Org. Büyükanıt'tan çarpıcı uyarılar

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ''Terör örgütüne terörist diyemeyen, terör örgütü mensuplarını 'kardeşlerimiz' diye tanımlayan, Türk Silahlı Kuvvetlerine 'bölücü' diyen bir zihniyetle karşı karşıya bulunmaktayız'' dedi.

Orgeneral Büyükanıt, Harp Akademileri Komutanlığı 2007-2008 eğitim ve öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yıllardır terörle mücadele ettiğini ve karşılarında etnik milliyetçiliğe dayalı, bölücü terör örgütü bulunduğunu hatırlattı.

Söz konusu terör örgütünün bölgede 250'si okul, 110'u cami, 50'si sağlık kuruluşu olmak üzere trafo merkezleri, telefon santralleri, televizyon yansıtıcıları da dahil toplam 2 bin civarındaki tesisi yaptığı hain saldırılarla tahrip ettiğini söyleyen Orgeneral Büyükanıt, büyük çoğunluğu öğretmen ve din adamı olmak üzere 500 civarında sivil devlet görevlisinin de öldürüldüğünü veya yaralandığını kaydetti.


Örgütün, bu yaptığı hain saldırılarla en büyük zararı yine bölge halkına verdiğini, bölgenin gelişmesine katkı sağlayacak yapılanmanın önüne geçmeye çalıştığını ifade eden Orgeneral Büyükanıt, terör örgütünün bu şekilde hareket ederek bölge halkının devletine olan güvenini sarsmayı hedeflediğini belirtti.

Orgeneral Büyükanıt, bu saldırılar karşısında terörle mücadelenin büyük bir kararlılıkla sürdürüldüğünü ve buna devam edeceklerini bildirdi.

Son yıllarda ve özellikle son aylarda güvenlik güçlerinin terör örgütü üzerindeki baskısının ve bu mücadelede elde ettiği başarıların her türlü övgünün üzerinde olduğunu dile getiren Orgeneral Büyükanıt, ''Bunu büyük bir kıvançla söyleyebiliyorum. Buna devam edeceğiz'' dedi.

TERÖRLE SÖZDE DEĞİL ÖZDE MÜCADELE ŞART

Orgeneral Büyükanıt, özellikle son 2 ay içerisinde güvenlik güçlerinin bölücü örgüte çok önemli darbeler vurduklarını belirterek, bu dönemin örgütün hem terörist sayısı, hem yaşam malzemelerinin ele geçirilmesi anlamında kışa hazırlık dönemi olduğunu, bu nedenle yapılan mücadelenin önemi bulunduğunu vurguladı. Orgeneral Büyükanıt, sözlerine şöyle devam etti:

''Daha önce pek çok defa çeşitli zeminlerde ifade etmiştim. Bugün tekrar etme ihtiyacını duyuyorum. Bilinen bir gerçektir; bir ülkedeki terör örgütünün dışarıdan destek almadıkça varlığını devam ettirmesi olanaksızdır. İlişki içinde bulunduğumuz dost ve müttefik birçok ülkeyi bugüne kadar bu konuda uyardık. Ancak üzüntü ile ifade edeyim. Hiçbir ülkeden destek görmedik. Uyardığımız tüm ülkeler, dolaylı veya dolaysız bir şekilde onlara desteğe devam ettiler. Terörle mücadelede sözler önemli değildir. Eylemler öne çıkar. Ün kazanmış sözümü tekrar edeyim; 'Terörle sözde değil, özde mücadele, hiçbir zaman gerçekleşmedi'. Bunları söylemek zorundayım. Bu sözlerimden alınan ülkeler varsa, bu onların sorunudur.''

-''TERÖR ÖRGÜTÜNE TERÖRİST DİYEMEYENLER''-

Terör örgütünün sözde siyasi uzantılarının Türkiye'deki faaliyetlerine de değinen Orgeneral Büyükanıt, ''Terör örgütüne terörist diyemeyen, terör örgütü mensuplarını 'kardeşlerimiz' diye tanımlayan, Türk Silahlı Kuvvetlerine 'bölücü' diyen bir zihniyetle karşı karşıya bulunmaktayız. Demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti bu sorunu hukuk içinde çözmek zorundadır. Çünkü yine bu kişilerden biri 'Biz PKK'ya terör örgütü diyemeyiz. Terör örgütü dersek biz sizleşiriz' diyor. Biz sizleşiriz... Buna hukuk içerisinde mutlaka çözüm bulunması gerekir. Çünkü on binlerce Mehmetçiğimiz dağlarda terörle mücadele ederken ülkenin başkentinde bu tarz konuşmaların olması çok hazindir ve tedbir alınması gerekir'' diye konuştu.

''Terörle mücadelesinde on binlerce asker ve vatandaşını teröre kurban veren hiçbir ülke böyle bir zafiyetin içine düşmemiştir'' diyen Orgeneral Büyükanıt, ''Ayrıca, hiçbir ülkenin güvenlik güçlerinin terörle mücadele azmi ve uygulamaları, gizli bazı emellerle bu kadar engellenmemiştir. Bu sözlerimin bazı kişi ve grupları rahatsız edeceğini biliyorum. Bu çevrelerden beklentimiz bu sözlere somut kanıtlarla cevap vermeleridir. Kulağa hoş gelen birtakım sloganvari sözlerle konuşanları ulusumuz asla affetmeyecektir'' şeklinde konuştu.

-KUZEY IRAK'TAKİ GELİŞMELER-

Konuşmasında Irak'ın kuzeyindeki gelişmelere de işaret eden Orgeneral Büyükanıt, bu gelişmeleri yakından izlediklerini belirtti.

''Irak'ın, bırakın federatif veya gevşek federatif yapıyı, konfederatif yapıya doğru hızla gelişmekte olduğunu görüyor ve bu husustan endişe duyuyoruz'' diyen Orgeneral Büyükanıt, sözlerine şöyle devam etti:

''Tarihsel gerçeklere baktığımızda, bu oluşum sürecini yaşayan devletlerin, kısa zamanda dağıldığını görmekteyiz. Irak'ta parçalanma çok yakın. Irak'ın kuzeyinde oluşabilecek bir bağımsız devlet sadece siyasi boyutuyla değil, güvenlik boyutuyla da Türkiye için birinci derecede risktir. Hem siyasi, hem askeri, hem psikolojik boyutuyla. Dolayısıyla Türkiye'nin dikkatle bakması gereken yer Kuzey Irak'taki oluşumdur.''

ANAYASA ÇALIŞMALARI

Orgeneral Büyükanıt, güncel gelişmelerle ilgili değerlendirmeler yaptı. Bu görüşlerini 6 temel noktada toplayan Orgeneral Büyükanıt, anayasa tartışmaları ile ilgili görüşlerini dile getirdi.

Anayasanın üniversite zemininde hazırlanan ilk taslağını bildiklerini, taslak üzerinde çalıştıklarını dile getiren Orgeneral Büyükanıt, ''Ancak iktidar partisinin son taslağını bilmiyoruz. Açıklandığında öğreneceğiz. Dolayısıyla son taslağın yayınlanmasından önce bir yorum yapma olanağına sahip değiliz. Son taslak açıklandıktan sonra bizi ilgilendiren konulardaki görüşlerimizi ilgili makamlara ileteceğiz, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Ayrıca kuşku duyulmaması gereken bir husus var, biz askerler olarak bir kez daha vurguluyoruz; bizim taraf olduğumuz ve vazgeçemeyeceğimiz unsurlar vardır. Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter devlet yapısının, üniter yapıdan oluşan ulus devlet yapısının, bu temel yapıya dayalı laik devlet yapısının ve silahlı kuvvetlerin yerleşik düzenlemelerinin politik, hissi ve ön yargılı yaklaşımlarla bozulmamasıdır'' dedi.

Orgeneral Büyükanıt, ancak Türkiye'de böyle bir atmosferin çeşitli çevrelerde oluşmaya başladığını ve gelinen noktada da adeta devleti budayarak bireyi yüceltmek gibi bir eğilimin ortaya çıktığını gördüklerini kaydetti. Bireyin de önemli olduğunu ancak bireyi yükseltirken devleti yıpratmanın ne kadar demokratik ve akılcı olduğu sorusunu soran Orgeneral Büyükanıt, ''Devlet ve birey rakip unsurlar mıdır? Devlet, birey için var olan bir yapı değil midir? Devleti, bireyi ezen bir kurum olarak görebilir miyiz?'' diye konuştu.

-TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE YAPILAN SALDIRILAR-

Orgeneral Büyükanıt, son zamanlarda Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik etik olmayan saldırılar yapıldığını, bu saldırıların yalnız ülke içinden değil ülke dışından da gerçekleştirildiğini söyledi.

''Üzüntü ile ifade ediyorum, bu tür saldırılar ülke içinden de desteklenen ülke dışı saldırılardır'' diyen Orgeneral Büyükanıt, bugüne kadarki kısmi suskunluklarının devlete, ulusa, birlik ve düzene duydukları saygıdan ileri geldiğini kaydetti. Orgeneral Büyükanıt, ''Şunun bilinmesini isterim ki, her şeyin bir hududu vardır, bu hududu kimsenin zorlamaması gerekir. Hangi ülkenin silahlı kuvvetleri bu kadar sistematik ve ön yargılı saldırıya hedef olmuştur? İç ve dış mihrakların saldırılarının kaynaklarına baktığımızda asker olarak biz görevimizi yapıyor olmanın huzurunu yaşıyoruz. Tabii ki bu ifadelerimi somut bilgilere dayanarak söylüyorum'' dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri üniformasını 53 yıldır büyük bir onurla taşıdığını ve tüm silahlı kuvvetler mensupları gibi al bayrak üzerine el basarak ettiği yeminle bu mesleğe başladığını dile getiren Orgeneral Büyükanıt, ''Bu yemine asla ihanet etmedik ve etmeyeceğiz. Bu söz tüm silahlı kuvvetleri için geçerlidir. Ulu önder Atatürk'ün dediği gibi (Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır)'' diye konuştu.

-TÜRKİYE MALEZYA KIYASLAMASI-

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, son zamanlarda Türkiye'nin başka İslam ülkeleriyle kıyaslanması tartışmalarının yapıldığına da işaret ederek, ''Bu tür tartışmalarda gündeme getirilen konularda objektif olarak ve çağdaş Türkiye penceresinden bakarak ders çıkarmak, temel yaklaşım olmalıdır. Bununla birlikte Türkiye Cumhuriyeti'nin bu tür tartışmaların merkezine konulması da ayrıca kaygı verici bir husus oluşturmaktadır'' dedi.

Konuşmasında Harp Akademisi mensuplarına hitap eden Orgeneral Büyükanıt, şunları kaydetti:

''Değerli silah arkadaşlarım, korkularımızla yaşamayalım. Bir husustan emin olalım, hiç bir güç Türkiye'yi bölemez, kimsenin gücü buna yetmez. Türkiye'yi kim bölecek? Kimin veya hangi grubun böyle bir gücü var? Büyük Türkiye böyle bir tehdidi bertaraf etme gücüne sahip değil mi? Kendimizi bu kadar zayıf görmeyelim. Hiç bir güç, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti başka bir şeye dönüştüremez. Hiç bir güç, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik yapısını değiştiremez, bunu yapmaya gücü yetmez. Hiç bir güç, tüm çabalarına rağmen Türk ulusunun ordusuna olan güvenini sarsamaz. Son defa ifade ediyorum ve belki bir daha tekrar etmeyeceğim, Türk silahlı Kuvvetlerinin iç politika ile ilgisi olmaz ve olmamalıdır. Ancak ülkemizin ve rejimimizin temel direkleri üniter, ulusal ve laik devlet yapımız bizim var olma nedenimizdir ve olmaya devam edecektir. Bu temel değerleri savunanları neredeyse gerici olarak gören zihniyet sahipleri ülkemizde var olmaya ve üremeye başlamışlardır. Bu çevreler ancak erginliğe ulaştıklarında gerçeği anlayacaklardır. Bu uyanış, pişman olmak için çok geç olabilecektir.''

Orgeneral Büyükanıt, bu karmaşık ortamda Cumhuriyetin temel kazanımlarının korunması için güçlü muhafızlara ihtiyaç olduğunu, bilginin en büyük güç haline geldiği günümüzde Harp Akademisi mensuplarının bu kurumda aldığı eğitimle güçlerine güç katacağını söyledi.

Her geçen gün kendilerini yenileme ihtiyacını hissederek daima daha iyinin ve güzelin arayışı içinde olacaklarını dile getiren Orgeneral Büyükanıt, Atatürkçü düşünce sisteminin dinamik itici gücünün bu arayışta en büyük destek olmaya devam edeceğini söyledi.

Burada eğitim alanların Atatürkçü düşünce sisteminin temel değerlerinin sönmeyen ve söndürülemeyecek aydınlığını bir meşale gibi taşıyacağını vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, şunları söyledi:

''Böylelikle bulunduğunuz her yer karanlıktan ve köhnemiş düşüncelerden kurtularak ışığa kavuşacaktır. Yurt ve ulus sevgisi ile çarpan kalpleriniz aydın düşüncelerinizle el ele verdiğinde silahlı kuvvetlerimizi çağın da ötesine taşıyacağına yürekten inanıyorum. Uğruna yemin ettiğimiz temel değerlerle ülkenin demokratik yapısına ve hukukuna uygun olarak sadakatle hizmet ederken, gerektiğinde bu uğurda seve seve canımızı vermeye hazır olduğumuz için bir takım çevrelerin hayasızca saldırılarına hedef olacağız. Bu saldırılar sizi yıldıracaksa, korkutacaksa derhal mesleğinizden ayrılın. Eğer bu gerçek dışı, etik dışı saldırılar size güç verecekse hizmetinize inançlı olarak devam edin.''



"KEMAL ATATÜRK GERÇEK ANLAMDA BİR LİDERDİR"

Genelkurmay Başkanı Orgenaral Yaşar Büyükanıt, 20. yüzyılda tarih sahnesine çıkan ve kendilerine ''karizmatik lider'' denilen biri hariç diğer kişilerin sonunda her şeyi yok ettiklerini belirterek, ''Bu biri, Mustafa Kemal Atatürk'tür. O, gerçek anlamda bir liderdir. Çünkü kendisinden sonraya hiçbir dogma, kalıplaşmış bir 'izm' bırakmamıştır'' dedi.

Orgeneral Büyükanıt, Harp Akademileri Komutanlığı 2007-2008 eğitim ve öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, başta ebedi başkomutan Ulu Önder Atatürk olmak üzere çok kıymetli komutan ve devlet adamları yetiştiren Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu köklü ve güzide eğitim kurumunda yeniden bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade etti.

Askeri liseden akademiye kadar TSK'nın çeşitli eğitim kurumlarında farklı rütbelerde 15 yıl bizzat görev yaptığını anlatan Orgeneral Büyükanıt, özellikle liderlikle ilgili konular üzerinde yoğunlaştığını belirterek, bugün de bu görüşlerini paylaşacağını dile getirdi. Liderlik alanındaki çalışma ve uygulamaların bizzat içinde bulunmasının verdiği tecrübelere dayanarak ifadelerini kullandığını anlatan Orgeneral Büyükanıt, konuşmasında büyük resmi göstermeye ve bu kavramların nasıl algılanması gerektiği yönünde bir bakış açısı kazandırmaya çalışacağını söyledi.

Orgenaral Büyükanıt, sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için bilimsel araştırma yöntemlerinin bilinmesi ve bunların günlük kararlarda kullanılabilmesi gerektiğini dile getirerek, ''Aksi takdirde neleri aldığını ve nereye gittiğini bilemezsiniz. İşte buradaki eğitim ve öğretim, size bu yeteneği kazanmanız için hayati fırsatlar sunacaktır'' diye konuştu.

Öğrencilere hitaben, eğer edindikleri bilgi birikimini bilinç ile donatma çabasında olmazlarsa buradaki akademik eğitimi başarı ile bitirseler bile çağın ''kaotik okulundaki fırtınalar karşısında ayakta duramayacaklarını'' vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, içinde bulunulan çağın geçmiş dönemlerden oldukça farklı bir özellik arz ettiğini vurguladı.

Orgeneral Büyükanıt, durağanlığın hakim olduğu çağların artık geride kaldığını söyledi. Albert Einstein'ın ''Matematiğin kanunları, gerçeklik dünyasına uyarlandığında kesinliklerini kaybederler, kesin olduğunda ise gerçekliklerini kaybederler'' sözünü hatırlatan Orgenaral Büyükanıt, ''Bu ifadelerin ışığında bir hususu dikkatinize sunmak istiyorum. Gençliğimizde bizce doğru olanlar ne kadar doğrudur ya da gençliğimizde yanlış olanlar ne kadar gerçeği yansıtmaktadır? Bu doğruları veya yanlışları ne kadar sorguladık?'' dedi.

Salondakilere ''Değerli silah arkadaşlarım'' diye hitap eden Orgeneral Büyükanıt, değişik ortamlarda paylaştığı hususları biraz daha anlaşılır hale getirmek istediğini belirterek, ''Çünkü bu konuları algılayamazsak gelecek 10 yıllara hükmedemeyiz. Bu değerlendirmeleri yaparken de Ulu Önder Atatürk'ün ifadesiyle de 'Dünyada her şey için, uygarlık için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir cehalettir, dalalettir' ilkesinden ayrılmadan bilimsel yaklaşımları ön planda tutmalıyız'' diye konuştu.

21. YÜZYILIN ÖNEMİ

Geçmişin geleneksel, durağan ekseninin, yerini 21. yüzyılın dinamik değişken, kararsız, düzensiz, dağınık ve belirsiz ortamlarına bıraktığını vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, kendisi için önemli olanın, böyle bir ana eğilimin göstergelerini değişmeye başlamadan iyi okumak ve ona uyum sağlayarak kontrol altına almak, böylece süreci iyi yönetebilmek olduğunu söyledi.

Orgeneral Büyükanıt, çağın karmaşık değişkenlerini kontrol edebilmenin sadece vizyona, geleceğe odaklanmakla veya geçmişe demir atmakla ya da günü yaşamakla sağlanamayacağını, geçmişin tekrarladığını düşünmenin, bugün uygulanabilecek örnek olaylar aramanın da gerçeklerden koparacağını anlattı.

Orgeneral Büyükanıt, geçmiş ve bugün ekseninden kopuk, hayali hedeflerin peşinden koşmanın ise kavramsal olarak büyülü, ancak içeriği boş vizyon masallarıyla günlerin boşa harcanmasına neden olacağını ifade ederek, değişim fantezilerinin cazibesine kapılmamak gerektiğini vurguladı. Bilgiyi kanaatlerin filtresinden geçirdikten sonra tecrübelerin yerine yenileri bina etmek gerektiğini vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, şöyle konuştu: ''Burada özellikle kontrollü olmak kavramının altını çizmek istiyorum. Çünkü bu kavramda ileriyi düşünerek ölçülü davranma ve merak birlikte vardır. Bunun için askerliğin sorgulamaya cesaret edilemeyen temel kabullerini de zaman zaman irdelemelisiniz. 'Taarruz yapmadan kesin başarı elde edilemez' gibi. Bu sadece bir örnektir. Burada önemli olan, eleştirel yaklaşımdan uzaklaşmayıp, yeni ve farklı olan her şeyi sorgulamadan kabul etme tuzağına düşmemenizdir.''

KONTROLLÜ DEĞİŞİMİN ÖNEMİ

Orgeneral Yaşar Büyükanıt, insanlık tarihinden yola çıkılıp ulaşılan seviye dikkate alındığında, yönetim literatüründe yeni bir kavrama ihtiyaç duyulduğunun hissedildiğini, bu kavramı kendisinin ''kontrollü değişim'' olarak adlandırdığını bildirdi. Geçmiş-şimdi-gelecek ekseninde başarıyı yakalayabilmek için sürecin etkin bir şekilde yönetiminin gerekliliğine vurgu yapan Orgeneral Büyükanıt, sürecin etkin yönetiminin de kontrollü değişim yaklaşımıyla gerçekleştirilebileceğini söyledi.

Orgeneral Büyükanıt, 21. yüzyılın ilk yarısında bilimsel anlamda çok farklı bir dünyanın olduğunu, bugünün verileriyle yarına bakılırsa daha birçok yenilikle gelecek on yıllarda karşı karşıya kalınacağını, bu nedenle kontrollü değişimin önemli olduğunu vurguladı. ''Artık günümüz kurumları, yöneticileri ve liderleri, kendilerine sabit hedefler seçmemeli ve statik önceliklendirmeler yapmamalıdırlar'' diyen Orgeneral Büyükanıt, hem gerektiği zaman hareket, hem de gerektiği zaman standart usullerin durağanlığının süreç içerisinde dinamik bir şekilde birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Orgeneral Büyükanıt, liderlik ve yöneticiliğin birbirinin alternatifi değil, tamamlayıcısı olarak görülmesi gerektiğini ifade ederek, ''Fakat burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, bu kaynaşmanın liderlik ve yöneticilik rol gereklerinin bizler tarafından birbirimize havale edilerek gerektiği gibi yapılamaması sonucunu doğurmamasıdır'' dedi. Sürece ve kontrollü değişime liderlik yapmanın ise tamamen farklı bir olgu olduğunu dile getiren Orgeneral Büyükanıt, bu liderliğin, organizasyonun yönünü belirlemeyi, insanları bir amaç, bir vizyon altında toplamayı, onları bu amacı gerçekleştirmek için motive etmeyi gerekli kıldığını kaydetti. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, liderliğin, ''komutanın niyet ve maksadı'' ile başladığına, bunun günümüzdeki karşılığının ise ''vizyon'' olduğuna işaret ederek, vizyonun uygulanabilmesi ve şekillendirilebilmesi için herkes tarafından bilinmesi ve paylaşılması gerektiğini söyledi.

Vizyon denince pek çok kişinin aklına hiç kimsenin düşünemeyeceği, sadece lider tarafından hayal edilebilecek parlak fikirlerin geldiğini anlatan Orgeneral Büyükanıt, gerçekte ise vizyonların hemen herkes tarafından bilinen fikirlerden oluştuğunu vurguladı.

ATATÜRK'ÜN VİZYONU

Orgeneral Büyükanıt, ''Ulu Önder Atatürk, stratejik seviyede bağımsızlık vizyonunu ortaya koyduğunda hiç kimsenin önceden bilmediği bir şeyden bahsetmiyordu. Ancak Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde hiç kimse bağımsızlığa onun kadar inanmış ve bu fikri hayata geçirmeye kendini adamış değildi. Yüce Önder Atatürk, bunu yaptı ve başardı'' diye konuştu. Orgeneral Yaşar Büyükanıt, insanları aynı yönde hareket ettirebilmek için sadece ileri bakışın tek başına yeterli olmadığını, bunun için güçlü bir iletişime de ihtiyaç bulunduğunu, burada hedefin yalnızca komutanın sorumlu olduğu birlik değil, vizyonu hayata geçirmesine etki edecek herkes olduğunu anlattı.

Orgeneral Büyükanıt, ''Leaderchip Challenge'' isimli kitapta yer alan 1987 yılında yapılan, 1994 yılında da tekrarlanan bir ankete göre, 4 ayrı kıtadan 20 bin kişiyi aşkın bir gruba, ''Hayranlık duyacağınız bir liderin en önemli karakter özelliği nedir?'' sorusunun yöneltildiğini anlatarak, ''Her iki anketten çıkan sonuca göre, liderden beklenen en büyük özellik, liderin dürüstlüğüdür'' dedi.

Birçok liderlik tanımlamasının bulunduğuna işaret eden Orgeneral Büyükanıt, bunların bazılarının doğru, bazılarının da yanlış olabildiğini, bunlardan biri olan 20. yüzyılda ortaya çıkan ''karizmatik lider'' tanımının Peter Durucker'e göre ekip çalışmasını sevmeyen, vazgeçilmez adamı oynayan, herkesi kendisi gittiği zaman işlerin karışacağına inandıran, hayal gücü ileriye değil, geçmişe yönelik, kendinden başka kimseyi beğenmeyen kişi olarak belirttiğini söyledi.Orgeneral Büyükanıt, ''İsim saymak istemiyorum. 20. yüzyılda tarih sahnesine çıkan ve kendilerine 'karizmatik lider' denilen kişiler, biri hariç sonunda dengesiz bir insan olup çıktılar. Her şeyi yok ettiler. En sonunda kendileri de yok oldular. Biri hariç dedim. Bu biri, Mustafa Kemal Atatürk'tür. O gerçek anlamda bir liderdir. Çünkü kendisinden sonraya hiçbir dogma, kalıplaşmış bir 'izm' bırakmamıştır'' diye konuştu.

Orgeneral Büyükanıt, yeni eğitim yılında tüm harp akademisi mensuplarına başarı dileklerini de iletti.


AA