Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

bazı hayvanların özellikleri...

> 1 <

harddunker

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 4364 ileti
Yer: PRİNKİPO...(İSTANBUL UN İNCİSİ )
İş: ***Yacht&sailing***
Kayıt: 19-03-2007 08:41

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #227694 17-06-2007 19:39 GMT-1 saat    
KARINCANIN GÖZLERİNDEKİ PUSULA
Bulunduğumuz yerden başka bir ülkeye ya da başka bir şehre giderken yönümüzü bulmamızı sağlayacak yardımcılara ihtiyacımız vardır. Özellikle de gittiğimiz yer hiç bilmediğimiz bir yer ise mutlaka bir pusulamız, bir de haritamız olması gerekir. Harita insana nerede olduğunu, pusulaysa nereye gideceğini gösterir. Biz bunları kullanarak ve bilen kimselere danışarak yolumuzu buluruz ve kaybolmayız. Peki diğer canlıların yönlerini nasıl bulduklarını hiç düşünmüş müydünüz? Örneğin bir çölde yiyecek arayan karıncanın yuvasına her seferinde nasıl geri döndüğü hiç aklınıza gelmiş miydi?


Yandaki küçük karınca pusula kullanmadan çölde yolunu bulur. Yukarıdaki haritada ise bu karıncanın izlediği yolu görüyorsunuz.
Çöllerde sıcaklık sabah güneşinin yükselmesiyle birlikte 70 dereceye kadar yükselir. Karınca da çöl kumunun bu muazzam sıcağında yuvasından besin aramak için çıkar. Yuvasından başlayarak 200 metre uzağa kadar varabilen bir alanda sık sık durarak ve olduğu yerde dönerek dolambaçlı bir yol izler. Bu yolu haritada görebilirsiniz. Ancak bu zikzaklar yüzünden karıncanın kaybolacağını düşünmeyin. Çünkü karınca, yiyeceğini bulduğu anda, hemen yuvasına doğru, düz çizgi şeklinde bir yol izleyerek geri döner. Karıncanın bu yolculuğu kendi boyutları ile kıyaslandığında, bir insanın çölde 35-40 km dolaştıktan sonra başladığı noktaya dümdüz bir yoldan dönmeyi başarması gibidir. Peki karınca bir insan için neredeyse imkansız olan bu işi nasıl başarır?
Karınca, etrafındaki cisimlere bakarak yön belirliyor olamaz. Öncelikle çölde yön belirlemeye yarayacak ağaç, kaya, akarsu ya da göl gibi işaretler yok denecek kadar azdır. Her tarafta sadece kum vardır. Ki bunlar olsa da bir şey değişmeyecektir; çünkü karıncanın bunları aklında tutup, yerlerini ezberleyip sonra yön belirlemek için kullanması mümkün değildir. Bu şekilde düşünüldüğünde, karıncanın başardığı işin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Karınca bu zor işi kendisine verilmiş olan özel vücut yapısı sayesinde başarmaktadır.
Karıncanın gözlerinde özel bir yön tayin sistemi vardır. Allah'ın onun gözlerine yerleştirdiği bu sistem bütün yön bulma aletlerinden üstündür. Çünkü bizim göremediğimiz bazı ışınları görebilen karınca, bunları kullanarak çevresine baktığı anda yön tayini yapabilir, kuzey neresi, güney neresi anlayabilir. Bu sayede yuvasının ne tarafta olduğunu tahmin edebilen hayvan geri dönerken hiçbir zorluk çekmez.

İnsanlar ışığın özelliklerinden çok yakın bir dönemde haberdar olmuşlardır. Ancak karınca ışığın insanların bilmediği bir özelliğini doğduğu andan itibaren bilmekte ve kullanmaktadır. Şüphesiz bu karınca türünün gözleri gibi kusursuz bir yapı rastgele tesadüflerle açıklanamaz. Karıncanın ilk ortaya çıktığı andan itibaren bu özellikte gözlere sahip olması gerekmektedir. Yoksa çöl sıcağında geri dönemeyeceği için yaşaması da mümkün olmayacaktır. Tüm çöl karıncaları dünyadaki ilk günlerinden itibaren şu andaki gözlerine sahiptir. Bu gözleri onlar için üstün ilim sahibi olan Allah yaratmıştır.


GÖKDELEN İNŞA EDEN KÖR TERMİTLER


Termitler karınca kadar küçük böceklerdir, ama buna rağmen çok beceriklidirler. Örneğin resimlerde gördüğünüz kuleye benzeyen yüksek yuvaları bu küçücük canlılar yaparlar. Dış görünüşlerine bakarak bunların basit yuvalar olduklarını sakın düşünmeyin. Çünkü termitler yuvalarını bir plana göre yaparlar. Özel çocuk odaları, mantar üretme bölümleri ve kraliçe odası termitlerin yuvalarındaki parçalardan birkaçıdır. En önemlisi de termit yuvalarında çok özel bir havalandırma sistemi vardır. Çünkü derileri çok ince olan termitlerin nemli havaya ihtiyaçları vardır. Bunun için yuva içi sıcaklığını ve nemi belli bir oranda tutmaları gerekir. Aksi durumda termitler ölürler. Özel kanallarla havayı yuvanın içinde dolaştırarak ve yer altında açtıkları tünellerden gelen suyu kullanarak sıcaklığı ve nemi ayarlarlar.



Bunun ne kadar zor bir işlem olduğuna, bütün bunları yapmak için termitlerin pek çok şeyi aynı anda düşünerek, çok planlı hareket etmeleri gerektiğine dikkat ettiniz değil mi? Üstelik burada anlattıklarımız termitlerin yaptıkları çok sayıda işin yalnızca çok kısa bir özetidir.
Termitlerin özelliklerinden bir tanesi de yüksekliği kimi zaman 7 metreye kadar ulaşan yuvalarını çok iyi korumalarıdır. Yuvanın duvarlarında bir delik açıldığında hemen alarm verilir. Nöbetçiler başlarını duvarlara vurarak tehlike uyarısı verirler ve durumu koloninin bütün üyelerine bildirirler. Bunun üzerine larvalar korumaya alınır ve yuvanın daha güvenli bölgelerine götürülürler. Kral ve kraliçenin bulunduğu odanın girişleri de hızla örülen duvarlarla kapatılır. Yıkılan bölüm hemen asker termitler tarafından sarılır. Onları, duvarı onaracak malzemeyi taşıyan işçiler izler. Birkaç saat içinde yıkılmış olan bölümün üzeri bir yığınla kapatılır. Sonra içerideki bölmelerin inşaatı başlar. Termitler çok planlı hareket ederler ve hiç karışıklık çıkmadan herkes üzerine düşen görevi yapar



Termitlerin çok kısa bir süre içinde bütün bunları yapabilmeleri bize aralarında kusursuz bir haberleşmenin olduğunu da gösterir. Ancak termitlerle ilgili çok daha şaşırtıcı bir bilgi vardır: Bütün bu düzeni kuran, gökdelen denilebilecek yuvalar inşa eden, yuvalarını korumak için güvenlik önlemleri alan termitler KÖR CANLILARDIR.
Bütün bunları yaparken hiçbir şey görmezler. Peki bu canlılar nasıl bu kadar becerikli olmakta, nasıl planlar kurmaktadırlar?




İşte bu gibi sorulara evrimciler "tesadüfen" cevabını verirler. Ancak bu yanlış bir cevaptır. Çünkü termitlerin yuvalarındaki düzenin tek bir parçası örneğin kurdukları havalandırma kanalları bile böyle bir sistemin tesadüfen oluşamayacağını bize kanıtlamak için yeterlidir. Yuvadaki mükemmel düzeni ve bütün işlerin karışıklık çıkmadan yürütülmesini elbette ki kör termitler kendi kendilerine de sağlayamazlar. Neler yapacakları onlara öğretilmektedir.
Allah Kuran ayetlerinde bazı hayvanlardan örnekler vererek bunlar üzerinde düşünmemizi istemiştir. Örneğin Nahl Suresi'nde balarısı örnek verilmektedir. Ayrıca ayette bizim için bal üreten arılara, neler yapacaklarını Rabbimizin öğrettiği haber verilmektedir. Ayetler şöyledir:

Rabbin balarısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 68-69)
Ayette örnek olarak verilen arılar gibi termitler de Allah'ın kendilerine öğrettiği yani vahyettiği gibi yaşarlar. Önlerini dahi görmeyen bu canlıların arasında kusursuz bir haberleşme var eden, onlara neler yapacaklarını öğreten, yuvada yaşayan milyonlarca termitin her birinin kendine düşen görevi yapmasını sağlayan Rabbimizdir.



KARINCA VE KUŞUN HARİKA İŞBİRLİĞİ



Yaşadığımız her yerde sağlığımızı tehdit eden ve bizi hasta eden mikroplar vardır. Bu mikroplar bizim için olduğu kadar diğer canlılar için de bir tehlike oluşturur. Bu nedenle tıpkı bizim gibi bu canlıların da kendilerini korumaları gerekmektedir. Zaten canlıları incelediğimizde mikroplardan korunmak için bazı yöntemler kullandıklarını görürüz. Örneğin karıncalar kendilerini korumak için bir tür asitli madde üretirler. Bu madde mikropları etkisiz hale getirir. Sonra da bu asitli maddeyi kendi vücutlarına ve yuvalarının duvarlarına sürerler. Yani sadece kendilerinin değil, yaşadıkları yuvanın da mikroplardan arınması gerektiğini çok iyi bilirler.


Küçücük canlılar olan karıncalar mikropların kendilerine zarar vereceğini bilip, ona göre önlem alırlar. Bir tür asit üretir ve mikropları etkisiz hale getirirler. Bütün bunları yapmayı karıncalara ilham eden Allah'tır.

Acaba küçücük bir karınca bütün bunları nasıl akletmektedir? Şüphesiz bu, kendi aklının ve gücünün yeteceği bir şey değildir. Bir karınca, mikrobun ne olduğunu bilmediği gibi ondan korunması gerektiğini de bilemez. Şöyle bir düşünürsek; karınca önce mikrobu tahlil etmeli, sonra da onu zararsız hale getirecek maddeyi bulmalıdır. Peki bu maddeyi nasıl tespit etmiş olabilir?




Birlikte düşünelim;
İnsanlar bazı mikroplardan korunmak için aşı olurlar, ama bu aşılar laboratuvarlarda birçok araştırma ve deneyden sonra üretilmektedir. Üstelik bütün bunları uzman kişiler yapmaktadır. Aksi takdirde aşı hiçbir işe yaramaz, hatta zarar verici bile olabilir. Karıncaların ise ne böyle bir bilgileri vardır ne de bu konuda eğitim almışlardır. Bir laboratuvara gidip araştırma yapma gibi bir durumları da yoktur. Böyle bir şeyi düşünmek bile çok mantıksızdır. Karıncaların bütün bunları bilerek dünyaya geldikleri çok açıktır.
Karıncaya bu bilgileri üstün bir güç sahibi öğretmektedir. Alemlerin Rabbi ve herşeyin yaratıcısı olan Allah karıncaya mikroplardan korunmayı ilham etmekte yani öğretmektedir



Mikroplardan korunması gereken canlılara başka bir örnek olarak kuşları ele alalım. Mikroplar kuşlara da rahatsızlık verirler ancak onların vücutlarında karıncalar gibi koruyucu maddeler üretecek sistemler yoktur. Bu nedenle kuşlar da bu mikrop sorunlarına farklı ve çok akıllıca bir çözüm bulmuşlardır. Karıncaların yuvalarına gider ve yuvanın üzerine uzanarak karıncaların gelip tüylerinin arasına girmesini beklerler. Yemek arayan karıncalar kuşun tüyleri arasında dolaşırlar ve bu sırada mikropları öldüren madde de kuşun tüylerine bulaşır. Böylece kuş bu maddeden faydalanarak mikroplardan temizlenmiş olur. Peki kuşlar karıncaların böyle bir madde ürettiğini ve bu maddenin kendi vücutlarındaki mikropları yok edeceğini nereden bilirler?

Karıncaların böyle bir korunma sistemlerinin olduğunu insanlar birçok araştırmadan sonra keşfetmiştir. Ve hayvanlar konusunda uzman olan kişiler dışındaki birçok insan hala bu bilgiden habersizdir. Siz de büyük bir ihtimalle bu bilgiyi bu kitabı okuyunca öğrenmişsinizdir. Ancak kuşlar karıncaların bu özelliğini ilk doğdukları andan itibaren bilmektedirler. Üstelik bunu onlara öğreten biri olmamasına rağmen ihtiyaç duydukları ilk anda, karıncaları kullanarak kendilerini mikroplardan arındırabilmektedirler.




1 AY SUSUZ YAŞAYABİLEN MUHABBET KUŞLARI



Yabani muhabbet kuşları Avustralya'nın fazla yağmur almayan bozkırlık bölgelerinde yaşar. Su ihtiyaçlarını yedikleri tohumlardan karşıladıkları için bu kuşlar havanın son derece kurak olduğu dönemlerde 1 ay boyunca hiç su içmeden rahatlıkla yaşayabilirler. Yabani muhabbet kuşlarının hayatlarında suyun çok önemli bir yeri vardır. Bu nedenle tüm yaşamlarını iklim koşullarına göre düzenleyebilirler. Örneğin yeterli miktarda su bulamadıkları zaman, yavru yapmayı durdururlar ve su için yeni yerler aramaya çıkarlar. Yeterli büyüklükte su birikintisi bulduklarında olabildiğince hızlı bir şekilde yumurtlamaya başlarlar.

Muhabbet kuşlarının iklim koşullarına göre yaşamlarını düzenlemeleri de Allah'ın ilhamıyla gerçekleşen davranışlardır. Neslinin devamı çok önemli oludğu için hiç riske girmemekte ve yumurtlamayı hemen kesmektedir. Bu şekilde akılcı davranarak beklemelerini muhabbet kuşlarına ilham eden herşeyi bilen, yarattığı bütün canlılardan haberdar olan Rabbimizdir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:

Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih eder; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır. (İsra Suresi, 44)



KUŞLARIN SÜZÜLME TEKNİKLERİ



Uçmak çok enerji gerektiren bir iştir. Kuşlar ise küçük canlılardır ve vücutlarında depoladıkları enerji kısıtlıdır. Kuşlar ihtiyaç duydukları enerjinin büyük bölümünü özel uçuş teknikleri kullanarak elde ederler. Havada kanat çırpmadan süzülme kuşların en çok kullandıkları tekniklerden biridir. Örneğin akbabalar, uygun bir yükseklikte süzülerek uçabilmek için, ısı dalgalarına dayalı özel bir yöntem kullanırlar. Bir ısı dalgasından diğerine süzülerek gün boyunca çok geniş bir alan üzerinde uçabilirlerBir yerden bir yere göç eden kuşlar da enerjiden tasarruf etmek için süzülme tekniklerini kullanırlar. Örneğin leylekler göç sırasında ısı dalgalarını kullanarak uçarlar. Orta Avrupa'da yuva yapan beyaz leylek, kışı Afrika'da geçirmek için yaklaşık 7.000 km uzağa göç eder. Eğer tüm yolu kanat çırparak geçmeye kalksa yolculuk boyunca dört yerde konaklaması gerekecektir. Ama beyaz leylek yolculuğunu üç haftada ve günün 6-7 saatini, ısı dalgaları arasında planör uçuşu yapıp, enerjisinin büyük bir kısmından tasarruf etmiş olarak tamamlar.

Su, karadan daha yavaş ısındığı için, denizlerin üstünde ısı dalgaları oluşmaz. İşte bu nedenle göç eden kuşlar uzun deniz yolculukları yerine karaların üzerinden göç etmeyi tercih ederler. Bazı dönemlerde gökyüzünü kaplayan leylek sürülerini hepiniz görmüşsünüzdür. Bunun nedeni leyleklerin de karaların üstünden göç etmeyi tercih eden kuşlardan olmalarıdır. Siz denizlerin üstünde sıcak havanın olmadığını bilmiyor olabilirsiniz ancak leylekler bunu çok iyi bilirler.




Albatros, martı ve öteki deniz kuşları ise, yüksek dalgaların oluşturduğu hava akımlarını kullanarak enerji tasarrufu yaparlar. Dalga tepeleri üzerinde uçan bu deniz kuşları, yukarıya doğru sapan havanın kaldırma kuvvetinden faydalanırlar.

Burada verilen birkaç örnekte de görüldüğü gibi bütün kuşlar hangi tekniği kullanacaklarından, nerelere gitmeleri, hangi yolları kullanmaları gerektiğinden haberdardırlar. Sıcak hava akımı kullanarak uçanlar ya da dalgaların oluşturduğu hava akımlarını kullananlar hiç karışıklık yaşamazlar. Çünkü Allah her canlıya ihtiyacı olan bilgileri ilham eder. Onlar da bu sayede nasıl davranacaklarını çok iyi bilirler. Allah Kuran'da kuşların havadaki hareketlerine dikkat çekmiş ve bir ayetinde şöyle buyurmuştur:


Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah'ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah, onların işlediklerini bilendir. (Nur Suresi, 41)

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


if you need to contact me

My e-mail address is :

My facebook address is :

bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)

My twitter adress is :

bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)

fenerli_ali

grup tuttuğum takım
Cezalı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 630 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 02-04-2007 06:03

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#228343 18-06-2007 17:41 GMT-1 saat    
güzel paylaşım +++++

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


busra1

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1182 ileti
Yer: Burdur
İş: !!!!öğrenci!!!!!
Kayıt: 04-06-2007 04:41

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#228347 18-06-2007 17:50 GMT-1 saat    
güsel paylaşım+

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


harddunker

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 4364 ileti
Yer: PRİNKİPO...(İSTANBUL UN İNCİSİ )
İş: ***Yacht&sailing***
Kayıt: 19-03-2007 08:41

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#228399 18-06-2007 20:20 GMT-1 saat    
teşekkürler arkadaşlar...

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


if you need to contact me

My e-mail address is :

My facebook address is :

bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)

My twitter adress is :

bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)
> 1 <