Kırık Link Bildir! #35569 19-05-2006 15:30 GMT-1 saat
Birkac gun once “Artik Aczmendileri bekliyorum” baslikli yazisinda Mehmet Altan soyle diyordu:
“Cocuklari Erzincan’da yitirirken, Sirnak’taki Cudi Dagi’nda da dort gencecik asker yitip gitti.
Olumlerle Turkiye’yi Kurt-Turk diye germek sahinleri kesmemis olmali ki, Cumhuriyet Gazetesi’ne yeni bir bombali saldiri daha yapildi. Demek ki bir yandan laik-seriatci ayrimina dayali ikinci bir toplumsal kriz de devreye sokulmak isteniyor. Dogrusu 28 Subat’in onemli donemeclerinde otobuslere binip Ankara’ya giden, 28 Subat sonrasinda da tamamiyla ortadan kaybolan Aczmendileri de bir zaman icinde yeniden sahnede gorebilecegimizi dusunuyorum.”
Altan bu yazisiyla tam on ikiden vurdu; dun Aczmendileri cagristiran bir adam cikti ve Danistay 2. Dairesi’ne yonelik bir saldiri duzenledi. Saldirgan, muzakere salonuna kadar giriyor, silahini cekerek bes uyeye birden ates ediyor. “Allah’in askerleriyiz” diye bagirdigi, tetigi cekmeden once tekbir getirdigi soyleniyor.
Her seyden once sunu soylemek zorundayim: Bu saldiri, son aylarda olusturulmak istenen cephelesme surecinin son perdesidir; Allah korusun, devami da gelebilir. O yuzden akli basinda herkes sogukkanli davranmak zorunda. Benzer olaylari Turkiye daha once de yasadi. Once puslu bir hava olusturulur. Ardindan “ses getiren eylemler” duzenlenir. Bu eylemler sayesinde halk kamplara bolunur, devletin zirvesinde didismeler baslar, kurumlar arasinda catismalar bas gosterir... Ve her zaman Turkiye kaybeder; Turkiye’nin istikbali hain planlarin figuranlarina feda edilir.
Mes’um saldirinin hemen akabinde soylenen bazi sozler, tarihten -hic olmazsa yakin tarihten- ders cikarilamadigini ortaya koyuyor. Bazi CHP yetkililerinin olay yerine ususup Basbakan’i ve hukumeti suclamasi duyarli ve sorumlu bir siyaset anlayisiyla bagdasmiyor. Daha olayin asli fasli ortaya cikmamisken, “yangina benzinle yaklasmak” dogru degil. Hain saldiriya tepki verirken saldirganlarin amacina alet olmamak gerekir. Bu tip eylemlerin asil maksadi bellidir: Sosyal catismayi artirmak, kin ve nefret olusturmak, istikrari yerle bir etmek, demokrasinin teklemesini saglamak...
Danistay 2. Dairesi’nin basortusu konusunda olumsuz; hatta kabul edilemez bir karar vermesi ayri bir konudur; o karardan hareketle cinayet uzerine kesin hukumler vermek baska bir konu. Bahsi gecen karar, her kesimden agir elestirilere hedef oldu. Simdi ne idugu belirsiz bir adam cikiyor, turban kararindan aylar sonra infaz yapmaya yelteniyor. Bunu kim tasvip edebilir, bundan kim medet umabilir? Karanlik bir senaryo ile karsi karsiya oldugumuz cok acik.
Mesele siyaset gevezeligine feda edilmeyecek kadar onemlidir. Son aylarda meydana gelen hadiseler zincirinin yeni bir hamlesi ile karsi karsiyayiz. PsIkolojik harbin yeni girizgâhlar bulup bu milleti birbirine dusurmesine izin vermemek gerekiyor. Turkiye’nin buyumesi Turkiye dusmanlarini korkutuyor. Ideolojik sartlanmislik hadisenin buyuk fotografini gizliyor. Mesela herkesin, laik cevreler dâhil, elestirisine sebep olan bir turban kararini Basbakan da elestirdi diye bir caniyi “cesaretlendirdi” demek fevkalâde yanlistir. Ucuz siyaset hamlelerinin diyetini cok agir odedi Turkiye. Bu saatten sonra bir daha ayni hatayi islememeli.
Turkiye cetin bir virajin basinda. Bir siyasi lider aylardir her mahfelde “mayis-haziran cok karisIk olaylara gebe” mesajini veriyor. Hukumeti kusatma adina yapilan butun provokasyonlarin ozunde bir guc kavgasi var. Bu kavganin koruklenebilmesi icin yeni Aczmendiler, Fadimeler, Kalkancilar bulunacaktir. Her olayin ustune atlayip rejim krizi cikarmak isteyenler ya gecmisten yeterince ibret almayanlardir; ya da psIkolojik harbin bir parcasi durumundadir. Yayilmak istenen korku havasina teslim olmamak, tahriklere kapilmamak, terorun her cesidine karsi cikmak ve demokrasi disinda hicbir siginaga kacmamak gerekiyor. Karanlik senaryolara daha once teslim olundu; hic olmazsa bu sefer daha duyarli davranilmali...