Azrail ve Hz.Süleyman
Bir saf ihtiyar bir kuşluk çağı koşa koşa Hz.Süleyman'ın adalet sarayına sığındı.
Gamdan yüzü sararmış,iki dudağı morarmıştı;Hz.Süleyman:
"A efendi,ne oldu?Buyur!" dedi.
Adam:"Azrail karşıma çıktı.Azrail bana öyle bir öfkeli,öyle bir kin güder gözle baktı,ki"dedi.
Hz.Süleyman:"Peki,"dedi,"şimdi ne istiyorsun,onu söyle?"
Adam:"A can sığınağı,rüzgara emret de beni buradan Hindistan'a götürsün;olur ya,bu kul o yana gider de canını kurtarır."
Süleyman rüzgara buyurdu.Yelde adamı hemen aldı,Hindistan'ın bir ucundaki adaya iletti adamı.
Ertesi günü divan kurulmuştu;herkes Hz.Süleyman'ın kapısına gelmişti.Hz.Süleyman Azrail (a.s.)'e dedi ki:
"O müslümana nçin öyle baktın onu canından malından uzaklaştırmak için mi öyle öfkelendin?"
Azrail dedi ki:
"Ne vakitöfkeli bakmışım ona?yol uğrağında gördüm de şaşırdım kaldım,şaşkın şaşkın baktım görünmemem gerektiğini unutarak.Çünkü ALLAH(celle celaluhu) bana onun canını bugün Hindistan'da alacaksın diye buyurdu.Oysa adam buradaydı daha dün..."
******
Berber ve Müşteri
Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal traşı olmak için berbere gitti. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete başladılar. Değişik konular üzerinde konuştular.
Birden Allah ile ilgili konu açıldı...
Berber: " Bak adamım, ben senin söylediğin gibi Allah'ın varlığına inanmıyorum.
"Adam: " Peki neden böyle düşünüyorsun?
"Berber: " Bunu açıklamak çok kolay. Bunu görmek için dışarıyaçıkmalısın. Lütfen bana söyler misin, eğer Allah var olsaydı,bu kadar çok hasta insan olur muydu, terkedilmiş çocuklar olur muydu? Allah olsaydı, kimse acı çekmezdi. Allah olsaydı, bunların olmasına izin vereceğini sanmıyorum...
"Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir tartışmaya girmek istemediği için cevap vermedi. Berber işinibitirdikten sonra adam dışarıya çıktı. Tam o anda caddede uzun saçlı ve sakallı bir adam gördü. Adam bu kadar dağınık göründüğüne göre belli ki traş olmayalı uzun süre geçmişti. Adam berber dükkanına geri döndü.
Adam: " Biliyor musun ne var, bence berber diye birşey yok"
Berber: " Bu nasıl olabilir ki? Ben buradayım ve bir berberim
Adam: " Hayır, yok. Çünkü olsaydı, caddede yürüyen uzunsaçlı ve sakallı adamlar olmazdı."
Berber: " Hımmm... Berber diye birşey var ama o insanlar banagelmiyorsa, ben ne yapabilirim ki?"
Adam: " Kesinlikle doğru! Püf noktası bu! Allah var, ve insanlar ona gitmiyorsa, o ne yapabilir ki?
İşte dünyada bu kadar çok acı ve keder olmasının nedeni!"
******
Cennetlik Annenin Dünyalık Çilesi
Hz. peygamber'in(s.a.v)gözbebeği,seyyidlerin annesi Hz Fâtıma(r.ah),el değirmenlerinde elleri kabarıpyara olana kadar un öğütürve hamur yoğururdu. Bir gün bu durumu Hz Ali'ye (r.a)açtı.Hz ali(r.a)"o zaman babana söyle gelen esirlerden senin için bi hizmetçi versin"dedi. Hz Fâtıma(r.ah), Hz Resûlullah'a (s.a.v) giderek, "ya Resûlullah, işlerimde yardımcı olacak üzerimden ağırlığı kaldıracakbir yardımcıya ihtiyacım var! deyince Resûllullah(s.a.v)
"Suffe ehli fakir müslümanlarihtiyaç içnde ikensize nasıl bir hizmetçi ayırayım.Sana bir hizmetçiden daha hayırlı birşey söyleyeyim mi? diye sordu, Hz Fâtıma(r.ah)
"evet ya Resûlullah diyince , Peygamber efndimiz(s.a.v)şöyle buyurdu:
"uyumadan önce sübhânellah, elhamdülillah ,allahüekber deyin ve'la ilaheillallahuvahdehu la şerike lehu'zikriyle yüze tamamlayınbu sizin için hizmetçiden daha hayırlıdır.
Peygamber efendimiz(s.a.v)kızına iki hizmet şekli belirlemişti:birincisi yüce rabbine karşı görevleri, diğeri kocasının ev işleri. Böylece Allah resûlu sevgili kızını bir yandan ibadet, diğer yandan hizmetle olgunlaşmasını sevap almasını ve gelecek nesillere örnek olmasını istiyordu.
İnsanı cennete götüren güzel ahlakın bir tarifi şudur:Allahın emirlerini ihlâsla yerine getirmek;O'nun yarattıklarına sevgi ile hizmet etmektir.
Bu hizmete en yakından başlanır.