> 1 <
Kırık Link Bildir! #229005 19-06-2007 17:37 GMT-1 saat
ARMUTLARI TOPLUYORUM
Bir gün tımarhane görevlilerinden biri bahçede gezerken iki deli
görmüş. Bakmış ki delinin biri ağacın üstünde; biri ise ağacın
altında. İkisi de bir şeyler yapıyormuş. Aşağıdakine sormuş: -
"Yukarıdaki ne yapıyor?" - "Şu yukarıdaki mi? Sen buna bakma, salak işte.
Ceviz ağacından armut toplamaya çalışıyor." - "Peki ya sen
burada ne yapıyorsun?" - "Ben de düşen armutları topluyorum."
KURUSUN
Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı
deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza
düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen
arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını
kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz"
demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana
teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden
gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"
BURADA BEKLİYORUM
İki deli oturuyormuş, birisi aniden ayağa kalkmış ve yürümeye
başlamış. Oturan deli sormuş: - "Nereye?" - "Seni aramaya.." - "İyi
.. Çabuk gel, ben seni burda bekliyorum.."
ŞİŞELERİ GETİRDİM
Akıl hastanesinde bir gün, bir deli hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana
çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve
hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman
geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer
hasta; hasta bakıcıyı tokatlar. Bakıcı, "ne oluyor?" der. Hasta
cevap verir: - "Şişeleri getirdim abi."
KAÇANLARI YİYELİM
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi
aralarında "şunlara son bir test yapalım da görelim akılları
başlarına gelmiş mi?" demişler. Bunun üzerine iki deliyi bir masa
başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir
kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve: - "Buyrun
beyler, yiyiniz." demişler. Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere
saldırmış, öteki araya girmiş: - "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl
olsa duruyor!"
TENEFÜS
Bir uçakta tam yedi deli varmış... Bunlardan sadece uçağı kullanan birinci
pilot normalmiş.. İkinci pilot da deliymiş.. Durgun ve
normal hava şartlarında yolculuk yaparlarken birden bire uçağın sağa ve
sola yattığını hisseden birinci pilot şaşkınlıkla ikinci pilota sorunun ne
olduğunu sormuş; o da, "sanırım bu dengesizlik içeriden delilerden
geliyor" diye cevap vermiş. Birinci pilot, ikinci pilota emir vermiş: "o
zaman git ve rahat durmalarını söyle!". Bunun
üzerine delilerin yanına giden ikinci pilot onları susturmayı
başarmış. Birinci pilot ikinci pilota "nasıl susturdun" diye
sorduğunda; "ben öğretmen oldum, onlar öğrenci oldular.. uçağın
imdat zilini çaldım şu an tenefüsteler.." diye cevap vermiş.
NE BİLEYİM
Akıl hastanesinde koğuşları gezen başhekim, bir delinin oturmuş,
birşeyler yazdığını gördü: - "Kolay gelsin ne yazıyorsun?" - "Mektup
yazıyorum efendim." - "Yaaa..Kime yazıyorsun?" - "Kendime.." - "Peki ne
yazılı mektupta?" - "İlahi doktor bey, deli misiniz siz.. Mektubu daha
almadım ki içinde ne yazdığını bileyim?"
PROVASINI YAPTIK
İki deli bir gün deliler hastanesinden kaçmışlar. Kimse bu delileri
bulamamış. Doktorlar ümitlerini kestikleri an deliler çika gelmiş.
Doktorlar hayretle "niye geldiniz?" demişler.. Deliler: - "Yarın
kaçacağız da, onun provasını yaptık."
KARIŞTIRMADIN
İki deli havuzun başında oturuyorlarmış. Biri kalkıp havuza şeker
atmış. Havuzdan bir yudum almış ve tükürmüş. Arkadaşına: - "Havuza şeker
attım ama tatlı olmadı.." demiş. Arkadaşı: - "Karıştırmadın ki salak!"
HATIRLAMIYORUM
Deliler hastanesinde bir deli arkadaşına peygamber olduğunu söyler,
arkadaşı da ona inanmaz. - "Oğlum" der, "kafayı yedik de bu kadar da
değil." Daha sonra bir diğer arkadaşının yanına gider ve der ki: - "Hasan
peygamber olduğunu iddia ediyor". Bunun üzerine diğer
arkadaşı: - "Yalan, çünkü ben öyle bir peygamber gönderdiğimi
hatırlamıyorum."
KURMADAN YÜZERMİ?
Deli, saatini hastane bahçesindeki havuza atmıştı. Bunu gören
arkadaşı: - "Niye attın saati havuza," demiş. - "Nasıl yüzdüğünü
görmek için..." - "Peki, kurdun mu?" - "Hayır." - "Enayi, kurmadan yüzer mi?"
KAPI KİLİTLİ
Bir akıl hastanesinde deliler iyileşmiş mi, diye bakıyormuş
doktorlar. Doktorlar duvara kapı çizmişler. Bütün deliler bu kapıya
çarpıyorlarmış. En son bir deli kapının üzerine yürümemiş. "Neden
geçmiyorsun?" demişler. "Tabi kapıyı kilitlediniz, anahtarı da
aldınız; biz içeriye giremiyoruz." demiş..
SAPAN YAPACAĞIM
Adamın biri aklını sapanla bozmuş. Nerde bir karış lastik bulsa
hemen sapan yapıp evlerin c¤¤¤¤¤ taş atıyormuş. Sonunda akıl
hastanesine kapatmışlar. Gel zaman git zaman adam bir gün başhekimin
odasına gitmiş "ben artık akıllandım, beni çıkarın" demiş. Başhekim: -
"Peki seni çıkarırsak ne yapacaksın?" - "Evleneceğim." -
"Evlenince ne yapacaksın?" - "Gelini alıp gerdek odasına
getireceğim." - "Sonra?" - "Önce duvağını sonra gelinliğini
çıkaracağım..." Doktor heyecanlanmış: - "Sonra, sonra?" - "Sonra
sütyenini çıkaracağım.." - "Eee sonra?" - "Sonra külotunu
çıkaracağım.." Doktor iyice heyecanlanmış artık: - "Anlat ,anlat
sonra?" - "Külotunun lastiğini çıkarıp sapan yapacağım..."
ANLATMADAN ANLATMAYA
Başhekim bir gün deliler hastanesinde hastaları ziyarete çıkar ve
bir köşede delilerin kendi aralarında bir rakam söyledikten sonra
güldüklerini görür ve sorar: - "Neden söylediğiniz her rakamdan
sonra gülüyorsunuz diye?" Delinin biri cevap verir: - "Biz der bütün
bildiğimiz fıkralara numara verdik.. 5 dediğimiz zaman 5 numaralı
fıkra aklımıza geliyor gülüyoruz; 8 deyince 8 numaralı fıkra
aklımıza geliyor, gülüyoruz", demiş. Başhekim "bir de ben söyleyeyim o
zaman", demiş. "5", demiş çıt yok, "7" demiş çıt yok.. Bakmış çıt yok;
sormuş "ben söyleyince neden gülmüyorsunuz?" Delinin biri cevap vermiş: -
"Başhekimim anlatmadan anlatmaya fark var..."
BİR KEDİ DAHA
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce
iri gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar. Bekçi, onların ayak
seslerini işitmişti. Sordu: - "Kim o?" İçlerinden biri kedi gibi
miyavladı. Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu
ki, delilerin ayakları altındaki yapraklar hışırdadı. Bekçi geri
dönüp yine seslendi: - "Kim var orada?" İkinci deli cevap verdi: - "Bir
kedi daha."
¤¤¤¤¤ DEĞİLİZ
Adamın biri arabasıyla akıl hastanesinin önünden geçerken arabanın lastiği
patlar ve fırlar gider. Adam aracını zorla kontrol eder ve şans eseri
zararsızca yolun kenarına çeker. Bagajından stepne
lastiği çıkarır fakat onu takmak icin hiç bijonu yoktur. Adamcağız başlar
kara kara düşünmeye. Bu sırada akıl hastanesinin
parmaklıklarına bir deli tırmanır ve adama seslenir: - "Hişt
n'apıyorsun orada?" Adam: - "Ya sorma lastik patladı, yenisini
takacağım ama hiç bijonum yok" Deli güler: - "O da dert mi, öbür
tekerleklerden al birer bijon, böylece her tekerde 3 bijonun olur
istediğin yere güvenle gidersin.." Adam bu akla hayret eder ve
deliye sorar: - "Ya sen bunu nasıl düşünebildin be kardeşim, ne
biçim delisin sen?" Deli yeniden güler: - "Deliyiz kardeşim de,
¤¤¤¤¤ değiliz.."
HEPSİ ERİYOR
Deli, kahveye girdiğinde soluk soluğaydı. Boş bir masaya oturup
ocağa seslendi: - "Bana bir çay!" Çay geldi, şekerleri atıp
karıştırdı. Garsondan yine şeker istedi. Onları da atıp karıştırdı,
yeniden istedi. Garson: - "Sekiz şeker koydun çaya", dedi şaşkın
şaşkın.. - "Koydum ama, işte görüyorsun, hepsi eriyor.."
YÜZME BİLMİYORUM
Günün birinde delilere yüzmelerini söylemişler. Hava çok sıcakmış. Deliler
bunu severek kabul etmişler, ama havuz boşmuş. Atlayan
çakılıyormuş. Bütün deliler atlamış, en sona bir deli kalmış. "Bu
deli akıllanmış" diye konuşurlarken sormuşlar: - "Sen niye
yüzmüyorsun?" - "Ben yüzme bilmiyorum ki.."
BU KATTA DURMUYOR
Kadın doktora gitmiş ve: - "Doktor Bey, kocam kendini asansör
sanıyor." - "Peki hanımefendi eşiniz niye gelmedi sizinle?" -
"Getireceğim ama bir türlü bu katta durmuyor ki.."
MISIR TANESİ
Adamın biri karakola müracaat ederek hayatından endişe ettiğini
söyler. Komiser: - "Sizi kim tehdit ediyor?" - "Kümes hayvanları." -
"Kümes hayvanları mı? Anlayamadım." - "Anlayamayacak ne var komiser bey?
Görmüyor musunuz ben bir mısır tanesiyim!" Bir akıl hastasıyla karşı
karşıya kaldığını anlayan komiser, hemen iki polis çağırarak adamı akıl
hastanesine gönderir. Uzun bir tedaviden sonra adamı güç bela mısır tanesi
olmadığına ikna ederler ve taburcu ederler. Adam akıl hastanesinden çıkar
çıkmaz, tekrar başhekimin karşısına gelir. Rengi sapsarıdır. Başhekim: -
"Hayrola neyin var?"
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
#229018 19-06-2007 17:54 GMT-1 saat
güzelmiş..emeğine sağlık
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu