11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Van, Hakkari, Şırnak, Siirt ve Diyarbakır'ı kapsayan 4 günlük ilk resmi gezisi dün sona erdi.
Abdullah Gül, cumhurbaşkanı seçildikten sonra, herkes Gül'ün ilk gezisini memleketi Kayseri'ye yapacağı kanısındaydı. Ancak Abdullah Gül, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer gibi ilk ziyaretini Van'a yapacaktı.
Sezer'den önceki cumhurbaşkanların ilk gezilerini nereye yaptığı hakkında net bilgiye sahip değilim ancak Abdullah Gül'ün ilk ziyaretini Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya yapmasının açık mesajları vardı.
-Cumhurbaşkanı seçildiğinden hemen sonra 'herkese kapısın açık olacağını' söyleyen Abdullah Gül, bu anlamda istikrarlı bir cumhurbaşkanlığı sürecinden geçeceğinin ilk sinyalini vermek zorundaydı.
-Ülkenin yıllardır kanayan yarası olan terör konusunda mağdur olan ve kendini devlet tarafından dışlanmış olarak gören bölge halkını kucaklamak, onların dertlerini paylaşmak için, Gül'ün yapacağı bu gezi önemli bir yere oturacaktı.
-Gül, Güneydoğu'daki bu teröre çözümün barıştan geçtiğini biliyordu ve devletin en üst makamındaki şahıs olarak, bölge halkıyla bütünleşmek amacındaydı.
- Gül, bunun yanında, hemen hemen hergün şehit haberlerinin geldiği Güneydoğu'da, terörle mücadele eden güvenlik güçlerine moral vermek istiyordu.
GÜL HER GİTTİĞİ YERDE BAŞ TACI OLDU
Abdullah Gül, her gittiği yerde, büyük bir sevgi gösterisiyle karşılaştı. Deyim yerindeyse Gül, halkla bütünleşti...
Cumhurbaşkanı'nın ilk durağı Van'dı...
Van'da vatandaşlar ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' şeklinde tezahüratta bulunması ve ''Sabreden derviş muradına ermiş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'' yazılı döviz taşıması dikkat çekiciydi.
Gül ise bu sevgi gösterisine şöyle cevap veriyordu: ''Hepinize, gösterdiğiniz bu muhabbet ve sevgi nedeniyle ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Benim şahsımda gösterdiğiniz bu sevgi ve muhabbet, devletimize, milletimize gösterdiğiniz sevgi ve muhabbettir. Bundan dolayı hepinize teşekkür ediyorum'' diye konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, her zaman gösterdiği ağır başlılığı ve nezaketliği burada da gösteriyordu.
Önce Başkale daha sonra Yüksekova'ya geçen Abdullah Gül, burada da önemli mesajlar veriyordu. Yüksekova, konumu itibariyle Türkiye'nin Irak'la olan sınırının en yakın olduğu yerlerindeydi. En çok terör olaylarının olduğu yerlerden biri de Yüksekova'ydı.
Gül, burada barış, kardeşlik, birlik ve beraberlik veriyordu: ''Birliğimizi, aramızdaki kardeşlik duygularını pekiştirdiğimiz müddetçe, her şey çok daha iyi olacaktır. Bundan emin olun. Devletimizin bütün imkanları sizlerin hizmetindedir. Bunları görüyorsunuz. Yeter ki, kardeşlik duyguları içerisinde birbirimizi sevelim, kucaklayalım, devletimize sahip çıkalım. O zaman göreceksiniz, yılların ihmalleri de kısa süre içerisinde gidecek."
Gül, halkla bütünleşirken askeri de ihmal etmiyordu... Abdullah Gül'ün Dağ Komando Tugayı Komutan Yardımcılığı 4. Komando Taburu yemekhanesinde askerlerle birlikte yemek yemesi gazetelere manşet olmuştu.
Gül'ün sonraki durağı Hakkari'ydi...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, burada da aynı mesajları veriyordu: ''İnşallah hep beraber el birliği içinde ülkemizin doğusunu, batısını, kuzeyini, güneyini beraber kalkındıracağız, zenginleştireceğiz. Bütün milletimizi hep beraber mutlu edeceğiz''
Siirt ve Şırnak derken Gül'ün son durağı DTPlilerin 'kalemiz' diye tabir ettikleri Diyarbakır'dı... Gül'ün bu gezisinde dikkat çeken en büyük özelliklerden biri de; her gittiği yerde Gül'ü karşılayanlar arasında DTP milletvekilleri ve DTP'li belediye başkanlarının oluşuydu.
Diyarbakır'da da Osman Baydemir, Gül'ü karşılayanlar arasındaydı...
Cumhurbaşkanı Gülün doğu gezisinde gündemdeki konulardan biri de Kürt sorununun çözümüne yönelik atılması gereken adımlardı.
Gül, bu bağlamda sivil toplum örgütleriyle toplantı yapıp, Kürt sorununa nasıl bir yolla çözülebileceği yolunda fikir alışverişinde bulundu...
GÜL'ÜN VE BÖLGE HALKININ VERDİĞİ MESAJ
Aslında Abdullah Gül, cumhurbaşkanı seçilmeden önce zaten sevilen, sayılan ve bölge halkı tarafından tanınan bir isimdi. Gül gösterdiği sıcak kanlılıkla halkın şahsına olan sevgisini iyice pekiştirmişti.
Böylelikle bölge halkının verdiği mesajda gayet açıktı: Kürtler siyasi anlamda Ankara'ya bağlıydı...
Seçim sonuçlarından sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bu gezisi üzerine, PKK'nın uzantılarından "Kalelerimizi düşürmeyeceğiz" gibi korku dolu tepkilerin gelmesi de sanırım bu geziyle de kanıtlanmış oluyordu.
Umarız Abdullah Gül, senelerdir kan kaybeden, ezilen, yoksul ve devletin şefkatli kollarını arayan Doğu, Güneydoğu Anadolu ve dolayısıyla Türkiye için yeni bir umut olur.