Kadının Günlüğü:
Bugün üç yıl bitti. Onun karşısına gelinlikle çıktığım günkü kadar mutluyum.
Tanrım, onu ne kadar seviyorum. Mükemmel bir erkek, cazibeli, yakışıklı,
anlayışlı,sevecen, her şey var.
Bugün Cumartesi,bıraktım arkadaşlarıyla eğlensin. En sevdiği yemek olan pastırmalı
kurufasulye ile pilav yapıyorum. Pişti, demleniyor. Banyo yaptım, en sevdiği
kıyafeti giydim. Yemekten sonra, şöminenin karşısına uzanacağız..
Eve geldi sonunda.Beni öpüşü biraz soğuktu, aklı başka yerde sanki.Aman Tanrım,
yoksa? Tüm cilvelerime rağmen, bana saldırmadı. Arkadaşlarıyla ne yaptığını sordum,
ağzında bir şeyler geveledi. Yemekte biraz keyfi yerine gelir gibi oldu, ama hala
dalgın, hala uzak, hala kabuğuna çekilmiş.
Herhalde ÖTEKİNİ düşünüyor. Benden genç mi acaba? İşyerindeki sarışın pazarlama
temsilcisi olmasın? Şöminenin karşısında otururken, artık dayanamadım
"Neyin var?" diye sordum. Gülümsedi; zoraki bir gülümseme, acı dolu, uzaklık dolu.
"Yok birşeyim" diye geçiştirdi. O gürül gürül yanan aşkın bu kadar çabuk biteceğine
inanamıyorum. Daha dün bana ebediyete kadar benimle olmak istediğini söylüyordu.
Bugün aramızda iletişim kopukluğu başladı bile. Belki de kilo alıyorum. Çok mu vır
vır yapıyorum?
Elini tuttum. Elimi okşadı, ama eller hissiz, parmak uçları soğuk.Stepe başlasam?
Çocuk istesem? Yalan, yalan, yalan. Kendimi kandırmaktan başka bir şey değil
bunlar.
Bitti...Bittti...Bitti. Tanrım, ölmek istiyorum. Kendimi son kez onun kollarına
attım. Ağlaya ağlaya uykuya dalmışım.
Erkeğin Günlüğü:
Öf be, Fener yine yenildi.. Ama, kurufasülye güzeldi.