AKP'nin Bitişi
AKP'nin Bitişi
(Verdik Ellerine Oynuyorlar)
Ankara olarak AKP'nin bitişini izliyoruz... Kapatılma davası açıldığı, askeri darbe yapıldığı, sandığa gömülündüğü için değil...
AKP'nin sonunu iki "siyaset kompentanı" Meclis Başkanı Sayın Bülent Arınç ile Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan hazırladı...
Erdoğan'ın "Verdik ellerine bir çelik çomak, oynuyorlar" şeklindeki "seviyeli" politikası yerle yeksan oldu.."Benim uzlaşmaya ihtiyacım yok!" böbürlenmesi, bırakın biz kulları, bizzat Allah'ın o kadar zoruna gitti ki AKP'yi bir oy için gittiği Cem Uzan'ın kapısından kovulurken gördük! Anayasa Mahkemesi'ne takılma telaşına düşen AKP, "hayatında iki koyun gütmemiş" diye aşağıladığı herkese yalvar yakar olmak zorunda kaldı.. "Biz siyasetin kompentanıyız" diye büyüklenen, kimseleri konuşturmayan, demokrasinin en önemli unsuru olan "uzlaşmaya" dudak büken Başbakan, önce aylardır hazırlandığı cumhurbaşkanlığı rüyasından vazgeçmek zorunda kaldı..Şimdi de iki günde ortaya çıkan müthiş gelişmeler karşısında bırakın iktidarını, partimi nasıl ayakta tutarım diye kara kara düşünme noktasına geldi... "Önünüzde hiç bir engel yok efendim, halk arkanızda..Asker de neymiş, muhalet de neymiş, sağduyu da neymiş? Kim tutar sizi!"
diye "gaz veren" danışmanlar, "misyon sahibi güneydoğu milletvekilleri", gayrı müslim sermaye, satılık kalemler şimdi ne akıllar verecek acaba? Dün "Sahabe" ilan edilen liderin , bugün siyasi geleceği tehlikede... Ve Meclis Başkanı Bülent Arınç... En önemli niteliği Anayasa'da "tarafsızlık" olarak belirtilen bu makamın sahibi, Yüce Meclis'i tuluat çadırına benzetmek için evirmedik dolap, sergilemedik hüner bırakmadı...
"184'ü gördüğüm an oylamaya geçerim" dedi. CHP'nin "sayım yapılsın" önerisini geri çevirdi. Sonra nedense aniden sayım telaşına düştü..Baktık gireni sayıyor, çıkanı sayıyor...
Genel Kurul'u basın locasından birlikte izlediğimiz gazeteci arkadaş, "Aman Fatma, başımızı eğelim valla görürse bizi de yazar!" dedi...
Allah, "AKP'nin değişmeyen yüzünü" muhalefete hiç gerek kalmadan kendi elleri ile ortaya çıkardığı için Bülent Arınç'tan razı olsun...
AKP'nin kafasının arkasında laik Türkiye Cumhuriyeti ile hesaplaşmanın yattığını söyleyenler, trilyon harcasalar bu sonucu yaratamazlardı!
Ve Allah razı olsun o Erdoğan'dan ki, tam da en kritik aşamada direksiyonun Arınç'a geçmesine göz yumduğu için, buradaki tehlikeli gidişatı göremediği için, AK Parti'nin sonunu "laikçilerin", "ulusalcıların", askerlerin, Deniz Baykal'ın falan değil, Arınç'ın getireceğini sezemediği için...
Araba devrilmiştir..
AKP için tek onurlu çıkış yolu, Gül'ün adaylığını geri çekmek, bir an önce erken seçim kararı almak, rüşvet teklif ettiği partilerden ve küçümsediği halktan özür dilemektir.
"Verdik ellerine oynuyorlar" siyasetinin mimarlarından hesap sormaktır... "Verdik ellerine oynuyorlar diye dalgamızı geçerken, elimize vermişler de ruhumuz duymamış" diye özeleştiri yapmaktır..
Genelkurmay'ın yaptığı açıklamadan sonra, artık Anayasa Mankemesi'nin vereceği kararın da bir önemi kalmamıştır. Bu tablo içerisinde ısrar etmeye kalkışan kaybeder..Umarız, Erdoğan bir kez daha "turlara devam edelim" diyecek olan Arınç'a kulak vermeyi düşünmüyordur...(Gül, bu mantıksız inatlaşmayı göze alamayıp çekilebilir)
AKP bu gerçekleri görürse, CHP de Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyu geri çekerek "sivil siyasetin" ve bizzat Meclis başkanı tarafından "Cumhurbaşkanı seçemeyen bir Meclis" konumuna düşürülmüş olan TBMM'nin onurunu kurtarabilir... "Seçime gidilirse, mağduru oynayıp yine oy toplarız" diyen AKP'liler var.. Geçmiş olsun. Dört buçuk yıllık iktidarınızda "mağduru oynayacak" hiç bir hal bırakmadınız. Oferiniz var, lüferiniz var, kosteriniz var,pastörize yumurtanız var, "Ananı da al git"iniz var, "yan gelip yat"ınız var... Nasıl mağduru oynayacaksınız? Millet, 14 Nisan mitingi ile başlayan süreçte ülkenin kaderine el koymuştur. Türk milleti askeri, sivili, öğretmeni, işçisi, işsizi, genci, kadını, çoluğu çocuğu, "Ananı da al git" denilen çiftçisi, toplantılardan kovulan gazetecisi ile Türkiye'ye makas değiştirmeyi kafaya koyanlara "dur" demiştir...Aklı başında olan herkese bu iradeye saygı duymak düşer... Çok kritik bir süreçten geçiyoruz. Yüce Rabbim! Bize güç ver..