Gümüşlü bir aynanın üzerinde martılar,
Ezanlar, bir çırpıda asumana vardılar
Günlerdir köprüleri, vapurları sordular
Uyanınca çocuklar ledünnî manzaraya.
Yollanmıştık seherle, Harem'den Aksaray'a
*******
Kıvrım kıvrım yollardan, huzur dolu hislerle,
Sandık fetih ordusu, ilerliyor bizlerle.
Uykusunda İstanbul, örtülenmiş sislerle
Vardık Haliç koyuna, tepelerden aşarak.
Sanki bir şehir değil, memleket dolaşarak
*******
Mahmurlaşmış gözlerle, hırpanice bir halle
Kabristan etrafında, bulduk şen bir mahalle
Yolu harap olsa da, geçen seneki selle
Yürüdük bir efsunla, mezarlıklar boyunca.
Bu tuhaf hengamede, İstanbul'u duyunca
*******
Bir gurbete, köyümden insanlar gidip durdu.
Gidenlerin demek ki, burasıymış o yurdu.
Bu vakitler, evlerden, şuursuzca bir ordu,
Dalıyor bu mahşere, ifadesiz gözlerle.
Anlatılmaz bir hüzün ve anlamsız sözlerle.
*******
Gün boyunca şaşkın mı, yoksa sarhoş mu gezdik?
İstanbul'un içinde, kaç bin İstanbul sezdik?
Nem çöktü üstümüze, sularında mı yüzdük?
Ağladık mı şimdi biz, belki biraz güldük mü?
Daha yeni mi doğduk, yoksa şimdi öldük mü?
*******
Ertesi gün hazırdık, İstanbul'u sefere.
Her yerine sur dikmiş, gitmeden o kefere.
Helal olsun ceddime, Osmanlı'lı nefere.
Kubbeler dolusunca, serpiştirmiş rahmeti.
Kalbim diye kondurmuş, ulu Sultan Ahmet'i.
*******
İhtişamı seyredin, Gülhane'den dediler
Rüzgara işmar eder, açığında gemiler.
Kadıköy'de güzeller, Bakırköy'de deliler
Top yekûn bir curcuna, döndüğüm her yönünde.
Ucuzluğa dalmışız, baktım Eminönü'nde.
*******
Beyoğlu'ndan tünele, kol kolaca yürüdük.
Taş döşeli yolunda, hayalleri sürüdük.
Emektar konaklarla, hemhal olup çürüdük.
Dalıp dalıp gitti hep, mazilere akıllar.
Kabataş'ta sahile vurur iken çakıllar.
*******
Dönüş için yol sorup akşama yorgun argın.
Üsküdar'da tunç rengi, başlamıştı bir yangın
Her anı bir muamma, vurgun içinde vurgun.
Vapura bilet alıp, salınınca içine.
Şaşırdık milyonların, bu gündelik göçüne.
*******
Akşam vakti İstanbul, düşüp betten benizden.
Serin bir tuz kokusu, salınıyor denizden.
Geçince o rayihâ, şöylece bir genizden.
Kalkıyor gözlerimden, usul usul fazlası.
Tutuyor beni meşhur, şu İstanbul Nezlesi.
