Bir Şehidin Hikâyesi
--------------------------------------------------------------------------------
Manisa da kurulu Yurt Savunması Gazileri ve Şehit Aileleri Dayanışma Derneği Başkanının ağzından bir şehidin hikayesini aktaracağım.Askerimizin şehit olduğu bölgeyi çok iyi bildiğim için bu yazıyı aktarmak istedim.
Manisa'nın Emlakdere Köyü'nde geçen olay şöyle başlıyor:
Ferhat Alakuş 16 Ekim 1975 Manisa doğumlu bir gencimizdi. 1995'te Hatay Serinyol'da vatani görevine başlayan Alakuş, dağıtımdan sonra Van'ın Başkale ilçesine Güllük Jandarma Karakol Komutanlığı'nda göreve başladı. Görevi sürerken izinli olarak ailesinin yanına Manisa'nın Emlakdere Köyü'ne geldi. Sonradan öğrendiğimize göre, köyde bir arkadaşını ve fotoğraf makinasını da alıp etrafı gezmeye çıkmış. Köy mezarlığına gelindiğinde mezarlıkla yolun arasında, yol kenarında bir yerde çömelip dua ederken arkadaşından fotoğrafını çekmesini istemiş. Sonra izni bitmiş. Göreve döndükten 15 gün sonra, 10 Temmuz 1996'da kırsal kesimde teröristlerle girdiği çatışmada şehit düştü.
Ferhat'ın cenazesi köyüne getirildiği sırada ailesi perişan durumda olduğu için babası İsmet Alakuş benden oğullarının mezarı için bir ayarlamamı istedi. Kabul edip köy mezarlığına gittim. Şehidimiz için en uygun yerin yolun kenarında bir yer olacağını düşündüm. Böylece gelen geçen herkesten dua alabilecekti. Ve benim seçtiğim yere defnedildi. 15 gün geçmişti ki babası ağlayarak yanıma geldi. (Oğlumun eşyalarını gönderdiler Van'dan, bak içinden ne çıktı) diyerek bana bir resim gösterdi. Resimde Ferhat köy mezarlığı önünde yolun kenarında duruyordu. Önce birşey anlamadım, ama İsmet bey bana Ferhat'ın arkasındaki mezar taşlarını okumamı söyledi, okudum... O anda şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırdım. Çünkü Ferhat tam benim kendisi için seçtiğim mezarın yerinde duruyordu. Ne ben, ne de ailesi o fotoğraftan haberdardık. Ben farkında olmadan onun seçtiği yeri seçmiştim."
Ferhat Alakuş'un ailesine yazdığı son mektubu da şöyle:
"Çok değerli anam, babam, kardeşlerim. Şu anda sizlere Güllük Karakolu'ndan yazıyorum. Sınır on metre ötemizde, tam huduttayız. Her ana kuzusuna nasip olmaz hudut beklemek. Burada çok rahatız, herşeyimiz var. Komutanlarımızla arkadaş gibiyiz. Gözünü sevdiğim Manisamı çok özledim. Gurbet zor geliyor. Unutmadan söyleyeyim, buradan Hatice'ye çok güzel bir buharlı ütü aldım. Paraya sıkıntımız yok, 3-4 milyon lira maaş alıyoruz, yetip artıyor. Anamın elime vurduğu kınalar silindi. Anam, elimde silah, hayalimde hep sen varsın. Anam, insan vurulduğu zaman değil unutulunca ölürmüş. Ben boşalan şişelerden değil, vatan, millet, bayrak aşkıyla sarhoşum. Her gece rüyalarımda şehit arkadaşlarımı görüyorum. Özlemden mi nedir, son günlerde bu rüyalar sıklaştı. Operasyon dönüşü, anam için yazdığım şiiri gönderiyorum.
ANAM
Asker oldum kolum bükülmez,
Kurşun yesem kanım dökülmez,
Zalim gurbet kahrın çekilmez,
Yollara bakıp da ağlama anam...
Rüyamda gördüm ana kucağı,
Uyandım, baktım asker ocağı,
Felek kalbime saplamış bıçağı,
Resmime bakıp da ağlama anam...
Ansızın duyarsın kara bir haber,
Ferhat askerde şehit olmuş derler,
Bayrağa sarılıp gelirsem eğer,
Üstüme kapanıp ağlama anam...
alıntı