Yerleri Sulayan Adam ve Siz
Toz kalkmasın, ya da etraf temiz olsun diye dükkanlarının önündeki kaldırımı sulayan bir çok adam vardır. Siz, sulanan kaldırımda, sulanan mekana doğru yavaş yavaş yaklaşırsınız, ama kendinizden eminsiniz: Racon gereği, tehlikeli bölgeye girdiğinizde çevik esnaf, hortumu hızla yere, kendine doğru tutar. Size bakmaz, siz de ona bakmazsınız ama o gizli anlaşma yapılmıştır işte. Siz ona, dikkatli olup sizi ıslatmadığı için; o da size, bu tiribi yapmasına olanak verdiğiniz için, müteşekkir. Hayata devam.
Ne Vardı Sizin?
Bir kaç arkadaş hem lezzetli, hem de ucuz yemek yiyecek olmanın neşesiyle kebapçıya ya da büfeye doluşuruz. Gelsin ayranlar, gitsin dönerler, abi ketçap mayonez versene ...
Yemekleri bitirip de sigaraları yaktıktan az sonra varsa garsona, yoksa kasadaki abiye sorarız; "Bizim hesabı alır mısın?" Hayır efendim alamaz. Çünkü adisyon denen, kullanımı kolay ve son derece yararlı sistemden haberi olmayan müthiş bir esnaftır o. Soruya soruyla karşılık verir:
- Ne vardı sizin?
Töbe ya! Nasıl sayacağım şimdi tek tek, yazsana baba sen biz yedikçe bi köşeye. Du bakalım:
- Eee 3 ayran, 2 tost, 2 yarım döner, 2 hamburger ...
- Hamburger 3 değil miydi?
Adres Takibi
Bugünlerde çok sık rastlar oldum bu olaya. Eminim hepiniz her gün bununla karşılaşıyorsunuzdur. Bu gün adamın birine, postane nerde, diye sordum:
- Hocam. Bakar mısın? Postane nerde?
- Bak şurdan aşağı dümdüz in. Birinci değil, ikinciden sola dön. Sonra birinci değil, ikinci değil, üçüncüden sağa dön.
-Oldu...
Ya yok böyle bişi valla. Adam kısaca ikinciden sola, üçüncüden sağa dese olmuyor. İlla birinci değil, ikinci değil... Sanki öyle demese ben gidip o sokaklara teker teker girip çıkacağım. Anlamıyorum ben bu insanları. Bir daha adres sorarsam böyle olayım.
Aramak
Öyle heryerde bulunmayan birşey ararsınız, bir dükkana girersiniz:
-Feldispat distribütörü var mı?
-Yok.
-Nerde bulabilirim?
-Valla onu arayacaksınız beyfendi...
Ulan arayacağımızı biliyoruz, hatta zaten aramak üzere yola çıktık ve şu anda zaten arıyoruz, sen bize nerede arayacağız, nerede bulabiliriz onu söylesene. Manyak mısınız ulan siz?
Yola Konulan Paspaslar
Yollara konulan paspasları sever misiniz? Ben çok severim. Civar esnafı temizlenmesi için arabaların güzergahına paspasını yerleştirir, işine geri döner. Paspas bir kaç saat boyunca arabaların tekerlekleriyle haşır neşir olarak günahlarından arınır. Yola ilk konuluşunu merak ederim. Acaba adam sabahın köründe, hepimiz fosurdarken, güven içinde mi koymuştur onu oraya; yoksa trafik kalabalığında riske girmiş, eğlenceli bir görüntü mü sahnelemiştir. Peki ya ben arabayı yol ortasında "zart" diye durdurup, inip, paspasa ayaklarımı silersem, "hüüeeloo... napıyosun kardeşim yol ortasında", diye kızarlar mı bana, yoksa "paspas, ayak silmek içindir" diyerek anlayış mı gösterirler?
Çok Fena Sıkışma Hali
Neden 3.5 saatir tuttuğunuz çişiniz tam kapınızın önüne geldiğinizde dayanılmaz boyuta ulaşır? Ve neden kapıyı açmak için canhıraş aradığınız anahtarlarınız en son baktığınız cebinizden çıkar? Ve neden önce alt kilidi açar, üstün de kilitli olduğunu anlar, üst kilidi açar ve sonra yine alt kilidi açmak zorunda kalırsınız? Bu sonradan öğrenilen bir davranış biçimi mi, yoksa insanoğlunun doğasında olan kendi kendine işkence çektirme içgüdüsü müdür? Nedür?
Siyah Çorap
Diyelim canın o gün imaj yapmak, siyah giymek istedi, e giyinirsin, sıra çoraba gelir, siyah bi çorap giyersin, ama içten içe de kıllanırsın, "Acaba bu siyah mı, lacivert mi?", baktın olmadı gidersin ışığa filan tutarsın. Bu olayın bi de baba versiyonu vardır; babalar gidip annelere sorarlar.