Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Bu gece ne yapmalı?

> 1 <

firari00

grup tuttuğum takım
Cezalı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 144 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 25-12-2007 06:36

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #278473 31-12-2007 07:18 GMT-1 saat    
Yarın miladi takvimin ilk günü, yeni bir yıla giriyoruz. Her sene olduğu gibi bu akşam yeni yılı kutlama bahanesiyle çılgınlıklar yaşanacak, eski pagan (putatapıcı) geleneklerle Hıristiyanlık karışımı âdetler zirve yapacak. Bunlar sahih bir din tarafından düzenlenmemiş pagan geleneklerdir.
Bize İslam öncesi cahiliyenin çılgınlıklarını hatırlatıyor. Batı dünyasının bunları yaşatması ve yaşaması doğal; tuhaf ve gülünç olan, Müslümanların da bunda hiçbir sakınca görmeyip yaşatmaya çalışmaları; Noel baba, hindi yemeği, çam ağacı hurafesi, şampanya patlatma, milli piyango, tam saat 24.00'ün bitimindeki bağrışmaları hayatlarına sokmuş olmaları.

Kimileri "Miladi takvim bir Roma takvimidir. Roma, Hıristiyan olmadan evvel de bu takvimi kullanmaya başlamıştır (MÖ 46). Esas adı Jülyen takvimidir. Bunun da kaynağı 25 Aralık'a denk gelen Noel'dir. Halbuki bu iki gün (25 ve 31 Aralık) arasında tarihsel bağ yoktur. Onun için yılbaşını rahatlıkla kutlayabilirsiniz" deyip kendilerini rahatlatmak isteyecektir. Roma veya Batı Hıristiyanlığı, her ikisi aynı mecrada akmışlardır, ortak kültürel değerlerdir. Müslümanların bunların geleneklerini veya âdetlerini taklit etmeleri "Kim bir kavme benzerse" hükmüne muhatap olmalarına sebep olur.

Diyanet cephesinde işin içinden çıkılmaz bir karışıklık var. Şöyle ki: Geçen sene Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, "Yılbaşı kutlamaları evrensel kültürün bir parçasıdır, Hıristiyanlıkla ilgisi yoktur, dolayısıyla caizdir." demişti. Bu sene yılbaşı öncesi, camilerde okunmak üzere bir hutbe yayınlandı. Hutbede, "Yılbaşı kutlaması İslam kültüründe yoktur. Ayrıca yılbaşı münasebetiyle içki, kumar ve benzeri haram fiillerin işlenmesi ise zaten günahtır. Dolayısıyla yılbaşı kutlamalarından uzak durun" biçiminde ifadelere yer verdiler... Doğru olan görüş budur.

"Ne olsa gider" postmodern ilkesinden hareket eden mezhebi geniş "bir kısım beyaz ilahiyatçılar" ise "Müslüman Türk milletinin benimsediği, kendisinin ortaya koyduğu veya bir başka milletten aldığı her türlü kültür ve örf âdet değerleri, açık ve temel İslami değerlerle çatışmadığı sürece meşrudur, muteberdir. Dolayısıyla yılbaşı kutlamaları da, milli bayramlarımızın kutlamaları da meşrudur, muteberdir ve güzeldir. Halkımızın uyguladığı çeşitli örf ve âdetler, kültür ve yaşantı biçimleri aynı hükme tabidir. Halkın örfü meşrudur, mübarektir..." deyip işin içinden çıkmak istediler, ama caiz dedikleri kutlamaların bizatihi kendisi ve kutlama biçimleri "açık ve temel İslami değerlerle çatışma" içindedirler. İstanbul Müftülüğü sitesinden 28.12.2007 tarihinde yayınlanan yazıda "Başka milletlerin örf ve âdetlerini benimsemenin milli birlik ve beraberliği bozacağından ve ahlak çöküntüsüne sebep olacağı"ndan bahsediliyor. Müftülük, meseleyi "milli çerçevede almış, sakıncayı milli birlik ve beraberlik temeline oturtmuş"tur. Burada da görmezlikten gelinen büyük paradoks, "milli/ulusal olan"ın bizatihi kendisinin bize Batı'dan gelmiş olmasıdır. Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Abdurrahman Akbaş da, her ne kadar "milli ve manevi değerler"e aykırılıktan bahsediyorsa da, hiç değilse, işin "eğlence, israf, akıl ve sağlığı tehdit edici boyutları"na dikkat çekmiştir. Belki de Diyanet canibinden gelen tek olumlu ihtirazi kayıt Akbaş'ın "Yılbaşı kutlamalarını vesile edinerek Allah ve Resulü'nün razı olmayacağı tavırlar yerine, geçmiş senelerde yaptıklarımızı gözden geçirerek ve gelecek yeni yılda hayatımıza daha iyi nasıl yön verebileceğimizi düşünelim" demesidir. Yılbaşı kutlamaları "görünmez kilise" doktrini çerçevesinde Batılı değerlerin ve yaşama tarzının evrenselleştirilmesidir. Resmi tatiller, medya, tüketim alışkanlıkları, eğlence ve magazin sektörü eşliğinde kitlelere empoze edilen ve insanları bir geceliğine -sanki bu gece her şey mubahmış gibi- günaha çağıran pagan geleneklerdir. Kendini bilen Müslüman aileler bu geceyi her gece gibi geçirmeli, ilave bir tutum alarak televizyonlarını kapalı tutmalıdır.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <