.
Alimlere saygının önemi
Hoca hakkı, hocaya hürmetin önemi hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP
Saygı, ibâdetten önemlidir.
Mesela, ibâdet etmiyen, günah işliyen kâfir olmaz. Fakat Allahü teâlânın, emir ve yasaklarını küçümsiyen, saygısızlık yapan kâfir olur. [Tâlim-ül-müteallim]
İmam-ı Maverdi hz. de buyurdu ki:
(Talebe, hocasının gösterdiği yakınlığa güvenerek naz etmemelidir! Çünkü cahilin yanında susmaya mahkum olan bir âlim, zelil ve hakir duruma düşmüş olur. Esirler arasındaki bir cariyenin, cömertliği ile meşhur Hatim-i Tainin kızı olduğunu öğrenen Peygamber efendimiz, (Bir kavim içinde aziz iken zelil olana, zengin iken fakir düşene, âlim iken cahiller arasında kalmış olana acıyın) buyurup kızı serbest bıraktırdı. [Edeb-üd-dünya]
Tevazunun aşırı şekline temelluk denir. Nefsini zelil etmek demektir.
Temelluk, hocaya, üstada, âlime karşı caizdir. ( Temellük kendine mâl etmek demektir. ) Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Üstad hariç, temelluk mümin ahlâkından değildir.) [İ. Maverdi]
(Âlime hürmet eden, Rabbine hürmet etmiş olur.) [İ. Maverdi]
(İlim öğrendiğiniz zata tevazu gösterin!) [Taberânî]
Eski Talebelerin Hali
Eskiden sadık bir talebe, hocasına hürmet olarak onun kapısını çalmaz, çıkmasını beklerdi.
Hocasının hakkının ana-babasının hakkından önce geldiğini bilirdi. Hocasına hürmet göstermedikçe, ilimden fayda görmeyeceğini anlardı. Hocasının yanında izinsiz konuşmaz, konuşmak icab edince de az konuşurdu. Mecbur kalmadıkça suâl sormazdı. Hocası, kendisine hitap ederse, ona bakar, başka hiç bir yere bakmazdı. Hocasından hoşuna gitmiyen bir işi görürse, kötü düşünmezdi.
Hz. Musa ile Hz. Hızırın kıssasını hatırlardı.
Abdullah-ı Ensari Hirevi hazretlerinin (Ya Rabbi! Dostlarını öyle yaptın ki, onları tanıyana sana kavuşuyor, sana kavuşamıyan onları tanımıyor) buyurduğu gibi, Hak teâlânın rızasına kavuşmak için hocasının rızasına kavuşmayı, talebe kendine şart bilirdi. Hocasının kıymetini bilir, ona tam teslim olurdu. Cenab-ı Hakkın rızasına kavuşmak için hocasının sohbetini büyük nimet bilirdi.
İlhamda yanılmanın ictihadda yanılmak gibi sevab olduğunu bildiği için, hocasının her sözünü hüccet bilirdi. Her işinde hocasına tabi olmayı düşünürdü.
Talebe edeblerden birkaçını yapamadığı için üzülürse ve edebleri yerine getiremezse, yani uğraştığı hâlde başaramazsa affa uğrayabileceğini, aksi takdirde edebleri gözetmez ve bundan dolayı üzülmezse, hocasının feyz ve bereketlerine kavuşamayıp helak olacağını bilirdi. Talebe bilirdi ki, hocasının her işi, kendisine iyi ve güzel görünmedikçe, onun yüksekliklerden hiç birine kavuşamaz. Hocasına sevgi ve bağlılığı olmakla beraber, içinde ona karşı kıl kadar bir beğenmemek bulunursa, bunu felaket bilirdi. (Mek. Rabbanî)
İlim ve sanat öğretenlerin hakkı büyüktür. Ustasına hürmet eden yoksulluk yüzü görmez. Ustasına hürmet etmiyenin de kazancının bereketi olmaz. Hadis-i şerifte, (Babalar üçtür. Bunların en iyisi ilim öğretendir) buyuruluyor. İlim öğreten zat, baba olarak bildirilmiştir. İlim öğreten üstadın duâsını almaya çalışmalıdır! Hadis-i şerifte, (Babanın çocuğuna duâsı, peygamberin ümmetine olan duâsı gibi makbuldür) buyuruluyor. İlim babası olan üstadın duâsı, elbette daha kıymetlidir. (İmad-ül islâm)
Hz. Alinin, (Bana ilimden bir harf öğretenin kölesiyim) buyurması, hocaya hürmetin önemini göstermektedir. Bir harften maksat, ilimden bir meseledir.
İmam-ı Şafiî hazretleri, bir çobanı görünce ayağa kalkar. Yanındakiler, (Bu çobana hürmetinizin sebebi nedir?) diye suâl edince, (Bu zat, bana kitaplarda bulamadığım ilimden bir meseleyi öğrettiği için, yani benim hocam olduğu için hürmet ediyorum) buyururdu.
Doğru yolu bulmamıza sebep olanlara, bize çok lüzumlu ilimleri öğretenlere, gösterilecek hürmetin önemini idrak etmeye çalışmalıyız! (R. Nasıhin)
Şihabüddin-i Sühreverdi hazretlerinin vasiyetinde yazılı hadis-i şerif şöyle:
(Üstadına hürmet etmeyen, üç türlü belâya maruz kalır: Kendisine bilgi müyesser olmaz. Bildiklerini de unutur. Ömrünün sonunda fakirliğe düçar olur.)
Hoca hakkı, ana-baba hakkından daha üstündür. Çünkü, ana-baba evladı büyütür, bakar. Kötülükten, haramlardan korur. İbadete alıştırır. Muallim ise, hem dünya ve hem de ahiret hayatını kazandırır, din ve diyanetini, Ehl-i sünnet itikadını, farzları, haramları öğretir.
Dinini, imanını öğreten ana-babanın hakkı, hocanın hakkından da üstündür.