Dün gece kaldırıldığı hastanede durumu ağırlaşan, dünyaca ünlü İtalyan opera sanatçısı Luciano Pavarotti hayatını kaybetti.
Pavarotti'nin menajeri Terri Robson, geçtiğimiz yıl pankreas kanseri olduğu anlaşılan ünlü sanatçının bugün erken saatlerde yaşamını yitirdiğini açıkladı. Böbrekleri işlevini kaybeden Pavarotti'nin dün gece bilinci de kapanmıştı.
Bazı çevreler tarafından kuşağının en büyük opera sanatçısı olarak gösterilen Pavarotti, 71 yaşındaydı.
Ünlü sanatçının, İtalya'nın Modena kentindeki evinde bu sabah erken saatlerde öldüğünü duyuran Robson, "Maestro, ölümüne neden olan pankreas kanserine karşı uzun ve zorlu bir savaş verdi" dedi.
Sesinin yanı sıra dünya genelindeki stadyumlarda onbinlerce kişiye verdiği konserler ve düet albümleriyle iz bırakan 'Büyük Luciano' Pavarotti, sanat çevrelerinin dikkatini ilk kez sahne aldığı Covent Garden'da 1963 yılında çekti.
Pavarotti, İtalyan lirik repertuvarının gerçek yorumcusu olmasını sağlayan ince sesi ve karizmatik sahne performansıyla 1960 ve 1970'li yıllarda şöhret basamaklarını çıktı ve kendisine gerçek bir hayran kitlesi oluşturdu.
"Sanatsal yönü daha gelişmiş"
Ünlü tenor, Placido Domingo ve Jose Carreras ile düzenlediği 'Üç Tenor' konserleriyle, birçok şarkıcıyla ortak söylediği düetleriyle ve hayır konserleriyle hayranlarının kalbinde taht kurdu.
Eleştirmenler tarafından sanatsal yönü daha gelişmiş olarak gösterilen Domingo dahil bazı tenorların erişemediği doğal yeteneğe ve sempatikliğe sahip olan Pavarotti, Enrico Caruso ile başlayan 20'inci yüzyıl opera tarihinin en büyük yıldızlarından biri olarak göze çarptı.
Sanat kariyerini, 'Evet Giorgio' ile 'Rigoletto' filmlerinde rol alarak süsleyen, ancak beyaz perdede istediğini bulamayan Pavarotti, 'Ben, Luciano Pavarotti' adlı otobiyogrofisini de kaleme aldı.
Dünya genelinde hayran kitlesi oluşturan Pavarotti, sıcak gülümsemesiyle, Neapolitan folk şarkılarını söylediği sırada terini sildiği beyaz mendiliyle, pop şarkıcılarıyla yaptığı düetlerle, onbinlerce kişiye hitap ettiği stadyum konserleriyle, Bosna savaşı sırasında U2'nun solisti Bono'yla düzenlediği konserle ve neşeli Noel şarkılarıyla Pekin'den Buenos Aires'e tüm sevenlerinin kalbinde iz bıraktı.
PAVAROTTI'NIN ÖZGEÇMİŞİ
Modern (Opera) dönemindeki en önemli ses sanatçılarından Pavarotti, 1935'te İtalya, Modena'da doğdu.
İlk müzik deneyimini şehrindeki koroda, babası Fernando ile yaşadı.
Delikanlıyken, babasıyla Gioachino Rossiniadlı koroyla Galler'e gitti. Llangollen uluslararası şarkı söyleme yarışmasında birinci oldu ve bu onu bir tenor olmak konusunda hırslandırdı.
Aslında bir öğretmen olmak için yetiştirilen Pavarotti, Arrgio Pola ve Ettore Campogallianni tarafından aldığı derslerle Concorso İnternazionale adlı ödülü 1961 yılında kazandı ve opera dalındaki başlangıcını bir tiyatro salonunda La Boheme eseri ile aynı yılın 29 Nisanında yaptı.
Bundan sonra Güney ve Kuzey Amerika, Asya, Afrika, Avrupa ve Avustralya'da birçok kez konser verdi.
Ayrıca bu ona dünyanın birçok yerinde konser veren 3 tenordan biri olma gibi bir mevki sağladı. Ardından Modena'da genç şarkıcıları eğitecek bir okul açtı.
"Şu zamana kadar gelmiş geçmiş şüphesiz en önemli tenor" olarak nitelendirilen Pavarotti, pankreas kanseri nedeniyle yaklaşık bir yıl önce ABD'de ameliyat edilmişti.
Pavarotti, bir süre önce de Modena'da hastaneye kaldırılmıştı.
Pavarotti, son olarak da 'dini klasik müzik' ağırlıklı bir albümün çalışmalarına başlamıştı.
Öğrencilerine ders vermeyi de sürdüren Pavarotti, albümü 2008'in başlarında çıkarmayı planlıyordu..
İtalyan tenor, 2006'daki ameliyattan bu yana, zamanının büyük bölümünü 34 yaşındaki ikinci eşi Nicoletta ve 4 yaşındaki kızı Alice ile geçirmeye özen gösteriyordu.
BU ÜYEYE ERİŞİM ENGELLENMİŞTİR
Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi,23/08/2008 tarih ve 2008/318 nolu kararı gereği bu üyeye erişim TELEKOMÜNİKASYON İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'nca engellenmiştir.