Uzun zaman önce, Dünya yaratılmadan, insanlar dünyaya ayak basmadan önce, iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilemez vaziyette dolanıyorlarmış. Bir gün, toplanmışlar ve her zamankinden daha fazla canları sıkkın oturuyorlarken; Saflık ortaya bir fikir atmış;
Neden saklambaç oynamıyoruz? ...Ve hepsi bu fikri beğenmiş, hemen çılgın Çılgınlık, bağırmış: Ben ebe olmak ve saymak istiyorum, Ben ebe olmak istiyorum! ...ve başka hiç kimse Çılgınlık'ı arayacak kadar çıldırmadığı için, Çılgınlık bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış, 1, 2, 3 ....Ve Çılgınlık saydıkça, iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramışlar;
Şefkat, Ay'ın boynuzuna asılmış; İhanet, çöp yığınının içine girmiş; Sevgi, bulutların arasına kıvrılmış; Yalan, bir taşın altına saklanacağını söylemiş ama yalan söylemiş, çünkü gölün dibine saklanmış; Tutku, dünyanın merkezine gitmiş; Para Hırsı, bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış. ...Ve Çılgınlık saymaya devam etmiş, 79, 80, 81, 82.....
Aşk'ın dışında, butun iyi huylar ve kotu huylar o ana kadar zaten saklanmış, Aşk, kararsız olduğu gibi, nereye saklanacağını da bilmiyormuş. Bu bizi şaşırtmamalı çünkü hepimiz Aşkı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz. ...Ve Çılgınlık 95, 96, 97... ya gelmiş ve 100'e vardığı anda, Aşk sıçrayıp güllerin arasına girmiş ve saklanmış. ...Ve Çılgınlık bağırmış:
Onum, arkam, sağım solum sobe, geliyorum!, ...Ve arkasını döndüğünde, ilk önce Tembellik'i görmüş, o ayaktaymış çünkü saklanacak enerjisi yokmuş. Sonra Şefkat'i ayin boynuzunda görmüş ve İhanet'i çöplerin arasında, Sevgi'yi bulutların arasında, Yalan'ı gölün dibinde, Tutku'yu dünyanın merkezinde...
Hepsini birer birer bulmuş, sadece biri hariç. Ve Çılgınlık umutsuzluğa kapılmış, en son saklı kişiyi bulamamış.
Derken Haset, Aşk bulunamadığı için haset duyarak, Çılgınlık'ın kulağına fısıldamış; Aşk'ı bulamıyorsun çünkü o güllerin arasında saklanıyor." ...Ve Çılgınlık çatal şeklinde tahta bir sopa almış, ve güllerin arasına çılgınca saplamış, saplamış, saplamış. Ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar. Ve haykırıştan sonra, Aşk elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış. Parmaklarının arasından, sicim gibi kan akıyormuş, gözlerinden.
Çılgınlık, Aşk'ı bulmak için heyecandan Aşk'ın gözlerini çatal sopa ile kör etmiş... Ne yaptım ben? Ne yaptım ben? diye bağırmış. Seni kör ettim. Nasıl onarabilirim? ...Ve Aşk cevap vermiş ; Gözlerimi geri veremezsin. Ama benim için bir şey yapmak istersen, benim kılavuzum olabilirsin.
...Ve o günden beri, Aşk'ın gözü kördür ve o günden beri Çılgınlık da her zaman onun yanındadır.