"Söyle kaç yaşındasın
Dertlerin başındasın
İstisnasız her an
Geçmişi özlüyorsan "
Yetmedi mi daha çektiklerin küçük kız! Kendi canını yaktığın yetmedi mi? Geçmişi ne denli özlüyorsun bu kadar? Çok mu yordular seni, çok mu kırdılar, yarı yolda mı bıraktılar yoksa..? Yetmedi mi daha bunlar..? Neden körsün hala..?
"Bilmem kaç yaşındasın
Gözleri yaşlardasın
İstisnasız her an
Yarını düşlüyorsan "
Niye bu denli ıslak gözlerin..? Niye istisnası yok geçmişi özlediğin, Yarını düşlediğin günlerinin... Acıtmaktan yorulmadın mı kendini daha...
" Yolculuk nereye
Neler uğruna ölmeye
Dört yalnızlıkla bir doğruyu götürmeye"
Bu sefer kimin uğruna ateşe atacaksın kendini..? Kimin uğruna vazgeçeceksin bir şeylerden? Onlar seni uçurumdan attı görmüyor musun küçük kız.. Yetmedi mi yalnızlıkların... Elinde doğrularının kalmadığı, yalnızlığının alıp götürdükleri az mı geldi canına...
"Hadi durma ağla, ağla
Yaşlar kurur zamanla, ağla
Böyle kahpedir dünya
Son bulur kollarında
Hadi durma ağla, ağla
Yüzünü ıslatmasan da ağla
Belki hepsi bir ruya
Son bulur kollarında "
Ağla! Ağla ki anla ne denli can yakar zaman! Yaşlar zamanla kurur mu, gör ağla da!böyledir dünya.. Bu kanundur küçük kız.. Her güzel şey kollarında, gözünün önünde can veriverir.. Bir rüya oluverir en gerçek bildiklerin... "Söyle kaç yaşındasın
Herkes kadar yalnız mısın ?
İnce ince titremen
Soğuktan mı sanırsın ? "
yalnız mısın zaman kadar..? Kimse kalmadı mı yanında ... Bak gitti giden sen hala soğuktan mı sanırsın, ince ince titremen..
Anlattıklarım boşuna değil mi ufaklık... Sen hepsini görmüşsün zaten.. Her acı buruk bir tat bırakmış damağında.. Biritkirdiğin acıları harca küçük kız... Damla, damla... Damla, damla...