The Portent

İsveçli illüstratör Peter Bergting'in epik çizgi romanı The Portent'ın hikayesi, güçlerini kontrol edemeyen, yanlış tercihleri nedeniyle bir kahraman olmaktan oldukça uzak, çevresinde olup bitenlere ve insanlara karşı kayıtsız Milo'nun üzerine kurulu. Aslında Fantastik edebiyat okurlarının yabancısı olmadığı, son derece klişe bir öyküyle karşı karşıyayız. Kendini tanıma aşamasında olan genç bir adam, Dünyayı değişime uğratan şeytani güçler… Ancak Bergting, bu klasik hikayeyi farklı bir biçimde yorumlamış. Derginin bütününe baktığınız vakit, (karakter tasarımları, silahlar, mekanlar, öykü vb.) birbiriyle oldukça uyumsuz gibi gözüken İskandinav Mitlerinin ve Antik Çin'e ait öğelerin ustalıkla harmanlanıp okura sunuldunulduğunu görüyorsunuz. Çizimlerden hafif bir Mignola lezzeti alıyorsunuz (ki bu benim kişisel gözlemim, bana ne kadar katılırsınız bilmiyorum). 16 yaşından beri Amerikalı ve Avrupalı yayıncılar için çizim yapan Bergting (ki Dungeon Magazine için de çalışmış), söyleşilerde 2001 yılında çizmeye başladığı 4 sayılık seriyi “Shakespeare'le Kung Fu'yu bir araya getirmek” şeklinde tanımlamış ki, bunun The Portent gibi az da olsa ortalamanın üzerinde bir çizgi roman için basit bir ifade olduğunu düşünüyorum. Çok fazla detaya girmiyorum, 'meraklısına' diyip kısa kesiyorum