- Hayra vesile olan, o hayrı yapan gibidir. (Tirmizî, İlm, 1).
- Bir iyiliğe öncülük eden kimseye o iyiliği yapanın ecri gibi sevap vardır. (Müslim, İmâre, 133; Ebû Dâvûd, Edeb, 115; Tirmizî, İlim, 14).
- Nerede olursan ol, Allah'a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki, bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran. (Tirmizî, Birr, 55).
- Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır. (Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104).
- Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir. (Müslim, Îmân, 78; Tirmizî, Fiten, 11; Nesâî, Îmân 17).
- Dul ve yetimlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri oruç, geceleri ibadetle geçiren kimse gibidir. (Müslim, Kitabu'z-Zühd, 2).
- İyilik, güzel huydur. Günah, vicdanını rahatsız eden ve insanların duymasından rahatsız olduğun şeydir. (Müslim, Birr, 45).
- Şüpheli şeyleri bırak, şüphe vermeyen şeylere yönel. Zira doğruluk, gönle huzur, yalan ise kuşku verir. (Tirmizi, Kıyamet, 60).
- Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz (Buhârî, Edeb, 18; Müslim, Fezâil, 65. Ebû Dâvûd, Edeb, 145; Tirmizî, Birr, 12).
- İnsanlara merhamet göstermeyen kimseye Allah da merhamet etmez. (Buhârî, Edeb, 18, Tevhîd, 2; Müslim, Fezâil, 66; Tirmizî, Birr, 16, Zühd, 4.
- Din nasihattır/samimiyettir (Müslim, İmân, 95).