> 1 <
Kırık Link Bildir! #215853 24-05-2007 19:19 GMT-1 saat
LİDER ÜLKE TÜRKİYE İÇİN HAREKET BAŞLIYOR
Partimizin Değerli Yönetici ve Mensupları
Aziz Dava Arkadaşlarım
Türkiye Cumhuriyetinin ve büyük Türk milletinin bekası üzerinde, tarihindeki en yüksek risk, tehlike ve tehditlerin yoğunlaştığı kritik bir dönem yaşanmaktadır.
Bin yıllık vatanımızın bütünlüğüne ve seksendört yıllık Cumhuriyetimizin temel değerlerinin tahribatına yönelik saldırılar, dayatmalar ve yıkım projeleri, içte ve dışta derin işbirliği halinde olan mihraklar tarafından adım adım uygulanmaktadır.
Türk milletinin varlığına yönelik saklı kalmış tarihi emellerin uygulanmasına fırsat veren sosyal, kültürel, ekonomik ve psikolojik bir ortam iktidar zihniyeti tarafından Türkiye'nin önüne getirilmiştir.
Ülkemiz bugün, dozu ve dengesi ayarlanmış bir dış destek ve sömürü döngüsü ile küresel güçlerin diledikleri tavizleri, istedikleri zamanda alabilecekleri siyasi-ekonomik bir kıvamda tutulmak istenmektedir.
Büyük Türk milletini, dış etkiler ve dayatmalardan koruyacak ekonomik, kültürel, sosyal ve ahlaki güvenlik duvarları yıkılmaya yüz tutmuştur.
İnançlarımızı istismar ile oy avcılığı yaparak iktidar olan ve bu istismarı bugüne kadar sürdürmüş bulunan hükümet, vaatlerini gerçekleştirme yönünde hiçbir adım atmadığı gibi, kutsal dinimize yönelik küresel çapta ağır hakaretlere de hoşgörü ile yaklaşmıştır.
Türkiye, kontrollü bir istikrarsızlık ortamında tutularak, milli iradesinin, sermayesinin ve varlığının kontrol ve yönetimini küresel güçlere teslim etme sürecine girmiştir.
Bu vahim gelişme Sevr'e boyun eğen, Mondros'u imzalayan son Osmanlı hükümetlerinin girdiği sarmalın tam bir benzeridir.
Türkiye, kanunsuzluğun kol gezdiği, vurgun ve hırsızlığın prim yaptığı bir yolsuzluklar ülkesi haline getirilmiştir.
Güvenlik ve asayiş sorunları milli varlığımızı tehdit edecek boyutlara ulaşmıştır.
Tam bağımsızlık inancıyla ortaya çıkan Cumhuriyetin kurucu kahramanlarının defettiği mandacı zihniyetin; ezildiği yerden başını yeniden kaldırmakta olduğu görülmektedir.
Bu zihniyet çürümesinden kaynaklanan atalet ve teslimiyetin neden olduğu kokuşma, maalesef Türk elitini öz değerlerinden ve benliğinden adım adım uzaklaştırmıştır.
Geldiğimiz ihanet noktasında Türkiye, kurucu felsefe olan milliyetçiliğin lanetlendiği, tam bağımsızlığın aşağılandığı, milletimizin parçalanmaya ve devletimizin kuşatılmaya çalışıldığı, inanç istismarının dayanak yapıldığı düşmanca bir tavır ile karşı karşıyadır.
Demokrasi dışı bir müdahale arayışlarına kadar adım adım gelinen bu sürecin sorumluları şunlardır:
- Taviz ve teslimiyete dayanan iktidarının meşruiyetini yurtdışında arayan, büyük Türk milletinin varlığından ve muhteşem kudretinden habersiz, elde ettiği demokratik yönetim imkânını bir tek parti devletine çevirmeye heveslenen Adalet Ve Kalkınma Partisidir.
- Kurdukları saadet zincirinin kopmaması için hükümetin tahribatına sözde istikrar adına destek vererek milli konulardaki yıkımı göz ardı eden işbirlikçi sermaye temsilcileridir.
- Kurduğu menfaat ilişkileri ile milli hassasiyetleri umursamadan hükümeti alkışlayarak günü kurtarmaya çalışan sözde sivil toplum kuruluşlarıdır.
- Bütün bu vahim gelişmeleri kamuoyunun gözünden kaçırmak için kurnazca ve sistemli bir yönlendirme ve karartma uygulayan, çıkarcı basın patronları ve onların ilkesiz idarecilerdir.
- Milletin kendilerine verdiği temsil yetkisini yeterince kullanmayıp, hükümetin uygulamalarına destek olan, seyirci kalan, direnç göstermeyen Meclisteki siyasi partilerdir.
Her şeye rağmen, büyük Türk milletinin bu bunalımı da aşmaya muktedir olduğu inancındayım.
Milyonlarca vatansever büyük bir bilinçle ayağa kalkmış ve tüm dünyaya karşı bir milli duruş göstermeye başlamıştır.
Bu diriliş her türlü güçlüğü aşmak için siyasetin arzu ettiği, büyük ve etkili bir uyanış ve duruş hali olarak her türlü övünç ve takdirin üzerindedir.
Bu yüksek heyecan ve bilincin son sözünü söyleyeceği yegâne yer, 22 Temmuz tarihinde milletimizin önüne gelecek olan seçim sandığıdır, çare demokrasidir. Mutlaka tam bir katılım sağlanmalıdır.
Türk milleti bu kutlu tercih günü geldiğinde, kudretini Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinden alan, milletin manevi değerlerine bağlı ve saygılı, ilkeli, dürüst ve kararlı kadroları mutlaka iktidara taşıyacaktır.
Ülke bütünlüğü, kardeşlik, tam bağımsızlık, onurlu dış politika, milliyetçi bilinç, demokratik gelenek, inançlara saygı, barış ve uzlaşma, katılım ve hoşgörü arayanlar için fırsat doğmuştur.
22 Temmuz günü ortaya çıkacak irade ile yalnızca kendilerinin değil çocuklarının da geleceğini ve nasıl bir Türkiye'de yaşamak istediklerini bu seçimde belirleyeceklerdir. Yol ayrımı geldiğinde ya teslimiyetçilik, ya milliyetçilik diyeceklerdir.
Tercihini milliyetçilikten yana kullananlar, merkezinde Türk milletinin bulunacağı insanî bir küreselleşmenin, yeni bir sorumluluk ahlâkının, hakkaniyetli ve merhametli bir sosyo-ekonomik düzenin, tam bir düşünce ve inanç özgürlüğünün, devlet ve millet kaynaşmasının temellerini atmış olacaklardır.
Milletimizin teveccühünü; sorunlara Başkentimiz Ankara'dan bakan ve Türkçe okuyan; Milli Mücadele ruhunu yüreklerinde taşıyan; Cumhuriyet kazanımlarından taviz vermeyen; inançlara saygılı; milletimizin tamamını vatanseverlik ortak paydasında kucaklamaya hazır olan Türk milliyetçilerine yönelterek Milliyetçi Hareket Partisini tek başına iktidara taşıyacağına yürekten inanıyorum.
Bugünden itibaren milletimizin her ferdiyle kucaklaşmaya başlayarak, milliyetçilerin damgasını vuracağı 23 Temmuz 2007 tarihinde, hür, bağımsız, güçlü, adil, zengin, huzurlu ve onurlu bir Türkiye'de buluşmak üzere, hepinize tek başına iktidar yolunda başarılar diler, sevgi ve saygılarımı sunarım.
Ne mutlu Türküm Diyene!
Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#230319 21-06-2007 17:59 GMT-1 saat
çok güzel paylaşım
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu