Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Uydu yapımında Türkiye de var

> 1 <

Gece mavisi

grup tuttuğum takım
Cezalı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1568 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 05-01-2007 23:08

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #249250 25-08-2007 11:58 GMT-1 saat    
Uydu yapımında Türkiye de var

İTÜ-pSAT1, Türkiye'nin ilk öğrenci uydusu... İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi öğrencileri tarafından hazırlandı ve 2008'de Kazakistan'ın Baykonur Uzay Üssü'nden fırlatılacak.

İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Maslak'taki dev kampüsündeyiz. Az da olsa gölgeden nasibini alan binalardan birine giriyoruz. Burası Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi… Hava sıcak, çalışmak için hiç de elverişli değil. Fakültenin en üst katına çıkarken anlıyoruz ki, talihsiz bazı öğrenciler var. Tatil onlar için henüz başlamamış. Randevulaştığımız gibi en üst kata çıkıyoruz. Şortlu erkek öğrenciler karşılıyor bizi. Kıyafetleri tatildelermiş izlenimi veriyor ama biliyoruz ki değiller ve yaptıkları iş, son derece mühim. Ne mi yapıyorlar? Uydu!

Türkiye'nin ilk öğrenci uydusu İTÜ-pSAT1'i yapıyorlar. “Öğrenci uydusu” deyince aklınıza basit bir öğrenci projesi gelmesin sakın. Bahsettiğimiz uydu toplam 1.2 milyon YTL maliyetli ve Temmuz 2008'de Kazakistan'ın Baykonur Uzay Üssü'nden fırlatılarak, uzaydaki yerini alacak.

Çalışma odasına giriyoruz, gözümüz o mühim uyduyu arıyor hemen. Soruyoruz; “Uydu nerede”. “Arkanızda” diyorlar bir ağızdan gülerek. Arkamızda büyük ve üstü karışık bir masa var sadece. Şaşırdığımızı anlayınca “Orada işte, masanın üstünde” diyorlar. İyi ama masada ne uydu, ne de uyduya benzer hiçbir şey yok. Gülüşüyorlar. İçlerinden biri eğilip masanın üzerindeki küçük, küp şeklindeki cihazı alıp “İşte uydu bu! Şaşırdınız değil mi” diyor.

Şaşırmamak mümkün mü? Tamam, her gün uydu görmüyoruz ama en azından uydu denince de insanın aklına haşmetli bir görüntü geliyor. Merakım daha da artıyor, her şeyi sorup öğrenmek istiyorum.

CubeSat projesi

Hemen belirtelim İTÜ-pSAT1, bir CubeSat projesi. Yani aralarında Kaliforniya Politeknik Enstitüsü, Stanford Üniversitesi gibi 40'tan fazla üniversite ve saygın eğitim kurumunun yer aldığı, çeşitli amaçlar için piko ölçekte, yani 0.1-1 kg arasında uydu üreten, geliştiren ticari firmaların uluslararası işbirliği sonucunda oluşturulan bir proje. Haziran 2003'te yürütülmeye başlayan projeye, İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi 2005'ten beri dahil. Fakültenin Uzay Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan için bu projenin anlamı çok farklı. Uydu yapmak için 1997'den beri DPT'ye (Devlet Planlama Teşkilatı) proje verdiklerini, her seferinde reddedildiklerini söylüyor. “O yüzden bu çok büyük bir heyecan oldu. TÜBİTAK da o dönem yeni projelere destek vermeye başlamıştı, hemen TÜBİTAK projesi yaptık. Çok büyük bütçeli laboratuvar altyapısı gerekiyordu, kurduk. Fakültemizde uçak uzay mühendisliği yüksek lisans, doktora programı var ama hiç uzay çalışması yapmamıştık. Bir şeylerin olabileceğini görmek çok güzel.”

Peki CubeSat projesinde yer almak ne fayda sağlıyor?

Öncelikle dünyanın çeşitli ülkelerinden uydu çalışması yapanların kendi aralarında bilgi paylaşmalarını sağlıyor. Projenin başındaki etkin isimlerden Yrd. Doç. Dr. Gökhan İnalhan, 1997'de bölümden mezun olup Amerika'da Stanford Üniversitesi ve MIT'de (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) uzay çalışmaları yapmış, çeşitli NASA projelerinde görev almış. 2006'da İTÜ'den “Gel, kendi laboratuvarını kur” teklifi gelince, dönüp 'Kontrol ve Aviyonik Laboratuvarı'nı hayata geçirmiş. İnalhan, böyle bir projenin 20 yıl önce hayal bile edilemeyeceğini söylüyor. “Çok değişik, öğrenciler için de farklı bir dünya. Öğrenci bir konuda takıldığında Japonya'daki arkadaşına mail atıyor, aynı gün Venezuella'dan uydu fırlatmak isteyen başka biri bize anten açma konusunda yardımcı olabilir misiniz, diye soruyor.” Projenin bir diğer avantajı da, uydu fırlatmayla ilgili izin, lisans ve onay gibi prosedürlerle uğraşmak yerine katılımcıların sadece uydu tasarımı ve geliştirmeye odaklanmalarını sağlaması. Hemen belirtelim, projeyi maddi olarak TÜBİTAK'ın yanı sıra İTÜ de destekliyor.

"Tüy kadar hafif: 1 kg!”

Gelelim uydunun özelliklerine…

İTÜ-pSAT 1, bir piko uydu. Yani boyutları 10x10x10 cm'lik modüllerden oluşan, kütlesi en fazla 1 kilogram olan bir uydu. Küp şeklindeki uydunun altı yüzeyinde de güneş panelleri yer alıyor ve bu paneller uydunun yörüngedeki enerji ihtiyacını karşılıyor.

Ana taşıyıcı gövdesi alüminyumdan oluşan uydunun üç temel görevi var. En çok ilgi çekeni, üzerinde bulunan düşük çözünürlüklü kamera ile elde edilen görüntülerin yer istasyonuna aktarılması. Uydunun üzerinde bulunan ivmeölçer, açısal hız ölçer ve manyetometre gibi algılayıcılar aracılığıyla elde edilen verilerin işlenilmesi ve yere aktarılması diğer görevleri arasında.

İTÜ-pSAT I, alçak yörüngeli tasarlanan bir uydu. Dünyadan yaklaşık 700 km uzaklıktaki yörüngesinde güneşe eş zamanlı bir yol izleyecek ve günde ortalama 4-5 kez Türkiye üzerinden geçecek. Bunun yanında üzerindeki düşük güçlü ikinci verici sayesinde sürekli olarak kendi tanımlama bilgilerini mors alfabesi kullanarak amatör frekanslardan yayınlayacak.

İTÜ-pSAT 1'in ömrü, fırlatıldıktan sonra altı ay. Ama kullanılan bileşenlerin tasarım sınırlarından daha iyi başarı göstermesi durumunda daha uzun bir çalışma süresi de söz konusu.

Uydunun yapımı için kullanılan malzemelerin nerelerden temin edildiğini soruyorum. İşin en keyifli kısmı bu anlaşılan. Gülerek “Karaköy ve Selanik Pasajı” diyor, Yrd. Doç. Dr. Gökhan İnalhan. “Yani her yerden alabileceğiniz malzemeler. Esnaf bu kadar küçük kablo, kamera gibi malzemelerle ne yapacağımızı sorduğunda önce şaşırıyor, sonra çeşitli yorumlar yapıyorlar. Uydu yaptığımızı söyleyince, 'Yok abi uydu işi Türkiye'de tutmaz. Başka işlere gir' diyen de var. 'Fiyatı ne kadar' diye soranlara da rastlanıyor. Sonra çaylar geliyor, muhabbet muhabbeti açıyor.”

Biz konuşmaya devam ederken uydu masanın üstünde hâlâ. Anlatılanları dinliyorum ama aklım bir yandan da uyduda. Sahi başına bir şey gelse ne olur? Dayanamayıp soruyorum. “Diyelim ki bir sabah geldiniz ve uydu yerinde değil. Ne olur?” Kendinden emin yanıtlıyor İnalhan. “Hiçbir şey. Anında yeni bir uyduya başlarız. Şu anki bilgi seviyemizle yenisini bir haftada toplarız, sorun değil. Kökü bizde nasıl olsa.”

Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan söze giriyor. “Önemli olan üretebilmek. Burada çocuklar üretiyor. Türkiye'de genelde dışarıdan alınıyor, ama burada hem bilgiyi üretiyorsunuz, hem topluyorsunuz, hem kullanıyorsunuz. Bugüne kadar sadece teoriye dayalı eğitim verdik, şimdi uygulamayla pekiştirmiş oluyoruz. Artık her yıl derste öğrencilere bir tane uydu yaptıracağız.”

İTÜ-PSat 1'in yapımı için çalışmalar son hız devam ediyor. Tamamlandığında önce İTÜ laboratuvarlarında eksi 60 ile artı 100 derece arasında basınçlı ortamda test edilecek. Son karar içinse Amerika'ya gönderilecek. Ardından onaylanıp uzaya fırlatılacak.

Türkiye'nin ilk öğrenci uydusunu yapanlar

Barış Toktamış- 4. sınıf öğrencisi

Uydunun yer istasyonu anten çizimlerini yapan Toktamış, “Türkiye'nin ilk uydusu olacak, daha büyük bir şey olamaz benim için” diyor.

Emre Güney-4.sınıf öğrencisi

Projeye staj aşamasında dahil olan Güney, uzay mekiği mekanizmalarının programlanması üzerine çalışıyor. Türkiye'de bu tip projelerde çalışmayı çok istiyor.

İlke Akbulut-Master öğrencisi

İletişim sistemleri ve yer istasyonlarıyla ilgileniyor, Akbulut. Uydunun yer istasyonlarıyla iletişimini sağlayan sistemler üzerinde çalışıyor. Lisans eğitiminde pratik işlerle uğraşmadıklarını ama bu projenin çok değişik, herkesin katılmak isteyeceği bir proje olduğunu söylüyor.

Can Kurtuluş- Yüksek lisans öğrencisi

Kurtuluş'a proje teklifi mezun olunca gelmiş ve o da hemen kabul etmiş. Başından beri projenin içinde. Bu nedenle uydunun her aşamasında çalışmış. Ama asıl ilgi alanı, uydunun hareketini analiz eden algılayıcılar.

Besim Tayfun Aydın-Yüksek lisans öğrencisi

Aydın da projenin başından beri içinde olduğu için her alanda çalışmış. Asıl ilgi alanı, özellikle uydunun yapısıyla ilgili.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <