Kırık Link Bildir! #239737 21-07-2007 13:18 GMT-1 saat
Battal Gazi, Alevi pirliği yaparken Türkler Anadolu'ya henüz gelmemişlerdi. Hz.Ali ve çocukları hayatta bile değillerdi. Erdoğan Çınar'ın, Aleviliğin Kayıp Bin Yılı adlı kitabıne bakınız.
Hac-ı Bektaş-ı Veli, Vilayetnamesinde kendisinden 500 yıl önce yaşamış Alevilerden söz eder. O kişi Battal Gazi'dır.(20) Hacı Bektaş Veli, Battal Gazi'nin Eskişehr'in Seyitgazi ilçesindeki mezarını ziyaret ederken, Vilayetnameye göre: Hacı Bektaş Veli mezarın başında esselamü aleyküm suyun başı diye selamlar. Rivayet edilir ki, mezarda: aleyküm selam ilim şehri sedası duyulur.(21)
Hacı Bektaş Veli, 13.yy 'da dağılan Alevi yolunu yeniden toparlayan bir Alevi velisidir.(22) Kırşehir vilayetinin Emiri ve Mevlana'nın mürüdi olan Cican'ın oğlu Emir Nureddin bir gün Mevlana Hazretlerinin hizmetinde Hacı Bektaş-ı Horasan'ın kerametlerinden söz ediyordu: Bir gün Hacı Bektaşın hizmetine gitmiştim. O dış görünüşe hiç sayğı göstermıyor, Şeriat'a uymuyor ve namaz kımıyordu. Ona mutlaka namaz kılmak lazım geldiğine dair ısrarda bulundum. O git su getir de aptes alayım ve taharet yapayım, diye buyurdu. Destiyi kendi elimle çeşmede doldurup onun önüne getirdim. Maşrabayı alıp bana verdi ve dök dedi. Onun eline su döktüğüm zaman berrak suyun kan olduğunu gördüm. Bu durum karşısında şaşa kaldım dedi.(23) Böylece Hacı Bektaş Veli'nın namaz kılmadığını öğrenıyoruz.
Osmanlı Devletin kurucusu Osman Bey, 1200'de İznik'te bağımsızlığını ilan ettiğinde 20 senelik evli idi. Karısı Alevi Şeyhı Şeyh Edibali'nin kızı Balu Sultan'dı. Osman Bey, Bursa'yı alırken, Alevilerden büyük destek görmüş.(24)
Bizans coğrafyasında Bursa'da 100 den fazla Alevi Tekkesi vardı. Bizanslıler Alevileri sahte Hiristiyanlar olarak adlandırıyorlardı. Bunlar Hak Dostları dervişleri(Aleviler) Uludağ yamaçlarında tekkelerde Keşiş kılığında yaşarlardı.(25)
Hacı Bektaş Veli'nin ölümünden sonra, Padişah 2. Betazıt, Balkanlarda getirdiği Balim Sultan'ı dergahın başına getirir. Dergah Osmanlı ile uyum içinde çalışır. Anadolu Alevisi kaderiyle baş başa bırakılır. Fakirleşir. Devlet onların sırtında adeta boza pişirir. Balim Sultan'ın ölümümden sonra dergahın başına Kalender Çelebi getirilir. Kızılbaş halkın dertleriyle ilgilenir dergah. Osmanlıya başkaldırının merkezine dönüşür. Osmanlı, dergahı kapatır 26 yıl kapalı kalır. Osmanlı dergaha ihtiyaç duyar. 1552 yılında Sersem Ali Paşayı Sersem Ali Babayapılarak dergahın başına getirilir. Bektaşi-Alevi maskesi altında toplum kontrol edilir.
16.yy. boyunca Anadolu [/u]
Kızılbaş Halkı kırılma yaşarken, Yeniçerilerin savaşa Bektaşi Gülbankını okuyarak gidiyorlardı. (Gülbağ Öz, Yeniçeri Bektaşi İlişkileri. S.71)
Bazı Bektaşilerin Osmanlılarle işbirliği ilişkisi, günümüzde bazı Alevilerin düzenle işbirliği gibi. Osmanlı döneminde, Kızılbaş geleneğiyle Bektaşilik geleneği farklılık içeriyordu. Alevilik, iktidar ve eşirsizlik ideolojisı taşımıyordu. Egemenlik ilişkilerine bulaştığında kırılma zaafını gösterıyordu. Şayet bir eşitsizlik ve despotizmin egemense hem iktidar ve hemde Alevi kalmak imkansızlaşıyordu. Osmanlı döneminde Bektaşi Dergahı bu yüzden çelişkiler yaşıyordu. İktidara yaklaştıkça Alevilikte kopma oluyordu.
Aleviler, süreklı olarak baskı, şiddet ve katliama maruz kalmış olmaları nedeniyle kendilerini ve öğretilerini hep gizlemek zorunda kalmışlardır. Bu zor yaşam koşulları onları bulundukları yerlerin hakim inançlariyle bir çeşit uzlaşma arayışına girmişlerdir. Müslümanlığın hiç bir şartını yerine getirmedikleri halde gerçek Müslüman biziz demişler ve bazıları halen de demekteler.
Kaynaklar:
20- Erdoğan Çınar, Aleviliğin Kayıp Bin Yılı. S.38
21- s.38
22- s.191
23- Cemşit Bender, Kürt Uygarlığında Alevilik s.192
24- Erdoğan Çınar, Aleviliğin Kayıp Bin Yılı. S.173
25- s.174