" Kolay mıdır ki öyle,
Terkedilmişliğin acılarını benimsemek
Böyle yaran yoktur kaygılanma senin
Bataklık ruhuna düşmüş gönlüm biçare
Odağında birikmişim sanki nefretin
Oysa ki ruhundan bile hafiftir belki
Darmadağın olmuş silik geçmişin
Hatta ölü sevgin "
Yapışkan bir umuttu o,
Yitip giden içimde
Tutsağı olmuş sahte gecelerin,
Bir demir atmalıydım maviliğin koyuna
Bir o kadar cüretkar
Arınışını seyretmeliydim ıslak tenimin
Ardısıra yokluğundan soyutlanmayı
Şimdi ise çok geç
Esir oluşum kadar ki tuzağına çaresizliğin.
Artık terk edilmişlik ürpertmiyor
Ne öyle eskisi kadar soğuk düşüncelerde
Ne de yalnızlığa kamçılanan çığlıklarda duralıyorum
Kabullendim bir bir yaşamayı,
Hiç bir anlamı olmasa da pencerelerin.
Ve her an ürkek çabalarıma balta vuran sen
yok ol,çek git artık benliğimden
Daha da zorlaştırma aciz nefes alışlarımı
Serinliğine sal beni kaygısız mevsimlerin
Ya da gel başladığın gibi bitir
Hiç sönmeyen ışığı ol sönük gecelerimin.
Hayır..Hayır...
Saçma bir umuda kapıldı gönlüm bir an
Ne söylediysem unut....
Kolay mıdır ki öyle
Terkedilmişliğin acılarını benimsemek
VE RUHUNDA BİR ÖFKE GİBİ BEKLEMEK SENİN.
Her yeni parçalanışlar ötesinde
Hayat çırpınışlarıma takılır gözlerim.
Gökyüzünün,
Bir matem arefesindeki gibi
Bana uzanışları kesik kesik olur.
Dağ çiçeklerini unuttu gönlüm
Mehtap çağrışımlarını da terk etti
Şimdi bir başıma kaygısız
Bir o kadar da karmaşaya gömülmüş halde
Tutkularımı yakıyorum
Gözlerinin beni üşüten alevinde.
Soruyorum kendime,
Garip olan,akşam üstü sefalarına çekilişim midir,
Yağmurlarından çekinip gözlerimin.
"Daha sabaha hazır değilim"mi demeliyim
Korkusuz ve dimdik
Ama içerimde ruhunu taşırken bir sokak kedisinin.
Asıl diyeceğim şu,
Ruhumu ayakta tutan tüm çiçekler gidişinle soldu
Artık martılar uçmuyor gönlümde
Ben ise hala yaşıyorum,
Karanlığında hissiz,yapışkan gecelerin
Biraz daha kabullenmiş
Biraz daha sensiz
Ve biraz daha anlamsız artık
Senin o taş rengi gözlerin...........