Şehitlik nedir? Kimler şehit olabilir?
Allah yolunda öldürülen müslümana şehit denir. Şehitlik, Allah katında yüksek bir rütbedir.
Şehit Allah'ın huzurunda diri olarak hazır bulunup rızıklanacağı ve cennete gireceğine şehadet olunduğu için bu adı almıştır. Kur'an-ı Kerim'de şehitler hakkında şöyle buyurulur:
Allah yolunda öldürülenlere (şehitlere) ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler. Lakin siz onu anlayamazsınız. (Bakara, 154)
Şehit üç çeşittir
1- Hem dünya, hem de ahiret bakımından şehit. Bu, savaş alanındaki şehittir. Bunun dünya bakımından hükmü şöyledir: Cumhura göre yıkanmaz, kefenlenmez ve üzerine cenaze namazı kılınmaz. Ahiret yönünden hükmü ise, özel bir sevaba kavuşmaktır. Bu şehit, tam şehittir.
2- Sadece dünya hükmü bakımından şehit. Bunlar, kafirlerle veya asi ve yol kesicilerle savaşırken yaralandıktan sonra, hemen ölmeyip savaş alanından başka yere nakledildikten sonra ölen.
3- Savaş dışında zulüm edilerek, yahut suda boğularak, Allah için ilim öğrenirken ölen kimseler de şehittir. Dünya hükmü bakımından bunlara şehit muamelesi yapılmaz. Peygamberimiz (a.s.) hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor:
Her kim malı uğrunda öldürülürse o kimse şehittir. Kim canı uğrunda öldürülürse o kimse şehittir. Her kim dini uğrunda öldürülse o kimse şehittir. Her kim ırzı namuzu uğrunda öldürülürse o kimse şehittir. (Müslim, 2/7)
İsyankar, günahkar kişi şehit olur mu?
İsyankar ve günahkar olmak şehitliğe mani değildir. Ölen kişi asi olsa da iman ve amel bütünlüğü içerisinde ölmüş ise o kimse şehittir.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
Şüphesiz iyilikler, kötülükleri yok eder. (Hud, 44)
Hz. Peygamber (s.a.v.) de bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor:
Kötülüğün ardından bir iyilik işle ki onu silsin. Doğum neticesinde ölen de şehittir. Hatta zinadan meydana gelme bir çocuğu doğurma esnasında ölen kadın da şehittir. Fakat böyle bir hamile kadın karnındaki çocuğu düşürmeye çalışırken ölünce şehit olmaz. (İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Prof. Dr. Vehbi Zuhayli, 3/107)
İmansız kişi şehit olamaz
Uhud harbinde Peygamberimiz'e (s.a.v.) demir zırh ile yüzü örtülü bir kişi geldi de:
Ya Rasulallah! Hemen harp edeyim de sonra müslüman mı olayım? diye sordu. Rasulullah (s.a.v.):
Müslüman ol, sonra harp et. buyurdu. O da hemen müslüman oldu, sonra vuruştu. Nihayet şehit edildi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):
Az işledi, fakat çok kazandı. buyurdu. (Buhari, 8/277)
Ebu Hureyre, bu hadiseyi bir bilmece haline sokarak, haydi bana bir kişi bildiriniz ki o, bir kere olsun namaz kılmadan cennete girmiş olsun, diye sorarmış.
Allah (c.c.), iman edenlerin amellerini zayi etmez. Şehadet, Allahu Teala'nın mümin kullarına ilahi mevhibesidir. Bunu belirleyen Allah Teala'dır. Kullar, sadece zanni hükümle, hüsnü zan besleyerek umarız şehit olmuştur diye sadece iyi niyetini açıklar.
İmansız olan kafirler hangi şartlarda olursa olsun onlar asla şehit olamazlar. Zira kafirin bütün amelleri seraba benzer. Beklentileri olmasına binaen umduklarını bulamazlar.
Şehitlik, Muhammed ümmetine tahsis edilmiş üstün bir gaye, büyük bir mertebedir. Peygamberimiz (s.a.v.):
Kim şehit olmayı içtenlikle dilerse, Allah, onu şehitlerin menziline ulaştırır. Bu kişi, isterse yatağında ölmüş olsun. buyuruyor. (Müslim)
Kur'an ve sünneti birbirinden ayıranlar şehit değildir
İman bir bütündür. Bölünmeyi kabul etmez. İnanılması gerekenlerin büyük çoğunluğunu kabul etseniz de, bir veya bir kaçına inanmasanız iman etmiş olmazsınız. Kur'an-ı Kerim'de Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler ve (inanma hususunda) Allah ile Peygamberini birbirinden ayırmak isteyip, bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız diyenler ve iman ile küfür arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu işte gerçekten kafirler bunlardır. (Nisa, 150-151)
Son zamanlarda sünnetsiz Kur'an sevdalısı olanların sayısı artmaktadır. Bu anlayışın dinen hiçbir değeri yoktur ve merduttur. Allahu Teala, Kur'an-ı Kerim'de habibine ve O'nun sünnetine uymamızı şöyle beyan buyuruyor:
Peygamber (s.a.v.) size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir. (Haşr, 7)
Kur'an-ı Kerim'e, din ve imana, Peygamberlerden herhangi birine Peygamberin bir sünnetine, bir hadisi şerife, bir İslam mabedine Allah korusun sövmek, hakarette bulunmak veya bunlardan birini küçümseyip hiçe saymak küfürdür. Tevbe etmeden, imanı, nikahını tazelemeden bu hal üzere ölenlerin ölüm şekli ne halde olursa olsun şehadet gibi muazzam rütbede nasibi yoktur.
Rasulullah'ın da bulunduğu bir savaşta ashab-ı kiramdan biri için, Ya Rasulallah, falan da şehit oldu. buyurduklarında rahmet Peygamberi şöyle dedi:
Hayır o şehit olmadı. Çünkü ne güzel savaşıyor desinler diye savaştı, bundan dolayı şehit olamadı. Şehitlik ihlas ister, iyi niyete muhtaçtır. Amelleri niyetlere göre karşılık bulur.
Kötülüğü emredenler ve iyiliği nehyedenler şehit değildir
Mü'min, iyiliği emir, kötülüğü nehiy ile görevlidir. Bu Allah'ın emridir. Allah'ın emrine muhalefet edenler, onun şehitlik gibi bir nimetinden nasipleri yoktur. Hatta kötülüğü emredenlere severek, inanarak itaat edenler, bu hal üzere yaşar ve ölürlerse onlar da şehitlikten nasiplenemezler. İslamî bir kaidedir: Eğer bir mümin avcı ile mecusi bir avcı, iki av köpeğini av için gönderseler de avı hangisinin yakaladığı belli olmaz ise, o avın eti yenmez. İnsanlar ne uğurda, niçin öldüklerini bilmeden gaflet üzere ölürse şehit değildir.
Av için kurallar koyan İslam dini, şehadet için de şartlarını belirlemiştir. Şehitlikten ancak Allah için yaşayan ve ölenler Allah'tan nasiplerini alabilirler. Ayeti Celile, kötülüğü bile bile emredenler hakkında -bırakın şehit olmayı- şöyle buyuruyor:
Münafık erkekler ve münafık kadınlar (sizden değil) birbirindendir. Onlar kötülüğü emreder, iyilikten alıkor. Allah, erkek münafıklara ve kadın münafıklara da, kafirlere de içinde ebedi kalacakları cehennem ateşini vadetti. O, onlara yeter. Allah onlara lanet etmiştir. Onlar için devamlı bir azap vardır. (Tevbe, 67-68)
Bu uygulamalarda haramın haram olduğunu bile bile işleyenler günahkar olurlar. Ama harama haram değildir diyerek yanlış yapanlar imandan uzaklaşır. Allah'ın lanetlediği insan sınıfına girerler. Zamanımız böyledir, ne yapalım. gibi ham hayallerde bulunanlar günahta ısrar ederlerse Allah korusun ilahi azaba düçar olabilirler.
Şehit kimdir?
İman eden ve salih amel işleyen, Rabbına teslim olan, Allah kendisinden, kendisi de Rabbından razı olan, Allah için, Allah yolunda ölendir şehit. Bu hükmü de Allah (c.c.) verir ve onu mükafatlandırır.
Secde etmeye lüzum hissetmeyen, dinin emirlerinden rahatsız olan, baş örtüsünü içerisine sindiremeyen, müslümanları inancından dolayı hakir görenler, gafletle ölenler asla şehit olamazlar. Onlara A, B, C, E şehitleri dense de Allah ve Rasulü'ne karşı savaş açanların ne kendileri, ne de tabileri şehitlik mertebesine ulaşabilirler.
Allahu Teala şöyle buyuruyor:
Allah ve Rasulü'ne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak (acımadan) öldürülmeleri.
Allah'a savaş açanların Allah'tan alacağı yoktur. İçkiyi, kumarı, faizi, zinayı hoş gören ve devamını sağlayanlar Allah'la savaş halindedir.
Tavsiyemiz
Bizi ve kainatı yoktan var eden Allah (c.c.), bizden nasıl bir yaşam tarzı istemiş ise rızası doğrultusunda, amel-i salih işleyerek, geçmiş günahlarımız varsa günahlarımıza samimi tevbe etmek, ihsanla yaşayıp imanla ölmektir. İşte o zaman Allah (c.c.), bizleri nice güzel nimetleri ile tezyin eder.
Niyet halis olursa Rabbimiz şehitlik gibi büyük bir nimetle bizi mükafatlandırır.
Allah'ım! Ümmet-i Muhammed'i Kur'an'a mahkum et. Amin.