Venedik'te kenar mahallelerden birinde, bir cafe-barda
kahvelerimizi içiyorduk. İçeri giren müşterilerden
biri barmene " İki kahve, biri askıda" dedi, iki kahve
parası verip, bir kahve içip gitti. Barmen de
duvardaki çiviye bir küçük kağıt astı. Biraz sonra içeri
iki kişi girdi, onlar da "üç kahve biri askıda" dediler ,
iki kahve içip, üç kahve parası ödeyip gittiler. Barmen
askıya yine küçük bir kağıt astı. Bunu gün boyu böyle
sürdüğü anlaşılıyordu. Biraz sonra kahveye üstü biraz
eski-püskü, belli ki yoksul bir adam girdi ve barmene
"Askıdan bir kahve" dedi. Barmen hemen bir kahve
hazırladı ve yeni müşterinin önüne getirdi. Yoksul kişi
kahvesini içtikten sonra, para ödemeden çıkıp gitti.
Barmen ise duvardaki askıya taktığı kağıtlardan birini
kopardi, parçaladı, çöpe attı.
Yardım etmek için, insanların gereksinimlerini belirlerken,
yalnızca yaşamsal gereksinimlerle sınırlı kalmak
zorunda değiliz. Askılara kahve asmayı da unutmamak gerek.