> 1 <
TheBlackOUT
Er
22 ileti
Yer: Bilgisayarın Başından
İş: Yeni Klasörcü
Kayıt: 21-07-2007 18:45
İş: Yeni Klasörcü
Kayıt: 21-07-2007 18:45
Kırık Link Bildir! #268664 27-10-2007 15:34 GMT-1 saat
Bende ilk başlığı gördüğümde bune ya dedim ama yazıyı okudukça ve yazarıda
gördükten sonra ........
NOT:Lütfen yorumları ve eleştirileri başlığa göre yapmayın!!!!
Biz, asıl suçluyu bir kenara bırakıp suçsuzlarla uğraşıyoruz!
Evet, bugünkü ortamın tek suçlusu Atatürk'tür!
Eğer bugün 60 milyon insanımız, Batı Trakya'daki Türkün durumunda değilse,
bunun suçlusu odur.
Eğer 1923'te kişi başına ulusal geliri 70 dolar olan bir toplum, şimdi 2700 dolara
ulaşmışsa; bunun suçlusu odur.
Eğer 1929-39 yılları arasında, bütün dünyada sanayi üretimi %19 artarken,
Türkiye'de %96 artmışsa bunun suçlusu odur.
Eğer Türk işçisi, batıdaki gibi, çocuk yaşta yeraltında günde 14-16 saat çalıştığı
dönemler yaşamamışsa; bir oy hakkı için bile, Fransız işçisi gibi, 59 yıl kanlı bir
savaşım vermek zorunda kalmamışsa bunun suçlusu odur.
Eğer Türk kadını yasal olarak erkeğine eşitse, köle değilse, seçme ve seçilme
hakkını Fransız kadınından bile önce elde etmişse, kadınlar bugün Türkiye'de
vali, bakan, başbakan bile olabiliyorsa bunun suçlusu odur.
Eğer 1923de Darülfünundaki öğrenci sayısı 2100 olan bir Türkiye'de, bugün
yüzbinlerce genç üniversitelerde okuyorsa bunun suçlusu odur.
Eğer açık havadaki klasik müzik konserlerini onbinlerce genç izliyorsa bunun
suçlusu odur.
Eğer şeyhülislamlar fetva verip Kuran'ın türkçe basımını engelleyemiyorlarsa;
ezanlar düşman bayraklarının gölgesinde okunmuyorsa bunun suçlusu odur.
Eğer bugün köy enstitülü binlerce köylü çocuğu, kültür yaşamımıza damgalarını
vurabiliyorsa bunun suçlusu odur.
Eğer 1923lerde ortaçağ karanlığında yaşayan bir toplum, bugün 21. yüzyılın
aydınlığına bir ölçüde yaklaşabilmişse bunun suçlusu elbette ki odur.
Atatürk'ün suçları saymakla bitmez. Bir zamanlar kralların , şahların,
cumhurbaşkanlarının, başbakanların Ankara'yı ziyaret için kuyruk olmalarının
sorumluluğu da Atatürk'e aittir. Baskı rejimlerinden kaçan yüzlerce batılı bilim
adamının bir zamanlar Kemalist Türkiye'yi seçmesinin sorumluluğu da...
Faşist Mussolini'nin bile Türkiye'yi Avrupalı saymasının günahı da..
Ama suçlunun suçlarının iyi anlaşılabilmesi için suçsuzların suçsuzluklarının da
unutulmaması gerekir.
Sokaktaki adamın bile miras hakkına doukunulmazken Atatürk'ün vasiyetini
çiğneyerek Türk Dil ve Tarih kurumlarını devletleştiren , Atatürk'ün miras
gelirlerini, devletin atadığı memurlara dağıtan beş general suçsuzdur!
Ben Atatürkçüyüm ve laikim diyerek, din derslerinin zorunlu olması hükmünü
anayasaya koydurtan, Alevinin, Hıristiyanın, Yahudinin Sünni inancını
öğrenmesini zorunlu hale getiren Marmaris'teki emekli adam suçsuzdur!
Köy Enstitülerini kapatırken, İmam-Hatip liseleri açanlar, laik liselerde eğitim
görenlerin sayısı son 20 yılda 3 kat artarken, imam-hatip okullarını bitirenlerin
sayısının 14 kat artmasını sağlayanlar, Menderes'ten Demirel'e, Özal'dan
Yılmaz'a tüm Atatürkçü Laik başbakanlar suçsuzdur!
Milli eğitim bakanlığını şeriat yanlılarının işgaline terk edenler, Sağlık ve Tarım
bakanlıklarını şeriatçılara peşkeş çekenler, İçişleri bakanlığının yapısını bozup
valilerin, kaymakamların, emniyet müdürlerinin şeriatçı olması için kolları
sıvayanların hepsi suçsuzdur!
Asıl suç Harp Okulunu şeriatçılara açmamakta direnen Kemalistlerdedir..
Erbakanlar, Mezarcılar, Dicleler... Holding solcuları, numaracı cumhuriyetçi
liboşlar... Şeriatçılar, Kürt ırkıçıları... Hepsi de haklılar!...
Onların ayaklarının altına halıları kim döşedi?
1950'den beri bu ülkeyi yönetenler değil mi?...
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu