Kim bilir kaçıncı aldanışın eşiğindeyim ?
Kim bilir kaçıncı kez yok saymaya çalıştığım,
Dünlerimin altında ezildim?
Bu katmer katmer biriken acılarım
Hangi günahımın bedeli acaba ?
Ne yana baksam hüzün,
Ne yana baksam karanlığa gömülmüş bir gökkuşağı...
Bir lahza gücüm olsaydı keşke
Keşke,
Mazimin elem dolu karelerini silebilseydim
Ama serzenişlerim boşluğa yolculukta,farkındayım
Farkındayım,yaşanan ve yaşanmasıyla bir olan hatıraların
Beni terketmeyeceğinin...
İşte bu yüzden,
Bu yüzden yarınlarıma kol kanat geremiyorum!
Bu yüzden bana gülümseyen bakışların gerçekliğini göremiyorum!
Herşey sahteliğe yüz sürmüş gibi...
Tek hakikat geçmişim sanki...
Yalan bir hayatın yalan oyunlarında boğulurken,
Doğru bildiklerimin altında eziliyorum.
Kurşuni bir renge dönüyor ömrüm...
Korkuyorum siyahın bana yakışır hale gelmesinden
Oysa bir zamanlar,
Yedi ayrı renkte,yedi ayrı duygu vardı gönlümde,günlüğümde
Şimdi...
Boşverebilmek mümkün olsaydı maziyi,
Adım adım yaklaşabilirdim mutluluğun geçtiği sokaklara
Geçtiğim bütün kaldırımlar,dünlerime selam eder oldu
Artık takatim kalmadı,dirhem dirhem tükeniyorum sanki
Mıhlanıp kalsam diyorum olduğum yere,
Dilim lal,
Gözlerim kör,
Kulaklarım sağır olsa...
Görmesem,konuşmasam,duymasam diyorum...
Belki o vakit kurtulurum geçmişimin gölgesinden
Belki o vakit kurtulurum adını "mazi" koyduğum bestemin
Yüreğimi ezen melodilerinden...
Bilirim,aslında herşey faydasız!
Bilirim,uçmaya muhtaç ömrüm kolsuz,kanatsız!
Tek çaren var yüreğim ...
Hadi başla yamalamaya ömrünün yırtık sayfalarını
Belki o vakit hafifletirsin geçmişin sancılarını
Belki o vakit kucaklayabilirsin,seni bekleyen yarınlarını...
Hadi başla artık yüreğim başla!
Ömrünün yırtık sayfalarını yamalamaya
No one will love you the way I do;
No one will love you;
Love you like I do;
It will never be the same