Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

O Türbanlı Kızla İlgili Çok Ağır Yazı

> 1 <

m.ali9195

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 20 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 29-03-2006 08:34

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #284219 01-02-2008 21:29 GMT-1 saat    
Ahmet Altan, "birinci seçildiği yarışmada kürsüden indirilen türbanlı kız" hakkında sertlik dozu çok yüksek bir yazı kaleme aldı. O kaymakam ve binbaşıyı yere soktu.
Ahmet Altan/Taraf
Türbanlı kız
Hollanda resminin büyük ustalarından Vermeher'in tablolarını andırıyor genç kız.

Başını üzüntüyle öne eğmiş.

Resim çekilirken, saçlarını örten beyaz başörtünün yanağına değen kısmının gölgesi yansımış yüzüne.

Henüz on altı, on yedi yaşında.

Büyükçe bir salonun önündeki sahnede duruyor.



Ve ağlıyor.

Öğretmenler Günü için yapılan kompozisyon yarışmasını kazandığı için davet etmişler onu oraya.

Ödülünü alması için sahneye çağırmışlar. Tam ödülünü alacağı sırada, aşağıda oturan kaymakamla binbaşı “İndirin onu oradan” demişler.

Herkesin önünde, “bu ödülü almaya layık birisi olmadığı” yüzüne vurularak aşağıya indirilmiş.

“Neden” diyebilmiş sadece genç kız, “Neden?”

Böylesine aşağılanmasının, herkesin önünde utandırılmasının nedenini öğrenmek istemiş. Bunun insanlığa, adalete, vicdana uyan bir cevabı yok elbette.

Kendini bir an o kızın yerine koyabilecek kadar duygu ve zeka sahibi biri, o kızın orada nasıl bir acı hissettiğini anlayabilir. Ve, aynan o kız gibi sormak ister: “Neden?”



“Neden bu kadar insafsız, bu kadar vahşi, bu kadar barbarsınız?”

“Neden çocuklarınızı böyle aldırmazca üzüyorsunuz?”



Bu kötü kalplilik mi bilmiyorum ama o çocuğa öyle davrananların da aynı muameleye uğramasını istiyorum. Vali, kaymakamı aynı tavırla herkesin önünde sahneden indirtsin, o binbaşıyı “İndirin onu oradan” diyerek komutanı utandırsın.



Ama tabi böyle şeyler olmayacak.

“Devletimizin görevlilerinin” başına gelmez bunlar.

Başörtülülerin, Kürtlerin, Alevilerin, solcuların, demokratların, milliyetçilerin, kısacası bu ülkete yaşayan halkın başına gelir. Bu devlet, öylesine tuhaf davranıyor ki insanlara, normal hiçbir devlet için akla gelmeyecek şeyler düşündürüyor.



Biliyorsunuz, bizim köy kahvelerinde bile tekrar edilen bir laf vardır, “İngilizler bölerek yönetir:” Bu lafı çok tekrarlarız. Bu sözü böylesine benimsememizin başka bir sebebi olabileceğin düşünüyorum artık.



Osmanlı'dan bu yana bizim devletimiz kendi halkına bu “böl, yönet” yöntemini uyguladığına aklım yatıyor. Huzursuzluğu sürekli olarak “devlet” çıkartıyor çünkü. Birilerine “solcu diyor mesele çıkartıyor, birilerine “Kürt” diyor mesele çıkartıyor, birilerine “Alevi” diyor mesele çıkartıyor, birilerine “türbanlı” diyor mesele çıkartıyor.



Birisi solcu olunca birisi de sağcı oluyor elbette, birisi Kürt olunca diğeri Türk oluyor, biri Alevi olunca öbürü Sünni oluyor, birisi dinci olunca beriki laik oluyor.

Ve çatışma başlıyor.

Devlet bu işlere karışmamış, herkesi birbirine düşman edecek kadar hoyrat davranmamış, bütün propaganda araçlarını insanları bölmek için kullanmamış olsa, bu ülkede bu kadar düşmanlık olmazdı gibi geliyor bana.

Değişik ırklardan, değişik mezheplerden, değişik inançlardan, değişik fikirlerden insanlar, birbirimizle tartışarak yaşar giderdik.

Normal bir ülkemiz olurdu.

Ama sanırım sorun da burada.

Bugünkü devlet kadroları, “normal” bir devlette bugün bulundukları mevkilerde olabilirler miydi?

O küçük kızı sahneden indiren kaymakam Kanada'da kaymakamlık, o binbaşı İsveç'te komutanlık yapabilir miydi?

Tekmeyle adam öldüren polisler İsviçre'de polis, onların müdürleri İngiltere'de polis amiri, bakanları Hollanda'da bakan olarak kalabilir miydi?

Harekete uğrayan profesör, “Sen şüphelisin, sana her şey söylenebilir” diyen savcı hangi ülkede savcılık görevini sürdürebilirdi?



Devletin halka karşı benimsediği bu hoyratlığın, insafsızlığın, saldırganlığın geçerli bir sebebi olduğuna kaniyim artık.

Bu ülkenin normalleşmesini istemiyorlar.

Hiçbir zaman istemediler.

Osmanlı'nın son döneminde de, cumhuriyette de…

Hep bir mesele olsun, hep insanlar bölünsün, hep huzursuzluklar yaşasın, hep çatışmalar olsun istiyorlar.



Halk bölünüp kendi içinde çatıştığı sürece kimse devlet görevlilerinin birikimini, yeteneğini, zekasını, entelektüel kapasitesini sorgulamayı akıl edemiyor. Birbirimizle uğraşmaktan başımızı çevirip devlete bakamıyoruz.

Ama bir düşünün, sağcısıyla solcusuyla, Alevisiyle Sünnisiyle, Kürdüyle Türkiyle, bu ülkede hapisten, işkenceden, baskıdan geçmemiş hiçbir kesim yok.



Devlet, en çok “milliyetçileri” severdi, onlara bile neler yaptı…

Çünkü aslında hiç kimseden yana değiller, sadece gerginliğin sürmesini istiyorlar.

“Bölüyorlar, yönetiyorlar.”

İngilizler bunu “sömürgelerine” yapardı..

Onlar kendi halklarına yapıyorlar.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


whitewolf
Teşkilat-ı Mahsusa

grup tuttuğum takım
Binbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 3678 ileti
Yer: cehennem
İş: Selçuk İnşaat
Kayıt: 08-05-2006 04:36

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#285044 05-02-2008 18:26 GMT-1 saat    
ahmet altan gibi bir adam bunları yazıyorsa helal olsun

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Dedem Saltuk Buğra Handan bu yana Türk-İslam ülküsü demişim ona O yüzden ülkücü denilmiş bana Geçen geçsin ben vazgeçmem davamdam

Biz Bu Vatanı Üç kuruşa Peşkeş Çekecek Bir Neslin Evlatları Değiliz Biz Odasında Kuranı Kerim Var Diye Saygısından Uyuyamayan Osman Gazilerin Mısır Seferinde Çölü Atına Binmeyipte Önümde Muhammed Mustafa (A.S.V.) Yürürken Ben Ata Nasıl Binerim Diyen Yavuz Selimlerin Hocasına Saygısından Önünde Ezilip Büzülen Fatihlerin İhanetle Suçalnıp Sürgün Edilen Fakat Yanında Bir Tek Hazine Malı Götürmeyen Ve Öldüğünde Cenazesine Borçlarından Haciz Konulan Sultan Vahdettinin Evlatlarıyız Yakışmaz Bize Vatan Giderken Bayrak İnerken Ezan Susarken Yaşamak Ey İnsan Titre Ve Kendine Gel!!!

Hedefimiz İLA-Yİ KELİMETULLAH

topraktan gelen gölgeme toprak çekilince
günler bu heyulayıda ergeç silecektir
rahmetle anılmak ebediyet budur ama
sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir


Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;

Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!

Mehmedim,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir


Ey Tenperver Nefsim! Sen Kendini Ne Zannediyorsun Ki; Cennet Tabiki Ucuz Değil Cehennem Dahi Lüzumsuz Değil!

---bizki ustasıyız vatan sevmenin---
---yarın elbet elbet bizimdir gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir---
---türklük bedenimiz islamiyet ruhumuzdur ruhsuz beden cesettir---
---Şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada ( ses ) islamın sadası olacaktır---
---Allaha Vatana Bayrağa Kurana Ve Silaha yemin olsun Şehitlerim Gazilerim Ve Başbuğum emin olsun---
---İman hem nurdur hem kuvvettir.Evet hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hadisatın tazyikatından kurtulabilir.(bediüzzaman said nursi) ---




bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) hackerim diyenler alın size kapak olsun



bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) hackerim diyenlere buda ikinci kapak olsun

hedehödö
fe eyne tezhebun!

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1323 ileti
Yer: evet yerim
İş: yalova müftüsü
Kayıt: 19-10-2006 21:35

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#286426 12-02-2008 09:10 GMT-1 saat    
Türbanlılar bu ülkede üniversitelere giremesinler. Yasak kaldırılmamalı. Türbanlılar vatandaşlıktan çıkarılmalı ama sınırdışı edilmemeli işyeri açarlarsa veya işe girerlerse vergileri ve ssk kesintileri çatır çatır onlardan tahsil edilmeli çocukları ve eşleri askere alınmalı o konuda ayırım yapılmamalı bu askere alınan yakınları dağlarda şehit edilirse bu türbanlı bayanlar kendi şehitlerinin cenazelerine bile alınmamalı okuma hakkı verilmemeli ama seçim zamanı oyları elbette alınmalı devletin verdiği hizmetlerden kesinlikle faydalanmamalılar devletin asfaltladığı yollarda yürümeleri yasaklanmalı sonuçta kamusal hizmet bu hastalanınca tedavi edilmemeli hatta devletin suyunu bile kullanmamalılar o da sonuçta kamusal hizmet. Yaşasın özgürlük yaşasın demokrasi yaşasın laik Türkiye!

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <