Soğuk bir Türkiye Kupası maçında vazgeçtim
Fenerli olmaktan.
Ve yaşlı defansımda 4-3-3 yarasıydı DAUM hocam.
Ben senin bir gün üst tura çıkabilme ihtimalini
sevdim.
Fenerbahçe stadının kokoreç kokan yollarında özlemeye
başladım Avrupadan tur atlayıp gelmeyi.
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki adam gibi
galibiyetleri özlemeye başladım sonra.
Bizim ALEXlerimiz,ANELKAlarımız vardı. Bir de eski
şampiyonluklara bakıp ağlama imkanı.
Sarı-lacivert renkli maraton sıralarında öğrendik
şampiyonluk türkülri söylemeyi.Biz şampiyon oluyorduk
Beşiktaş Cimbom ise kol saati.
Koca koca paragraflarla umut ikliminde yazılar
yazıyordu Fenerli Medya
Türk dil kurumuna inat bir Türkçeyle.
Abilerimizden öğrenirken FB harflerinden şekiller
türetmeyi,
Rüştünün koruduğu kaleye usul usul gol yağıyordu.
Ve halı sahalarda oynamayı öneriyordu haber
bültenleri.
Spor programlarında tartışılan Avrupa zaferim olmadı
benim.
İngilizleri en kötü zamanında yenişimizi saymazsak.
Dereağzına usul usul taraftar yağıyordu.
Ve tesislerden çıkmamayı öneriyordu futbolculara haber
bültenleri.
Sana şiirler marşlar biriktiriyordum fen bilgisi
defterimde
Ama sen yoktun...
Ben senin birilerini yenebilme ihtimalini seviyordum
suni teneffüs saatlerinde.
Servis otobüsü seni hep hızla,perdeleri çekili
götürüyordu tesislere.
Ben senin için Avrupa zaferinden sonra Bağdat
caddesinde korna çalabilme ihtimalini seviyordum.
Ben senin birilerini eleyebilme ihtimalini seviyordum.
Kış ayazı Pendike çekiyordu tenimin çatlamaya hazır
gevrekliğini.
Stada giriyordum.Kırık çatlak yolların çare bilmez
fanatiği.
Ne yana baksam Fenerli ve şampiyon sanıyordum tuttuğum
takımı,Feneri.
Yanımızdan geçip giden Cimbomla yarışıyordum
güya,Aziz Yıldırımın garantisinde.
Sonra yeniliyordum "En büyük Fener" derken bir ikinci
ligliye.
Göz yaşlarımın sesini başına koyuyordum şarkılarımın
listesinin.Çıkıyordum sonra çıkıyordum
stadtan.Pendikten bizim eve giden ömrümün o en
uzun,ömrümün o en berbat,ömrümün o en çocuk,ömrümün o
en ihtiyar yolunu koşuyordum.Çünkü sokakta
Galatasaraylılar oluyordu UEFAda üst tura
çıkıyorlardı her maçın sonunda...
Soğuk bir Türkiye Kupası maçında vazgeçtim Fenerli
olmaktan.
Ve yaşlı defansımda 4-3-3 yarasıydı Daum hocam.
Ben seninle adalara mistik ve demli bir çay kıvamında
bakan bir ikinci lig sahasında tur atlama ihtimalini
sevdim. Ben senin Pendiki eleyebilme ihtimalini
sevdim. Ben senin yenebilme ihtimalini sevdim...