> 1 <
Kırık Link Bildir! #259504 16-09-2007 19:48 GMT-1 saat
Sizin için ne derece önemi var bunu bilmiyorum ama ben bu satırları yazarken gözümden damlalar
akıyor klavye üzerine. Erkekler ağlamaz lafı bana göre değil. Ağlamaktan hiç
utanmadım,duygularım,acılarım beni boğduğu zaman hep ağladım.Yine ağlıyorum... Sizleri tanımıyorum
ama sizlerle paylaşmak istiyorum.Lütfen;bu satırlara bir seven olarak sahip çıkın ve lütfen yazılı
satırlar olarak geçmeyin. Okudukça yeryüzünde insanlar neleri yaşarmış diyeceksiniz buna eminim. Bir
memur ailenin en küçük çocuğu olarak babamın tayininin çıktığı bir köye taşındık.Huzursuzdum,okulumu
bir köy okulunda okumaktansa ,şehirde medenice okumak istiyordum.kaydımı yaptırdı babam
okula.İlkokul 4. sınıftan başladım köy okuluna.Beni bir sınıfa verdiler.Öğretmen köyde yabancı
olduğumu biliyordu ve hangi sıraya oturmak istiyorsan otur dedi bana.Bir kızın yanı boştu sadece
oraya oturdum.Hayatımı adadığım,gidişiyle beni bitiren insanla ilk o zaman tanıştım.İsmi Altınay
idi.Çocuk yaşımda bile onun güzelliği beni çok etkilemişti.Masmavi gözleri,gamze yanakları ile arada
bir bana dönüp gülüşü,yanlış yazdığım notlarımda kendi silgisiyle defterimdeki hatayı silmesi beni o
minik yaşımda ona bağladı.O dönemlerde çocukça bir arkadaşlıktı. Zaman ilerledikçe onsuz tek saniye
geçiremiyordum.ya ben onlara gidip ders çalışıyor, yada o bize geliyordu.Mükemmel bir
paylaşımcıydı.Yüreğini,sevgisi ni,dostluğunu daha o yaşta vermişti bana.İlkokulu birlikte okuduk ve
aynı sırada bitirdik.Hep onunla hep ona biraz daha alışarak. Ortaokula geçtiğimizde ailelerimize
rica ettik ve bizi aynı okula yazdırdılar, hatta aynı sınıfa,hatta aynı sıraya oturmamız için
babalarımız öğretmenlere adeta yalvardılar.Başarmıştık. Yine aynı sıradaydık.Geride kalan ilkokul
dönemindeki iki yılda anladım ki onsuz hayat bana huzur vermiyordu.Yaşımız olgunlaştıkça o beni,ben
onu daha çok seviyordum.Çocukça başlayan arkadaşlığımız sevgiye aşka dönüşmüştü ortaokul yıllarımız
bitmek üzereyken.Şehir merkezinde.Ailelerimiz liseye geçtiğimiz sırada ortak bir karar aldılar.Buna
göre tek ev kiralayacak ikimiz aynı evde kalacaktık.Annem de bizimle kalacaktı.Allah'ım o karar bize
iletildiğinde dakikalarca sarmaş dolaş kutlamıştık bunu.Ona aşık olmuştum.Aynı duyguları o da
paylaşıyordu ve bunu fareden ailelerimiz okul bittiğinde evlendirelim diye karar almışlardı bile.Ona
tapıyordum artık.Haşa Allah'a şirk koşar gibi günah işlercesine seviyordum.İlk elini tuttuğumda
sakın bir daha bırakma demiştim. Yanakları kızarmıştı,utanmış ve başını önüne ! eğmiş,gülümsemiş ve
elimi sıkı sıkı kavramıştı.Artık her gün elele tutuşup okula gidiyor okuldan çıkarken elele
dolaşıyor geziyor öyle gidiyorduk evimize.Arada bir elleri terler ve her terleyişte elini elimden
kurulamak için çekerdi.Bunu her yaptığında kızar elimi bırakma diye azarlardım,hep tamam tamam
diyerek gülümser ve hızla elini avucuma sokuştururdu. Her şey harikaydı,dünya cennet gibiydi
gözümüzde.Yıllar akıp gidiyordu mutluluk içinde.Nihayet liseyi de bitirmek üzereydik.karne dönemi
gelmişti.Karnelerimizi aldık hiç kırığımız yoktu.Sevinçle sarıldık birbirimize elimi tuttu.bunu
kutlamak için bir cafeye gidip cola içerek kutlayacaktık.Okulun az ilerisinden geçen bir çakıl yol
vardı.Her zaman toz duman içinde olurdu.çakıllarla kaplıydı.O yolun benim ve ölürcesine sevdiğim
insanın ayrılmasında bu kadar rol oynayacağını bilsem hiç girer miydik o yola.Neler vermezdim o yolu
yürümemek için. Eli yine elimdeydi,ansızın elini çekti,terlemişti yine eli.Sanırım dört adım
atmıştım.Dönüp yine azarlayacaktım.Çünkü hem elimi bırakmış,hem de geride kalmıştı.Dönüp baktığımda
Dünya başıma yıkıldı.Sanki gök kubbenin altında kaldım.yerdeydi ve yüzünden kan fışkırıyordu.ne
yapacağımı bilemedim üzerine kapandım yüzüne yapışmış saçlarını kaldırdığımda hayatımı bitiren o
görüntüyle karşılaştım.Başı kesilmiş bir tavuk gibi çırpınıyordu.Suratına bir taş parçası bıçak gibi
saplanmıştı ve bakmaya doyamadığım mavi gözlerinden biri akmıştı.Suratının yarısı yoktu.Hırlıyordu
bana bir şeyler demek istiyor kanla kaplı diğer gözünü temizleyerek bana bir şeyler demeye
çalışıyordu.Yoldan geçen bir kamyonun tekerinin altından fırlayan bir taş suratına
saplanmıştı.Ölürcesine bir aşkı,geleceğimizi kibrit büyüklüğünde bir taş parçasının bitireceğini
bilemezdim.Donuk donuk hiç konuşamadan yüzüne bakmaktan başka bir şey yapamıyordum. Ellerini tuttum
kaldırdım başını göğsüme dayadı ve elimi sıkı sıkı tuttu.Akan kan ellerimize damlıyordu.Yoldan geçen
bir araba durmuş bizi seyrediyordu,hastaneye yetiştirelim dediğimde kanlı olduğu için almadı ve
kaçtı gitti.Kimse arabaya almıyordu.çevreme bakıp yardım eden demekten,ona dönüp seni seviyorum,beni
bırakma,dayan demekten başka bir şey yapamıyordum.İki dakikalık bir çırpınıştan sonra kucağımda
öldü.Cennet olan Dünya 5 dakikada cehenneme döndü.Tam dokuz yıl oldu onu yitireli.Kendime olan
güvenimi yitirdim.Artık kimseyi sevemem,kimsede beni sevemez korkusundan kurtaramıyorum
kendimi.Bitkisel hayatta gibiyim.Tek elimde kalan bu net.bu net aracılığıyla sizinle paylaşmak
istedim.Yitiren,ya da ben yitirenle paylaşmak isteyen herkese elleri terlese bile ellerimi
bırakmamaları şartıyla elimi uzattım.Dost,kardeş,arkadaş ne olursanız olun ama elimi bırakmayın.Size
sesleniyorum, elimi bırakmayın lütfen...
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu