Kırık Link Bildir! #179508 29-03-2007 14:34 GMT-1 saat
Belediyelerin yüzde 70'ini elinde bulunduran, 4 yılı aşkın süredir ülkeyi tek başına idare eden partinin genel başkanı sıfatını taşıyan bir başbakanın Çankaya'ya çıkmasına engel olarak bula bula sadece bu iki nokta tespit edilebilmişse, bu durum AKP'nin iktidar yıllarının tamamen aklanması anlamına gelmez mi?
Üstelik başbakanın şahsı ile ilgili gündeme getirilen ve Çankaya için engel teşkil edici olarak zikredilen iki noktadan ilki olan eşinin türbanlı olması da, 7 yıl evvel yaptığı iddia edilen konuşma da AKP'nin kurulması öncesine dayanan konular.
Kısacası AK Parti'nin iktidar yıllarına ilişkin seslendirilmiş tek bir gerekçe yok. Erdoğan'ın başbakanlık yıllarının ülke adına verimsiz geçtiğine dair öne sürdükleri ve iddia ettikleri konular yok. Başbakanken ne yaptın ki, Çankaya'da ne yapacaksın diye ifade edilebilecek (belkide halkın kulağına hoş gelebilecek) tek bir gerekçe yok.
Nerelere kadar uzanmışlar...
Sözün kısası, CHP lideri Baykal, Başbakan Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkışına engel olarak gördüğü iki temel gerekçeyi sıralarken Erdoğan'ı şimdi hakladım diye düşünürken, aslında farkına varmadan AKP'nin tüm iktidar yıllarını da aklamış oluyor.
Demek ki iktidar partisinin ve onun genel başkanının açıkları konusunda Türkiye'deki araştırmalarını tozu dumana katacak şekilde öylesine ilerletmişler ve herşeyi öylesine didik didik etmişler ki, sıra dünyanın ta ötelerine gelmiş ve dünyanın dört bir yanında yaptığı konuşmaları bile mercek altına almışlar... Bulabildikleri ise ortada.
Aslında şu an yaşanan tartışmalar yaklaşan genel seçimde uygulanacak taktikleri de ele veriyor. Anlaşılan o ki CHP'nin elinde, AKP'nin 5 yıllık iktidar dönemine ilişkin seçmen gözünde zora sokacak malzeme bulunmuyor. Görünen tablo şimdilik böyle.
Erdoğan'ın şansı...
26 Şubatta bu köşede yayınlanan Tehdit ve şantajla Çankaya'dan vazgeçirmek (http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=137012) başlıklı yazıda şunları yazmışız:
Başbakan Erdoğan'ın birçok meselede olduğu gibi bu konuda da şanslı olduğu söylenebilir. İleride siyasi bir dalga oluşturabileceği düşüncesiyle Erdoğan'ın önünü kesmek isteyenler, okuduğu bir şiiri bahane ettiler. Şimdi ise eşinin başörtüsünü, Çankaya yolunda engel gösteriyorlar. Açıkça söyleyelim, zayıf bir argüman. Engel olarak sunulan konu, geniş halk kitleleri açısından problem olarak algılanmıyor.
Bu tartışmada türban konusu, Çankaya'ya çıkmanın değil, çıkartmamanın simgesidir. Başbakan Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkışını engellemek isteyenlerin, şimdilik bulabildikleri tek malzeme olması itibariyle onlara ait bir simgedir. Başbakan'ın eşi açık olsaydı bile, tartışmalar daha az yaşanacak değildi. Belki de, türban meselesinden daha gerilimli ve çetrefilli konular gündeme gelecekti. Yine de gelmesi beklenebilir. Başbakan gerçekten şanslı insan
Muhalefetin diline doladığı türbanı onların gözüne perde ederek, elini kolunu sallayarak Çankaya'ya çıkması büyük ihtimal dâhilinde yazmışız.
Erdoğan'ın Başbakan olmasına okuduğu bir şiir engel olarak sunulmuştu, Çankaya'ya çıkışına engel olarak da yine ağzından çıkan iki kelime engel olarak sunuluyor.
Bakalım muhtar olmaz denilen siyasi figürün bu seferki sıçrayışı nasıl olacak?
Ne dersiniz?
