum ki, misyonerlik 'diyalog'cuların eseri...Diyorum ki, Müslümanlar arasında modalaştırılan 'diyalog' Hristiyanlığın yayılmasına zemin hazırlıyor...
Müslümanlık, Hristiyanlık, Yahudilik hepsi 'İbrahimi' din ise...Ve de hepsi aynı ise ...Ve de hepsi cennete gidecekse...Para alan cami yerine para veren kilise daha çekici olabiliyor.Üstelik bir de öz dilde ibadet...
Kendisini Müslüman sayan ve bunun sorumluluğunu duyan herkesin bu konuyu derinden düşünmesi 'farzı ayn'
Şu 'diyaloğ'laşan diyalog saçmalığına da artık son verilmelidir.Ne 'dinler arası diyaloğu?'
UYANIN!!!
Dünyada olup bitenlerden habersiz, yarım yamalak bilgileriyle herşeyi bildiklerini sanan diyalog yandaşları var
'Canım ne var bunda başkalarıyla konuşmakta ne zarar var...Biz onlardan niye korkalım ki...Onlar bizi hristiyan yapmak istiyorlarsa biz de onları Müslüman yaparız...' diyen safdillere bugün Dinler Tarihi Uzmanı Dr. Lütfü Özşahin'in Yeni şafak'ta çıkan yazısı ile bir şeyleri hatrlatmak istedim:
Diyalog Yolu İle Hristiyanlaştırma
'1962-1965 yılları arasında 141 ülkeden 2860 kadar temsilcinin katılımı ile gerçekleşen 2. Vatikan Konsili üç yıl içerisinde önemli kararlar aldı. Artık Papa, Asya kıtasının Hristiyanlaştırılması zamanının gelip geçmekte olduğuna inanıyordu.
Diğer taraftan diyalogun başlatıcılarından 5. Paul da II. Vatikan Konsil'inde diyalogun gerçek amacı konusunda şöyle seslenir Konsil Üyelerine :' İncil her yaratığa İncil'i vaaz için tüm dünyaya yayılın der, ben ise buna şunlarıda ilave ediyorum:Misyonerlik için yeni yollar hazırlamak, yeni yöntem ve vasıtaları gözden geçirmek, yeni aksiyonlar, enerjiler meydana getirmek gerekir.'Ve sonunda diyalog ekibi hemen göreve başladı, önce Kardinal Marella sonra sırası ile Kardinal Pignodelli, Mgr. Jadot, Kardinal Arinze diyalog şemsiyesi altında misyon faaliyetlerine başladılar.
Evet Vaikan'ın diyalogdan anladığı kelimenin tam anlamı ile budur.Zaten daha geçenler de Mardin'de 'Diyalog Toplantısı' yapılırken tam da o gün Papa 2. J. Paul tüm Hristiyanları müslümanlarla evlenmeye, eğer evlenmek zorunda kalırsa çocukları mutlaka hristiyan yapmaya çağırdı.
Hiçbir diyalogcu kilise mensubu direkt söylemez ama asla İslam'ı vahyi bir din Hz. Muhammed'i Allah'ın peygamberi kabul etmez.Zira kabul ettiğinde Tanrı oğlu Mesih'in bir anlamı kalmaz.Bundan dikkat edilirse, hiçbir diyalog toplantısının sonunda, Kuran'a İslam'a Hz.. Muhammed'e (a.s.) atıf yoktur.Çünkü bu hristiyan doğmaya aykırıdır.Bırakın İslam'ı Vatikan, Hristiyanlık içindeki Metodisler, Mormonlar, Kuveykırlar, Üniteryenler, Presbiteryerler gibi mezhebleri bile kafir ilan etmiştir.Yani ne kadar diyalogda olsak bile bir Hristiyan yüzümüze söylemese bile, her zaman bilinç altında sapkın birdine inandığımızı asla unutmayacaktır.'
Papa Neden Terörü Kınamıyor?
'Peki bütün bu olgulara, gerçeklere rağmen diyalog samimi olabilir mi?Zaten samimi olmadıkları yaptıkları beynlardan da anlaşılmaktadır.Örneğin, Fetullah Gülen samimiyetle El Kaide'nin eylemlerini kınarken, Patrik Bartholomeos, Haham başı İshak Haleva ya da dünya ölçeğinde Papa, açıktan İsrail'in ve Amerikan'ın vahşeterini asla kınamamışlardır.Nerede diyalogdaki samimiyet? Sonuç olarak 'Dinler Arası Diyalog Toplantıları' sinsi Hristiyanlaştırma ve alinasyon (yabancılaştırma) planlarını bünyesinde taşımaktadır.'
Diyorum ki kendilerine göre hangi ihtiyaçtan ötürü bu diyalog tuzağına düşenler varsa, bir an önce kendilerini kurtarmalıdırlar.Gecikmeden...
YÜCE KUR'AN VE DİNLERARASI DİYALOG
Gerçekte bu konuyu İslam çözmüştür.'Dinde zorlama yoktur' hükmü Yüce Kur'an'dadır.Müslüman başka din mensuplarına ve farklı anlayışlara müsamaha ile bakacaktır.Herkesin dini kendine...'Leküm diniküm veliyedin.' Kafirun Suresinin son ayetidir: 'Senin dinin sana benim dinim bana.'
Öte yandan Müslüman, dinini kruyacak ve kafirlerin müslüman olması için çalışacaktır.Ama Müslüma feraset sahibi olacak ve misyonerliğin en etkili araçlarından biri olan 'dinlerarası diyalog' tuzağına düşmeyecektir.
'Hele İbrahimi Dinler' diyerek histiyanlığı ve museviliği kastetmek Müslüman açısından çok tehlikeli bir yaklaşım olur.Çünkü 'İbrahim ne Hristiyan ne Yahudi...O Müslümandı.'
Yüce Kur'an'da Ne Denildi
Bakara sursi 140. ayet:
'Yoksa siz İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunları yahudi veya hristiyan idiler mi diyorsunuz.De ki: Siz mi daha iyi biliyorsunuz yoksa Allah mı?Kendisine Allah'tn gelmiş hakkı gizleyenden daha zalim kim vardır.Allah sizin yaptılarınızdan habersiz değildir.'
145. ayet:
'Muhakkak sen, ehli-kitaba her türlü mucizeyi getirsen, yine de onlar senin kıblene uymazlar.Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Sana gelen vahiyden sonra onların arzularna uyacak olursan, şüphesiz o zaman zalimlerden olursun.'
Maide Suresi 17. ayet:
'Ey iman edenler! Yahudi ve Hristiyanları sakın dost edinmeyin.Onlar, birbirlerinin dostudurlar.Sizden kim onları dost edinirse, muhakkak onlardan olur.Şüphesiz Allah, zalim toplumu hidayete erdirmez.'
Maide Suresi 72. AYET
'Yemin olsun ki Allah Meryemoğlu Mesih'tir diyenler, kesinlikle kafir olmuşlardır.'
Maide Suresi 171. ayet:
'Ey kitap ehli! Dininizde aşırılığa sapmayın ve Allah hakkında sadece gerçeği söyleyin.Meryemoğlu İsa Mesih, sadece Allah'ın peygamberi, Meryem' e bıraktığı bir kelimesi ve Allah'tan gelen ruhtur.Artık Allah'a ve peygamberlere iman edin.'Allah üçtür' demeyin.Allah ancak tek ilahtır.O çocuğu olmaktan münezzehtir.Göklerde ve yerde ne varsa hepsi onundur.Vekil olarak Allah yeter.
Diyalog Değil Daver
Şura Suresi 15. ve 16. ayetler:
'Bundan sonra sen onları İslam'a davet et .Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.Onların boş sözlerine uyma ve de ki:Ben Allah'ın indirdiği bütün kitaplarına inandım.Aralarında adaletle hükmetmekle emrolundum.Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur.Allah hepimizi bir araya toplayacaktır.Dönüş sadece O'nadır.
Allah'ın dinine uyulduktan sonra, din hakkında hala tartışmaya girenlerin delilleri Rableri katında batıldır.Onların üzerine gazap ve kendilerine şiddetli bir azap vardır.'
'DİYALOG' karşılıklı konuşma...'Dinlerarası diyalog' deniliyor ama gerçekte 'Müslümanlık-Hristiyanlık' diyalog'u...Ara sıra hahamlar katılsalar da onların pek diyalog'la ilgileri yok...
Diyalog'u en çok hristiyanlar ve özellikle de misyonerler seviyor...onların tam aradıkları iklim...
Sovyetler Birliği döneminde ateizmin resmi ideoloji olduğu dönemlerde anlaşılabilir bir yanı olan bu 'diyalog' şimdilerde kime gerekli?
Sanırım hristiyan misyonerlere...Müslümanların direncini kırmak için birebir...
Diyalog? Nasıl?
Müslüman konuşuyor :
-Biz Hazreti İsa'yı Allah'ın büyük elçilerinden biri olarak biliriz ve ona ianırız.
Hristiyan konuşuyor :
-Biz İsa'yı Tanrı'nın oğlu olarak biliriz ve ona inanırız.
Şimdi burada dinler nerede buluşacak?
Daha dinin temeli olan Allah anlayışında 'uzlaşmaz çelişki' başladı.
İslam'a göre 'Kul huvallahu ehad.'
Hristiyanlığa göre:'Allah üçtür: Tanrı, oğul ve ruhülkudüs.'
Müslüman, hristiyanların dediğini kabul etse dinden çıkar...Hristiyan müslümanların inancını onaylasa hristiyan olmaz...
Peki bu neyin diyalog'u?...
Hazreti Muhammed Son Nebi
Dönelim İslam peygamberine:
Müslüman konuşur:
-Hazreti Muhammed Allah'ın kulu ve eçisidir.Elçilerin en büyüğüdür.Son peygamberdir.' Hatemül enbiya'dır.
Hristiyan konuşur:
-İsa'dan sonra peygamber gelmemiştir.Muhammed peygamber değildir.
Peki nedir?
Yalancı mı?
Peki ben bir müslüman olarak Peygamberime hakaret eden hristiyanla neyin diyalog'unu yapacağım.
Ne güzel ortaklık değil mi?
Sadece kara ortak hristiyanlar...
Sadece zarara ortak müslümanlar...
Dahası, biz Hazreti İsa'ya inanıyoruz.Allah'ın seçkin kulu ve elçisidir.Ama bizim inanışımıza göre hristiyanlar onun getirdiği dini bozmuşlardır.
Şimdi en son olanlara bakın.Teşkilatlı ve güçlü bir islam cemaatinin yayın organında bir kapak resmi...Hristiyanların kiliselerinde resmettikleri İsa...
İnsanlık Kimi Bekliyor
BÜTÜN kapağı kaplayan bir 'Hristiyan İsa'sı.'Ve 'insanlık onu bekliyormuş...
Niye? Uydurma olduğu çok açık hadislerden birinde ahir zamanda İsa'nın geleceği söyleniyormuş...
Hani 'Hatemül enbiya' idi...
Benim peygamberim böyle bir söz söylemez.
Bakın dindar bir yurttaşımızın bana sorusuna:
-Bu hadis doğruysa ve İsa gökten gelecekse demek ki İsa bizin peygamberimizden üstün...Öyle mi?
Cevabım:
-Hayır insanların en üstünü Hazreti Muhammed'dir ve ondan sonra nebi yoktur.
Bu soruların sorulmaya başlanılmasındaki tehlikeyi görüyor muyuz?
Evanjelist hristiyanlığın bütün gücüyle insanlığın başna çöktüğü ve müslümanların ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğu bir dönemde yapılan iş bakınız?
Diyalog bile değil. 'diyaloğ.' Bütün hayatı İslam'ı anlatmakla geçen ve geçimini bu görevden sağlayan bir insan için hazırlanan kitabın adı da 'Diyaloğa Adanan Hayat.'
Bırakın artık bu diyalog saçmalığını...Çözüm Kur'anı Kerim'dedir:
'Senin dinin sana benim dinim bana...'
Siz yüreklerinize ve beyinlerinize gerçek analamda 'müsamaha' kavramınnı yerleştirin yeter.
Diyaloğun 'Loğ'u
Çimkent'te Sabri hizmetli hoca anlattı: Bir profesör, 'ibadete gideceğiz 'diyor. 'Nereye' deyince 'şirkevine' diyor.Şirkevi Kazak Türkçe'sinde kilise... 'Neden Hristiyan oldun' sorusunun karşılığına dikkat: 'Ne farkeder hepsi aynı değil mi?'
Buyrun 'diyalogcular'.Buyrun eserinizi seyredin...
Demiyorum ki, misyonerlik 'diyalog'cuların eseri...Diyorum ki, Müslümanlar arasında modalaştırılan 'diyalog' Hristiyanlığın yayılmasına zemin hazırlıyor...
Müslümanlık, Hristiyanlık, Yahudilik hepsi 'İbrahimi' din ise...Ve de hepsi aynı ise ...Ve de hepsi cennete gidecekse...Para alan cami yerine para veren kilise daha çekici olabiliyor.Üstelik bir de öz dilde ibadet...
Kendisini Müslüman sayan ve bunun sorumluluğunu duyan herkesin bu konuyu derinden düşünmesi 'farzı ayn'
Şu 'diyaloğ'laşan diyalog saçmalığına da artık son verilmelidir.Ne 'dinler arası diyaloğu?'
UYANIN!!!
Dünyada olup bitenlerden habersiz, yarım yamalak bilgileriyle herşeyi bildiklerini sanan diyalog yandaşları var
'Canım ne var bunda başkalarıyla konuşmakta ne zarar var...Biz onlardan niye korkalım ki...Onlar bizi hristiyan yapmak istiyorlarsa biz de onları Müslüman yaparız...' diyen safdillere bugün Dinler Tarihi Uzmanı Dr. Lütfü Özşahin'in Yeni şafak'ta çıkan yazısı ile bir şeyleri hatrlatmak istedim:
Diyalog Yolu İle Hristiyanlaştırma
'1962-1965 yılları arasında 141 ülkeden 2860 kadar temsilcinin katılımı ile gerçekleşen 2. Vatikan Konsili üç yıl içerisinde önemli kararlar aldı. Artık Papa, Asya kıtasının Hristiyanlaştırılması zamanının gelip geçmekte olduğuna inanıyordu.
Diğer taraftan diyalogun başlatıcılarından 5. Paul da II. Vatikan Konsil'inde diyalogun gerçek amacı konusunda şöyle seslenir Konsil Üyelerine :' İncil her yaratığa İncil'i vaaz için tüm dünyaya yayılın der, ben ise buna şunlarıda ilave ediyorum:Misyonerlik için yeni yollar hazırlamak, yeni yöntem ve vasıtaları gözden geçirmek, yeni aksiyonlar, enerjiler meydana getirmek gerekir.'Ve sonunda diyalog ekibi hemen göreve başladı, önce Kardinal Marella sonra sırası ile Kardinal Pignodelli, Mgr. Jadot, Kardinal Arinze diyalog şemsiyesi altında misyon faaliyetlerine başladılar.
Evet Vaikan'ın diyalogdan anladığı kelimenin tam anlamı ile budur.Zaten daha geçenler de Mardin'de 'Diyalog Toplantısı' yapılırken tam da o gün Papa 2. J. Paul tüm Hristiyanları müslümanlarla evlenmeye, eğer evlenmek zorunda kalırsa çocukları mutlaka hristiyan yapmaya çağırdı.
Hiçbir diyalogcu kilise mensubu direkt söylemez ama asla İslam'ı vahyi bir din Hz. Muhammed'i Allah'ın peygamberi kabul etmez.Zira kabul ettiğinde Tanrı oğlu Mesih'in bir anlamı kalmaz.Bundan dikkat edilirse, hiçbir diyalog toplantısının sonunda, Kuran'a İslam'a Hz.. Muhammed'e (a.s.) atıf yoktur.Çünkü bu hristiyan doğmaya aykırıdır.Bırakın İslam'ı Vatikan, Hristiyanlık içindeki Metodisler, Mormonlar, Kuveykırlar, Üniteryenler, Presbiteryerler gibi mezhebleri bile kafir ilan etmiştir.Yani ne kadar diyalogda olsak bile bir Hristiyan yüzümüze söylemese bile, her zaman bilinç altında sapkın birdine inandığımızı asla unutmayacaktır.'
Papa Neden Terörü Kınamıyor?
'Peki bütün bu olgulara, gerçeklere rağmen diyalog samimi olabilir mi?Zaten samimi olmadıkları yaptıkları beynlardan da anlaşılmaktadır.Örneğin, Fetullah Gülen samimiyetle El Kaide'nin eylemlerini kınarken, Patrik Bartholomeos, Haham başı İshak Haleva ya da dünya ölçeğinde Papa, açıktan İsrail'in ve Amerikan'ın vahşeterini asla kınamamışlardır.Nerede diyalogdaki samimiyet? Sonuç olarak 'Dinler Arası Diyalog Toplantıları' sinsi Hristiyanlaştırma ve alinasyon (yabancılaştırma) planlarını bünyesinde taşımaktadır.'
Diyorum ki kendilerine göre hangi ihtiyaçtan ötürü bu diyalog tuzağına düşenler varsa, bir an önce kendilerini kurtarmalıdırlar.Gecikmeden...
YÜCE KUR'AN VE DİNLERARASI DİYALOG
Gerçekte bu konuyu İslam çözmüştür.'Dinde zorlama yoktur' hükmü Yüce Kur'an'dadır.Müslüman başka din mensuplarına ve farklı anlayışlara müsamaha ile bakacaktır.Herkesin dini kendine...'Leküm diniküm veliyedin.' Kafirun Suresinin son ayetidir: 'Senin dinin sana benim dinim bana.'
Öte yandan Müslüman, dinini kruyacak ve kafirlerin müslüman olması için çalışacaktır.Ama Müslüma feraset sahibi olacak ve misyonerliğin en etkili araçlarından biri olan 'dinlerarası diyalog' tuzağına düşmeyecektir.
'Hele İbrahimi Dinler' diyerek histiyanlığı ve museviliği kastetmek Müslüman açısından çok tehlikeli bir yaklaşım olur.Çünkü 'İbrahim ne Hristiyan ne Yahudi...O Müslümandı.'
Yüce Kur'an'da Ne Denildi
Bakara sursi 140. ayet:
'Yoksa siz İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunları yahudi veya hristiyan idiler mi diyorsunuz.De ki: Siz mi daha iyi biliyorsunuz yoksa Allah mı?Kendisine Allah'tn gelmiş hakkı gizleyenden daha zalim kim vardır.Allah sizin yaptılarınızdan habersiz değildir.'
145. ayet:
'Muhakkak sen, ehli-kitaba her türlü mucizeyi getirsen, yine de onlar senin kıblene uymazlar.Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Sana gelen vahiyden sonra onların arzularna uyacak olursan, şüphesiz o zaman zalimlerden olursun.'
Maide Suresi 17. ayet:
'Ey iman edenler! Yahudi ve Hristiyanları sakın dost edinmeyin.Onlar, birbirlerinin dostudurlar.Sizden kim onları dost edinirse, muhakkak onlardan olur.Şüphesiz Allah, zalim toplumu hidayete erdirmez.'
Maide Suresi 72. AYET
'Yemin olsun ki Allah Meryemoğlu Mesih'tir diyenler, kesinlikle kafir olmuşlardır.'
Maide Suresi 171. ayet:
'Ey kitap ehli! Dininizde aşırılığa sapmayın ve Allah hakkında sadece gerçeği söyleyin.Meryemoğlu İsa Mesih, sadece Allah'ın peygamberi, Meryem' e bıraktığı bir kelimesi ve Allah'tan gelen ruhtur.Artık Allah'a ve peygamberlere iman edin.'Allah üçtür' demeyin.Allah ancak tek ilahtır.O çocuğu olmaktan münezzehtir.Göklerde ve yerde ne varsa hepsi onundur.Vekil olarak Allah yeter.
Diyalog Değil Daver
Şura Suresi 15. ve 16. ayetler:
'Bundan sonra sen onları İslam'a davet et .Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.Onların boş sözlerine uyma ve de ki:Ben Allah'ın indirdiği bütün kitaplarına inandım.Aralarında adaletle hükmetmekle emrolundum.Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur.Allah hepimizi bir araya toplayacaktır.Dönüş sadece O'nadır.
Allah'ın dinine uyulduktan sonra, din hakkında hala tartışmaya girenlerin delilleri Rableri katında batıldır.Onların üzerine gazap ve kendilerine şiddetli bir azap vardır.'
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu