Sırlar Kuantum Düdüğündemi Saklı ?

'Süper akışkan' olarak adlandırılan madde türü üzerine kurulu bu aygıtın garip bir de düdük sesi var.

Albert Einstein, bilim dünyasında ilk kez bundan 100 yıl önce boy gösterdi.

Teorileriyle bilim dünyasını sarsan Einstein'ın en önemli keşiflerinden birisi atomların davranışlarını inceleyen bilim dalı Kuantum'un temellerini atan çalışmalarıydı.

Yeni aygıt, 1920'lerde Einstein tarafından dünyaya tanıtılan Kuantum teorisinin sonuçlarından yararlanarak tasarlanmış.

Tasarımın temeli, 'süper akışkanlar' olarak adlandırılan çok soğuk sıvıların hiçbir engel tanımadan hareket edebilmesi prensibine dayanıyor.

California'daki araştırmacılar, 'süper akışkan' helyumun, saç telinin binde biri inceliğinde, küçük deliklerden oluşan bir ortamda sıkıştırılması sonucu garip bir düdük sesi çıkardığını belirlediler.

Bilim adamlar eğlence için, bu sesi kullanarak bir 'kuantum müziği' oluşturmayı planlıyorlar.

Ancak asıl önemli plan, bir halkanın iki farklı noktasına yerleştirilecek iki aygıttan gelecek düdük sesleri karşılaştırılarak, hareket edebilen çok hassas detektörler kurulması.

Eğer planlandığı gibi çalışırsa, bu detektörler, yerküredeki en ufak hareketliliği kaydedip, depremlerin önceden tahmin edilmesini sağlayabilir.

Astronomlar, okyanusların hareketleri ve rüzgârlar nedeniyle 'gün süresindeki' küçük değişiklikleri belirleyebilirler.

Ve bu hassas detektörler, Einstein'ın en önemli teorisi olan, izafiyet teorisinin doğruluğunun kanıtlanmasına da yardımcı olabilirler.

İzafiyet teorisi, birbirine göre sabit hızda hareket eden sistemlerdeki olayları açıklar.

Einstein teorisinde, dünya gibi büyük cisimlerin kendi eksenleri etrafında dönerken zaman ve uzayı büktüklerini savunmuştu.