> 1 <
Kırık Link Bildir! #235048 07-07-2007 09:03 GMT-1 saat
İnternet icat oldu mertlik bozulmadı belki ama yeni yeni kalleşlik biçimleri türedi.
Hürriyet yazarı Yurtsan Atakan, İnternet tuzaklarından korunmanın yollarını "e posta tuzakları" yazısında anlatıyor. "e.posta aracılığıyla söyleşi yapan ilk Türk gazetecisi olarak bu konuda bir iki laf etmemi çok bulmazsınız umarım" diyen Atakan, akıllara durgunluk veren bir anısını okurlayla paylaşıyor:
"İnternet'in henüz yaygınlaşmadığı günlerdeydik. 1995 yılıydı ve Hürriyet'e İnternet konulu haftalık bir sayfa hazırlamaya başlamıştım. İlk kez bir Türk gazetesinde (belki de dünyada da), İnternet konulu düzenli bir sayfa yayınlanıyordu.
Amacım İnternet'i geniş kitlelerle tanıtmak ve teknoloji konusunda her treni kaçıran Türkiye'nin İnternet trenini olabildiğince erken yakalamasını sağlamaktı.
Türkçe içeriğin zenginleşmesine özellikle önem veriyordum. İnternet'in geniş kitlelerin ilgisini çekebilmesi için Türkçe içeriğin zenginleşmesi şarttı. Bu nedenle Türkçe sitelere özel ilgi gösteriyor, her yeni umut vaat eden Türkçe siteyi haber yapıp, tanıtmaya çalışıyordum.
Bu eğilimimin farkında olan site yöneticileri de e.posta ile mesaj gönderip yeni sitelerinden haberdar ediyorlardı. Bir gün bir mesaj aldım. Adını şimdi tam olarak hatırlamıyorum ama "kadin.com", "kadinlar.com" benzeri bir adresi vardı. Kadın sorunlarına sahip çıkan, kadınlara hitap eden bir site olduklarını, siteyi gezip beğenirsem haber yapmamı rica ediyorlardı.
Girdim, baktım harika bir site gerçekten. O yıllarda Türkiye'de az rastlanır zenginlikte bir içeriğe sahip. Çok beğendim, haber yapmaya karar verdim.
Neyse ki ta o zamanlardan edindiğim bir alışkanlık vardı. Tedbirli olmak adına e.posta yoluyla haberdar edildiğim siteleri haberleştirmeden önce araya bir bekleme süresi koyuyordum. Bu süre boyunca siteyi takip ediyor ve bir kere yapılıp öyle bırakılmış bir site mi; yoksa sürekli güncellenen, içeriği sürekli zenginleştirilen bir site mi gözlemiş oluyordum.
Kadın sitesini de bu şekilde yaklaşık bir ay boyunca izledim. Pek güncellendiği yoktu ama yine de çok zengin içerikli bir site olduğundan haberi hazırladım ve yayınlanmadan önce son bir kez bakayım diye tekrar bağlandım.
O da ne? Karşımda bir porno sitesi... O eski kaliteli içerik gitmiş yerine porno yayın yapan bir site gelmiş.
Site sahibinin kumpasından son anda kurtulmuş oldum. Adam resmen şeytani bir tuzak kurmuş. Belli ki her şeyi hazırlamış, siteyi haber yapmamı bekliyor. Gazetede çıkar çıkmaz siteyi değiştirecek, kadın sorunlarının yerine kadın uzuvlarını yayına sokacak. Bir ay bekleyip, haber olmayınca ümidi kesmiş, siteyi aslına çabuk döndürmüş.
Ben biraz aceleci davransam ya da adam biraz daha sabretse, gazetedeki köşesinden porno site reklamı yapar duruma düşeceğim. Ucuz kurtulmuşum."
İnternet'in gazeteciler için muhteşem bir araç olduğunu vurgulayan Atakan, meslektaşlarını uyarmayı da ihmal etmiyor:
"... yeni teknoloji gibi kullanırken dikkat edilmesi gereken yanları var. Bu nedenle siz siz olun şunlara özellikle dikkat edin:
- e.posta ile söyleşi yapacaksanız asla aracı kullanmayın. Aracıdan söyleşiyi yapacağınız kişinin e.posta adresini isteyin. e.posta adresinin gerçekliğinden emin olmaya çalışın. Yahoo, gmail, hotmail, mynet gibi herkesin kolaylıkla edinebileceği e.posta adreslerindense itibar etmeyin, kurumsal bir e.posta adresi olmasına ve kurumun kişiyle bağlantılı olup olmadığına dikkat edin.
- Şüphe çekici bir mesaj aldığınızda göndericinin, görünenden farklı olabileceğini unutmayın. Tepki göstermeden ya da mesajın içeriğini kullanmadan önce mesaja mutlaka cevap gönderin, "sizden aşağıdaki gibi bir mesaj aldım" diyerek mesajın gerçekten göndericiye ait olup olmadığını kontrol edin.
- Gönderici olarak görünen adres, kurumsal bir adres olmasına rağmen hálá şüpheleriniz varsa, e.posta adresinin "@" işaretinden sonraki kısmını adres olarak kullanarak, kurumun İnternet sitesine girin ve sitenin yöneticisini bulup mesaj atın, ilgili adresin gerçekten bu kişiye ait olup olmadığını sorun.
- Aldığınız bir mesaja "reply" ya da "cevapla" tuşuna basarak cevap yazmaya çalıştığınızda, alıcı olarak ekrana gelen adresin gönderici olarak görünen adresle aynı olup olmadığına dikkat edin. Aynı değilse gönderici olarak görünen adresi de, alıcılar listesine "cc" ya da "bcc" olarak ekleyin. "
Hürriyet yazarı Yurtsan Atakan, İnternet tuzaklarından korunmanın yollarını "e posta tuzakları" yazısında anlatıyor. "e.posta aracılığıyla söyleşi yapan ilk Türk gazetecisi olarak bu konuda bir iki laf etmemi çok bulmazsınız umarım" diyen Atakan, akıllara durgunluk veren bir anısını okurlayla paylaşıyor:
"İnternet'in henüz yaygınlaşmadığı günlerdeydik. 1995 yılıydı ve Hürriyet'e İnternet konulu haftalık bir sayfa hazırlamaya başlamıştım. İlk kez bir Türk gazetesinde (belki de dünyada da), İnternet konulu düzenli bir sayfa yayınlanıyordu.
Amacım İnternet'i geniş kitlelerle tanıtmak ve teknoloji konusunda her treni kaçıran Türkiye'nin İnternet trenini olabildiğince erken yakalamasını sağlamaktı.
Türkçe içeriğin zenginleşmesine özellikle önem veriyordum. İnternet'in geniş kitlelerin ilgisini çekebilmesi için Türkçe içeriğin zenginleşmesi şarttı. Bu nedenle Türkçe sitelere özel ilgi gösteriyor, her yeni umut vaat eden Türkçe siteyi haber yapıp, tanıtmaya çalışıyordum.
Bu eğilimimin farkında olan site yöneticileri de e.posta ile mesaj gönderip yeni sitelerinden haberdar ediyorlardı. Bir gün bir mesaj aldım. Adını şimdi tam olarak hatırlamıyorum ama "kadin.com", "kadinlar.com" benzeri bir adresi vardı. Kadın sorunlarına sahip çıkan, kadınlara hitap eden bir site olduklarını, siteyi gezip beğenirsem haber yapmamı rica ediyorlardı.
Girdim, baktım harika bir site gerçekten. O yıllarda Türkiye'de az rastlanır zenginlikte bir içeriğe sahip. Çok beğendim, haber yapmaya karar verdim.
Neyse ki ta o zamanlardan edindiğim bir alışkanlık vardı. Tedbirli olmak adına e.posta yoluyla haberdar edildiğim siteleri haberleştirmeden önce araya bir bekleme süresi koyuyordum. Bu süre boyunca siteyi takip ediyor ve bir kere yapılıp öyle bırakılmış bir site mi; yoksa sürekli güncellenen, içeriği sürekli zenginleştirilen bir site mi gözlemiş oluyordum.
Kadın sitesini de bu şekilde yaklaşık bir ay boyunca izledim. Pek güncellendiği yoktu ama yine de çok zengin içerikli bir site olduğundan haberi hazırladım ve yayınlanmadan önce son bir kez bakayım diye tekrar bağlandım.
O da ne? Karşımda bir porno sitesi... O eski kaliteli içerik gitmiş yerine porno yayın yapan bir site gelmiş.
Site sahibinin kumpasından son anda kurtulmuş oldum. Adam resmen şeytani bir tuzak kurmuş. Belli ki her şeyi hazırlamış, siteyi haber yapmamı bekliyor. Gazetede çıkar çıkmaz siteyi değiştirecek, kadın sorunlarının yerine kadın uzuvlarını yayına sokacak. Bir ay bekleyip, haber olmayınca ümidi kesmiş, siteyi aslına çabuk döndürmüş.
Ben biraz aceleci davransam ya da adam biraz daha sabretse, gazetedeki köşesinden porno site reklamı yapar duruma düşeceğim. Ucuz kurtulmuşum."
İnternet'in gazeteciler için muhteşem bir araç olduğunu vurgulayan Atakan, meslektaşlarını uyarmayı da ihmal etmiyor:
"... yeni teknoloji gibi kullanırken dikkat edilmesi gereken yanları var. Bu nedenle siz siz olun şunlara özellikle dikkat edin:
- e.posta ile söyleşi yapacaksanız asla aracı kullanmayın. Aracıdan söyleşiyi yapacağınız kişinin e.posta adresini isteyin. e.posta adresinin gerçekliğinden emin olmaya çalışın. Yahoo, gmail, hotmail, mynet gibi herkesin kolaylıkla edinebileceği e.posta adreslerindense itibar etmeyin, kurumsal bir e.posta adresi olmasına ve kurumun kişiyle bağlantılı olup olmadığına dikkat edin.
- Şüphe çekici bir mesaj aldığınızda göndericinin, görünenden farklı olabileceğini unutmayın. Tepki göstermeden ya da mesajın içeriğini kullanmadan önce mesaja mutlaka cevap gönderin, "sizden aşağıdaki gibi bir mesaj aldım" diyerek mesajın gerçekten göndericiye ait olup olmadığını kontrol edin.
- Gönderici olarak görünen adres, kurumsal bir adres olmasına rağmen hálá şüpheleriniz varsa, e.posta adresinin "@" işaretinden sonraki kısmını adres olarak kullanarak, kurumun İnternet sitesine girin ve sitenin yöneticisini bulup mesaj atın, ilgili adresin gerçekten bu kişiye ait olup olmadığını sorun.
- Aldığınız bir mesaja "reply" ya da "cevapla" tuşuna basarak cevap yazmaya çalıştığınızda, alıcı olarak ekrana gelen adresin gönderici olarak görünen adresle aynı olup olmadığına dikkat edin. Aynı değilse gönderici olarak görünen adresi de, alıcılar listesine "cc" ya da "bcc" olarak ekleyin. "
bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu