> 1 <
Alparslan T.
4 8 15 16 23 42
Yüzbaşı
1355 ileti
Yer:
İş: Alparslan T.
Kayıt: 25-03-2007 09:10
İş: Alparslan T.
Kayıt: 25-03-2007 09:10
Kırık Link Bildir! #189193 14-04-2007 06:35 GMT-1 saat
Ne yazık ki tarihimizi yeterince anlayamadığımız gibi Atatürk'ü de yeterince araştırıp anlayamadık onu sanki Allah tarafından Türkiye'yi kurtarmak için gönderilmiş bir insan gibi gördük ve kafalarımızın içinde de öyle bir yere oturttuk ki bugün bile Türkiye'nin içinde bulunduğu çıkmazlardan kurtulması için halk arasında Keşke Atatürk gibi biri tekrar gelse sözü sıkça söylenir hale geldi .
Mustafa Kemal nasıl Atatürk olmuştur? , niçin Mustafa Kemal'in aynı dönemde birlikte okuduğu, arkadaşlık ettiği, birlikte savaştığı insanlar arasından kendi gibi bir insan çıkmamıştır?
Onu diğerlerinden ayıran ve sonuçta Atatürk yapan özelliği neydi? Atatürk'ü diğerlerinden ayırıp büyük bir lider yapan özelliği HAVA tabiatlı olmasından kaynaklanmaktadır. Sahip olduğu hava tabiatının etkisiyle en olmadık zamanlarda bile hiç kimseye danışmadan çok çabuk ve etkili kararlar vererek bu kararların harfiyen uygulanmasını sağlamıştır.
Sakarya Meydan Savaşı'nda hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır bu satıh bütün vatandır diyerek askerleri çok ümitsiz oldukları bir dönemde bütün imkansızlıklara rağmen zafere koşturması, Kurtuluş Savaşında 26 Ağustos'ta ordular ilk hedefiniz Akdenizdir ileri! diyerek zafer için 15 gün zaman tanıması ancak büyük taarruzun bu çok kısa zaman biriminden bir gün önce 9 Eylül'de sona ermesi buna örnek gösterilebilir .
Atatürk büyük bir asker olma özelliğini yine büyük bir devlet adamı olarak devam ettirmiş, imkansız gibi görülen değişimleri çok kısa bir süre içerisinde büyük bir cesaret ve kararlılıkla yapmıştır. 600 yıllık Saltanatın, 400 yıldan beri devam eden halifeliğin, 1000 yıl kullanılan Arapça harflerin bir günde kaldırılması dünya tarihinde çok ender belki de hiç görülmeyen bir durumdur . Atatürk'ün hava tabiatlı olması onun bir aile kurup çocuk sahibi olmasına da engel olmuştur.
Atatürk de savaş bittikten sonra veya cumhurbaşkanı olduktan sonra ben artık bir köşeye çekilip eşimle çocuğumla sıradan bir hayat geçireyim şeklinde normal insanlar gibi düşünebilirdi.
Sadece bir defa Latife Hanım'la evlenerek böyle bir aile kurma girişimi olmuş ancak böyle bir hayatın kendisine göre olmadığını kısa süre içerisinde farkederek eski hayatına geri dönmüştür.
Çünkü o hava tabiatlı olduğundan asla sıradan olamazdı ve sahip olduğu karakter onun her zaman büyük işler yapmasını ve başarmasını gerektiriyordu . Daha birçok büyük işlere imza atması gereken Atatürk'ü çok genç bir yaşta yakalanmış olduğu siroz hastalığı nedeniyle kaybettik. Atatürk daha hayatındayken beni Türk hekimlerine emanet ediniz demişti ama doktorlarının çabaları hastalığının tedavisi konusunda yetersiz kaldı. Siroz karaciğerden kaynaklanan bir rahatsızlıktır.
Eğer doktorları Atatürk'ün sahip olduğu hava tabiatı nedeniyle karaciğer hastalıklarına meyilli ve sıcak tabiatlı olması nedeniyle soğuk tabiatlı bitkilerle tedavi edilmesi gerektiği konusunda yeminini etmiş oldukları Hipokrat'ın ve 11.yüzyılda yaşamış ünlü tıp bilgini İbni Sina'nın eserlerini ve tedavi yöntemlerini araştırıp uygulamış olsalardı o büyük insan belki daha fazla yaşayabilirdi .
Yaklaşık 16 yıldır yapmış olduğum çalışmalarda tıp biliminin babası sayılan Hipokrat ve Müslüman tıp bilgini İbni Sina'nın insan tabiatlarını Ateş, Toprak, Hava ve Su olmak üzere dörde, insan organlarını da sıcak ve soğuk olarak ikiye ayırdıklarını, insanın nasıl ki uzun veya kısa boylu, sarışın veya esmer, erkek veya kadın olacağına kendisinin karar veremeyeceği gibi insanın karakter özelliklerinin de doğuştan geldiğini ve her insanın kendi karakterine göre hareket ettiğini, bu tabiat yapılarındaki insanların değişik hastalıklara meyilli olduklarını ve hastalıkların tedavisinde insan tabiatlarına göre tedavi metotlarının izlenmesi gerektiği tespit edilmiştir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan
bir şiirde; "Allah bir ülkeye yardım etmek isterse
onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi
lider getirir" denildiğini.
1996'da Haiti Cumhurbaşkanının vasiyetinde, mezar
taşına yazılmasını istediği metinde; "Bütün ömrüm
boyunca Türkiye'nin lideri Mustafa Kemal Atatürk'ü
anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm"
yazdığını.
2000'de ABD Başkanı'nın milenyum mesajında; ''
Milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı
Mustafa Kemal Atatürk'tür. Çünkü o yılın değil asrın
lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir" denildiğini.
2005'de Amerika'nın en ünlü ekonomistlerinden birisi
olan Mr. Johns`un önerisinin "Türkiye ekonomiyle
savaşta bir tek Atatürk'ü örnek alsın yeter" olduğunu.
2006'da ise AB Uyum yasalari geregince devlet
dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldirilmasinin
istendiğini.
ıÜüAtatürk`ün dünyada `başöğretmen' sıfatlı tek lider
olduğunu, Bir geometri kitabı yazdığını, Üçgen, açı,
dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri teriminin
(Türkçe) isim babasının bizzat Mustafa Kemal olduğunu.
Norveççe`de `Atatürk gibi olmak` diye bir deyim
olduğunu.
''Atatürk'' çiçeği'nin adını, çiçeği bulan Wanderbit
Üniversitesi profesörlerinden doktor Kirk Landın`in
koyduğunu ve bu çiçeğin tüm dünyada bu isimle üretilip
satıldığını.
Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı
olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk
büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne
geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu.
''Mimber'' adında bir gazete çıkarttığını ve 52 sayı
yayımlanan gazetede ilk defa sansür kelimesi
geçtiğini.
Kurtuluş Savaşında rütbe alan bir çok kadın
askerlerimizin olduğunu, Dünya tarihine geçen tek bir
üsteğmenimizin olduğunu, Üstteğmen Kara Fatma'nın 700
erkek, 43 kadından oluşan bir müfrezenin reiseliğine
bizzat Atatürk tarafından atanmış olduğunu.
Bir röportajda "Birleşmiş Milletlere üye olmayı
düşünüyor musunuz?" diye sorulduğunda "Şartlarımızı
koyarız, kabullerine bağlı. Biz
müracaat etmeyiz üye olmak için, davet gelirse
düşünürüz" dediğini ve bunun üzerine BM yasasının
değiştirildiğini ve üyeliğe davet
edilen ilk ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu.
1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en
buhranlındöneminde, danışman, senatör ve bakanlarından
oluşan yüz yirmiden fazla
kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile
MustafanKemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini.
BİLİYOR MUYDUNUZ!!!
UYAN TÜRK GENÇLİĞİ...UYAN MİLLET...UYAN ARTIK!!!
----ALINTIDIR----
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu