> 1 <
Kırık Link Bildir! #177529 24-03-2007 22:58 GMT-1 saat
Rasûlüm onlara de ki: Ben bu davetime karşılık olarak sizden bir karşılık ve ücret beklemiyorum; sadece yakınlarıma sevgi göstermenizi istiyorum. (Şûrâ/23)
İbn Abbas (r.a) naklediyor: Bu ayet-i kerime indiği zaman, bazıları, Yâ Rasûlellah! Sevmemiz vacip olan bu yakınlarınız kimlerdir? diye sordular; Efendimiz (s.a.v),
Ali, Fâtıma ve onların çocukları Hasan ile Hüseyin buyurdu. (Tabarânî, el-Kebîr, No: 2641; Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, IX, 168)
Efendimiz (s.a.v), başka bir hadislerinde, onları dost edenleri kendisinin de dost edeceğini, onlara düşmanlık edenlere kendisinin de düşman olacağını beyan buyurmuştur. (Hâkim, Müstedrek, III, 149; Tabarâni, el-Kebîr, No:2619, 2620)
Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz, Ehl-i Beytin sevgisinin, kendisini sevmekten ileri geldiğini şöyle belirtmiştir:
Sizi nimetleriyle rızıklandırıp gıdâlandırdığı için Allah'ı seviniz. Beni Allah'ı sevdiğiniz için seviniz. Ehl-i Beytimi de beni sevdiğiniz için seviniz. (Tirmizî, Menâkıb, 32; Hâkim, Müstedrek, III, 150.)
Efendimiz'in zevcesi Ümmü Seleme (r. anha) anlatıyor:
Rasûlullah (s.a.v) Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin'le yemek yedi. Yemekten sonra, onları üzerindeki elbise ile sardı ve,
Allahım! Bunlara düşman olana sen de düşman ol; bunları seveni sen de sev!
diye duâ etti. (Ebû Ya'lâ, Müsned, No:6951; Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, IX, 166-167.)
Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz'in amcası Abbas (r.a) bir gün üzüntülü bir şekilde, Efendimiz'in huzuruna geldi ve,
Yâ Rasûlellah! Kureyş bizden ne istiyor; birbirleriyle karşılaşınca güler yüz gösteriyorlar, bizimle karşılaşınca yüzleri değişiyor! diye şikâyet etti. Allah Resûlü (s.a.v) bu hâle çok gazaplandı; yüzü kıpkırmızı oldu. Sonra,
Allah'a yemin ederim ki, bir kalp sizleri Allah ve Resûlü için sevmedikçe o kalbe iman girmiş olmaz
buyurdu ve şöyle devam etti:
Ey insanlar! Kim amcama eziyet ederse, bana eziyet etmiş olur. Hiç şüphesiz bir kimsenin amcası babası gibidir. (Tirmizî, Menâkıb, 28; Ahmed Müsned, I, 207.)
Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz, Hz. Ali'ye hitaben: Yâ Ali, seni ancak mümin olanlar sever; sana ancak münafıklar buğzeder.
buyurmuştur.( Müslim, iman, 131; Tirmizî, Menâkıb, 20; Nesâî, iman, 19.)
Allah Rasûlü (s.a.v), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.a) için, Bunlar benim evlâdımdır; evlâdımın çocuklarıdır. Allahım! Ben onları seviyorum, sen de sev. Allahım, onları sevenleri de sev!
diye duâ etmiştir. (Tirmizî,Menâkıb, 50; Beğavî, Mesâbihu's-Sünne, IV, 194. (No: 4829))
Büyük arif Muhyiddin b. Arabî hazretleri (k.s) demiştir ki: Allah Rasûlü (s.a.v), Allah Teâlâ'nın emriyle bizden yakınlarına muhabbet etmemizi istemiştir. (Şûrâ/23) Bundan sonra bir mümin Hz. Peygamberin (s.a.v) bu talebim kabul etmezse, yarın kıyamet gününde ona hangi yüzle bakacak ve onun şefaatini nasıl umacaktır?
Bir sadık âşık demiştir ki: Sevgilinin yaptığı her şey sevgilidir. Eğer senin Allah ve Resûlü için muhabbetin sahih ise, Hz Peygamber'in (s.a.v) Ehl-i Beytini de seversin. Herkesin imanı onların muhabbeti ile ölçülür. (Ibnu Arabî, el-Futûhâtu'1-Mekkiyye, I, 29. Bölüm. (Özetle alındı))
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu