Güneş ve ay tutulmasında ikişer rekât nafile namaz kılmak, tutulmaları önlemek, yahut gidermek için değildir. Belki bu hâdiseler, böyle ibadetlerin vakitleri olmasındandır. Nasıl güneş göğün tam ortasına gelince öğle namazının vakti geldi, diyor, namaz kılıyorsak; güneş tutulunca, yahut Ay kapanınca da, Resûlüllaha uyarak iki rekât namaz kılıyor dünyayı ve kâinatı vaz ettiği kanunlarıyla idare eden Rabbimize hamd ve şükürler ediyoruz.
Kaldı ki, iki rekât namaz kılma sünneti, sadece bu iki hâdiseye münhasır değildir. Bütün felâketlerde, sel, yangın, zelzele ve düşman tehlikesi gibi hallerde Allah'a yönelmek, maruz kalınan bu gibi afetlerden ümmet-i Muhammedi korumasını niyaz etmek de sünnettendir. Her türlü beşerî tedbirlerin yok olup, tesirsiz kaldığı zamanlarda Rabbimizden medet umup, imdat istemek en güzel ve zaruri bir ilticadır. Başka ümit kapısı, imdat yeri de yoktur zaten.