[img]http://www9.yatego.com/images/429b0669958e04.3/1123_0.JPG[/img]
Kum Gibi
Martilar aglardi copluklerde
Biz seninle gulusurduk
Sehirlere bombalar yagardi her gece
Biz durmadan sevisirdik
Acimasiz olma simdi bu kadar
Dun gibi dun gibi cekip gitme
Birak da sarilayim ayaklarina
Kum gibi kum gibi ezip gecme
Sonbahar damlardi damlarimiza
Biz seninle sararirdik
Aydinlansin diye su kirli yuzler
Biz durmadan savasirdik
Acimasiz olma simdi bu kadar
Dun gibi dun gibi cekip gitme
Birak da sarilayim ayaklarina
Kum gibi kum gibi ezip gecme
Agladikca
Daglarda ofkeli basim
serhat'ta hep aksam oluyor
nasipsiz kistan mi, yamurdan mi yoksa asktan mi
agladikca, agladikca daglarimiz yeserecek
gorecek, goreceksin
agladikca, agladikca
gecegi tutacagiz goreceksin
ilk yazda bitti telasim
alnimda hep kavga duruyor
vakitsiz kirstan mi
bahardan mi yoksa asktan mi
agladikca, agladikca bozkirlar yeserecek
gorecek goreceksin
agladikca, agladikca
gunesi tutacagiz goreceksin
Ah Ulan Rıza
Neden hâlâ gelmedi?
Yoksa saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birisine sorar.
Cebimde bir lira desen yok
Madara olduk meyhaneye
Ahh eşşek kafam benim
Nasıl da güvendim bu hergeleye
Gelse balığa çıkacaktık
Ne çekersek kızartıp
Bir büyük rakıyla yutacaktık
Kafamız tam olunca şarkılar döktürüp
Enteresan hayallere dalacaktık
Bu sandalı geçen hafta denk getirip
Çalıntıdan düşürdük
Arkadaşlar ısrar etti, biz de
'İyi olur, bize uyar' diye düşündük
Saat sekizde gelecekti
Bana beş milyon borç verecekti
Yoksa o nemrut karısı kaçtı da
Onun peşinden mi gitti?
Eğer öyleyse yandık!
Gudubet yaptı yine yapacağını!
Geçen senede merdivenden itip
Kırmıştı Rıza'nın bacağını
Kadında boy şu kadar
Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak
Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak
Ya horlarken Rıza'yı boğacak
Bak şimdi acıdım
Aşk olsun adama
Ben olsam vallahi baş edemem
Hele beş tane velet var ki boy boy
Allah'tan düşmanıma dilemem.
Aslında iyi çocuktur Rıza,
Efendi huyludur,
Herkezin suyuna gider
Erken yıprandı garibim
Yoksa tek başına on tane adam eder
Bir keresinde hiç unutamam
Üç beş zibidi haraca dadandı
Rıza sandalyeyi kaptığı gibi
Herifleri hastaneye kadar kovaladı.
Aynı mahallede büyüdük,
Aynı kızları sevdik
Aynı kafadaydık, orta ikiden bıraktık
Matematik ağır geliyordu
Bir başka havadaydık
Aynı gömleği giyer
Aynı sigaraya takılır,
Aynı takımı tutardık.
Fenerin maçına iddialaşıp
Millete az mı yemek ısmarladık!
Bir tek askerde ayrıldık
Ona Bornova düştü, bana Gelibolu
Döner dönmez evlendirdiler
En büyük salaklığı da bu oldu
Bense hiç düşünmedim
Zaten param yoktu
Hep tek tabanca gezdim
benim istediğimi annem istemedi
Onun gösterdiğini ben sevmedim.
Neyse,
Bunlar derin mevzu
Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek
Ufaktan yol alayım,
Annem evde yanız
Şimdi meraktan ölecek
Gittim, vurup kafayı yattım
Rüyamda gördüm
Gülümseyerek geldiğini
Ne bilirdim yolda kamyon çarpıp da
Hastaneye kavuşamadan can verdiğini...
Vay be Rıza!
Sonunda sende düşüp gittin Azrail'in peşine
Dün boşuna günahını almışım
Ne olur kızma bu kardeşine
Öğlen kahvede söylediler
Rıza öldü dediler, ne kolay söylediler
Sanki dev bir taş ocağını
Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler
Ah dostum!
O kocaman gövdene o beyaz kefeni
Nasıl kıyıp giydirdiler?
O zalim tabutun tahtalarını
Senin üstüne böyle nasıl çivilediler?
Yani sen şimdi tamamen gittin de
Bir daha olmayacakmısın?
Yani bir daha borç vermeyecek misin?
Bir daha rakı ısmarlamayacak mısın?
Peki beni kim kızdıracak?
Kim zar tutacak?
Kim ağzını şapırtadacak?
Peki beni bu köhne dünyada
Senin anladığın kadar kim anlayacak?
Ulan Rıza!
Ne hayallerimiz vardı oysa
Ne acayip şeyler yapacaktık
Lotoyu vurunca dükkan açacak
Adını 'Dostlar Meyhanesi' koyacaktık
Hafta sonu iki yavru kapıp Boğaz yolunda
O biçim fiyaka atacaktık
Ah ulan Rıza!
Bu mahallenin nesini beğenmedin de
Öte yana taşındın?
Ara sıra gıcıklaşırdın ama
İnan ki benim en kral arkadaşımdın
Ah ulan Rıza!
Ben şimdi bu koca denizde
Tek başıma ne halt ederim?
Senden ayrılacağımı sanma,
Bir kaç güne kalmaz Ben de gelirim! ...
.
Arka Mahalle
Ağladım göz yaşlarım döndü denize
Ben derdimi kimseye söyleyemedim
Kurşunlara gelirken arka mahlede
Düştüm de yerlere bir of demedim
Başıma neler geldi sana diyemedim
Beni kaçkere dövdüler
Adını söylemedim of of of of
Yıkılsın evin
Ağladım gözyaşlarım düştü ateşe
Yine de bu yangını söndüremedim
Bağıra bağıra yazdım seni içime
Bir kez olsun yüzünü güldüremedim
Ay Gidiyor
Canım ey canım ey
Canım eylen ey
Evimi başıma yıkıp giden hey
Kapkara büyürken
Geceler derinden
Canımı içimden
Alıp giden hey
Ay gidiyor
Günlerim kanıyor
Gün yüzün dönüyor
Ay gidiyor
Günlerim kanıyor
Gül yüzün dönmüyor
Canım ey canım ey
Yanan ömrüm ey
İçime ateşi
Koyup giden hey
Sessizce büyürken
Avluda cehennem
Güneşi koluna
Takıp gelsen hey
Başım Belada
Bugün yine düsünemiyeceğin kadar başım belada
Köşe başları tutulmuş üstelik yağmur yağmada
İler-tutar yani yok
Fişlenmişim adım, eşkalim bilinmekte
Üstelik göğsümde yani tam şuramda
Kirli sakkalıyla bir eşkiya gezinmekte
Başım belada
Adamın biri vurulmuş sokakta
Cebinde adresim bulunmuş
Başım belada
Tabancamı unutmuşum helada
Nerden baksan tutarsızlık
Nerden baksan ahmakça
Sevdim inanamayacağın kadar seni esmer kız
Kirpiklerimde çırpınan şu tuzlu gözyaşımda
İhanetin adı yok
Neylersin ki çember daralmakta
Şimdilik hoşçakal yaban çiçeğim
Yasal mermisiyle bir komser yaklaşmakta...
.
Diyarbakır Türküsü
Diyarbakır vurulmuş uzarım
Ben bu kurşun sesini nerde olsa tanırım
Bu dağlarda gençliğim cayı cayır yanarken
Ay vurur gözyaşına ben gecede kalırım
Üzülme sen, üzülme başını öne eğme
Gün olur kavuşuruz, dert etme Diyarbakır
Yüreğini dağlama, kanlı bezler bağlama
Bu yangın söner birgün, ağlama Diyarbakır
Diyarbakır yolunda toz olmuş dağılırım
Bu hırçın depremlerle sarsılırım kanarım
Arkadaşların yüzü ağır ağır solarken
Gün doğar yaylalara, kahrımdan utanırım
Ey fırtınalı bayır, ey mazlum Diyarbakır
Dağlarında ateşler, alnında kızıl bakır
Çiğdemler solar gibi, anneler yanar gibi
Dizlerine döküldüm, ağlama Diyarbakır
Giderim
Artık seninle duramam
Bu akşam çıkar giderim
Hesabım kalsın mahşere
Elimi yıkar giderim
Sen zahmet etme yerinden
Gürültü yapmam derinden
Parmaklarımın üzerinden
Su gibi akar giderim
Artık sürersin bir sefa
Ne cismim kaldı ne cefa
Şikayet etmem bu defa
Dişimi sıkar giderim
Bozar mı sandın acılar
Belaya atlar giderim
Kurşun gibi mavzer gibi
Dağ gibi patlar giderim
Kaybetsem bile herşeyi
Bu aşkı yırtar giderim
Sinsice olmaz gidişim
Kapıyı çarpar giderim
Sana yazdığım bu şarkıyı
Sazımdan söker giderim
Ben ağlayamam bilirsin
Yüzümü döker giderim
Köpeklerimden kuşumdan
Yavrumdan cayar giderim
Senden aldığım ne varsa
Yerine koyar giderim
Ezdirmem sana kendimi
Gövdemi yakar giderim
Bettua etmem üzülme
Kafama sıkar giderim
.
Mahur Beste
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık sonbahara
Mavi'nin Türküsü
Şu dağdaki gezene bak
Gözlerinin rengine bak
Mavi gözler kan kan olmuş
Şu feleğin işine bak
Seni vuran beni de vursun
Şu feleğin işine bak
Dağlarda talan olurmu
Dosta hiç yalan
Ölürsem duyan olurmu
Şu feleğin işine bak.
( Of Of )