> 1 <
Kırık Link Bildir! #292454 20-03-2008 15:04 GMT-1 saat
Gerçeker, Adalet Mensupları Dayanışma Vakfı'nca Yargıtay Konferans Salonu'nda düzenlenen Cumhuriyet'in Temel Değerleri Işığında Sosyal Hukuk Devleti konulu panelin açılış konuşmasını yaptı.
Kişiler, kurumlar ve idarenin her türlü yargı kararına uymak zorunda olduğunu vurgulayan Gerçeker, Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve yargıçlara emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz diye konuştu.
Anayasa'nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, sosyal ve laik bir hukuk devleti olduğunun belirtildiğini anımsatan Gerçeker, yazım biçiminde de ortaya konulduğu gibi temel unsurun hukuk devleti olduğunu, demokratik, laik, sosyal niteliklerin ise bunun üzerine inşa edildiğini kaydetti.
Anayasa'da devlet organlarının yasama, yürütme, yargı olmak üzere üç temel erk şeklinde düzenlendiğini belirten Gerçeker, Anayasa'nın başlangıcında da kuvvetler ayrımının devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni iş bölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu açıkça ifade edilmiştir diye konuştu.
HUKUK VE DEMOKRASİ
Hukukun bulunmadığı yerde, demokrasiden söz edilemeyeceğini vurgulayan Gerçeker, Yasalar hukuk için vardır ve gereklidir dedi.
Hukukun üstünlüğü ilkesinin yer almadığı devlet modelinde keyfilik bulunduğunu ifade eden Gerçeker, hukukun üstünlüğünün kişilerin can, mal güvenliği ile temel hak ve özgürlüklerini güvence altına aldığını belirtti. Gerçeker, şöyle konuştu:
Devletin tüm çalışmalarında bu ilkeye uygun davranışta bulunması gerekir. Her devlet kurumu Anayasa'nın ve yasaların tespit ettiği görev ve yetkilere sahiptir. Hukuk her şeyin üstündedir ve keyfiliğe yer yoktur. Bu açıdan Anayasa'nın 2. maddesindeki tanımlamanın ne denli önemli olduğu tartışmasızdır.
Yargı bu ülkede yaşayan herkese lazım. Yargının bağımsızlığını yitirdiği bir ülkede temel hak ve özgürlüklerin varlığından söz edilemez. Bu konuda kurum ve kişiler kendilerine düşen özeni göstermeli, sağduyulu davranmalıdır. Siyasilerin hukuka siyaseti sokmak yerine, hukuku siyasete egemen kılmak erdemini göstermeleri gerekir.
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Toplumda ve devlette sorumluluk taşıyan herkes, söylemlerinin ne gibi etki yaratacağını ve getireceği sonuçları önceden düşünmek zorundadır dedi.
Gerçeker, Adalet Mensupları Dayanışma Vakfı'nca Yargıtay Konferans Salonu'nda düzenlenen Cumhuriyet'in Temel Değerleri Işığında Sosyal Hukuk Devleti konulu panelin açılış konuşmasını yaptı.
Anayasa'nın 5. maddesinde devletin temel amaç ve görevlerinin belirlendiğini ifade eden Gerçeker, ayrıca yaşama, eğitim hakkı, sağlık ve iş güvencesi, sosyal güvenlik hakkı gibi temel niteliklerin de sıralandığını anlattı.Gerçeker, şöyle devam etti:
Hukukun üstünlüğünü sağlayan devlet, sosyal devlettir. Sosyal devlet ilkesi, geleneksel hukuk devleti ilkesini tamamlar. Değinildiği gibi devletin temel niteliklerinden biri, sosyal hukuk devleti ilkesidir. Sosyal hukuk devleti, temel hak ve özgürlükleri en geniş ölçüde sağlayan ve güvence altına alan, toplumsal gerekleri ve toplum yararını gözeten, kişi ve toplum yararı arasında denge kuran, toplumsal dayanışmayı üst düzeyde gerçekleştiren, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak kollayan, milli gelirin adil bir biçimde dağıtılmasını sağlayan devlettir.
Sosyal hayatı hukuk kuralları düzenler. Hukuk da gelişen sosyal hayata göre şekillenir. Yasaların ilk ve temel amacı, bireylerin mutlak haklarını korumak ve düzenlemektir. Çünkü insanların refah ve huzurunun temeli hukuktur.
Hukuku hayata geçiren yargıçlara bakıldığında, bağımsızlık ve güvencenin yargı ve yargıç için ayrıcalık olmadığının, hakkın eksiksiz, ödünsüz gerçekleşmesi için zorunluluk anlamına geldiğinin görüleceğini vurgulayan Gerçeker, Siyasilerin hukuka siyaseti sokmak yerine, hukuku siyasete egemen kılmak erdemini göstermeleri gerekir. Çünkü bağımsız yargı, yeri ve zamanı geldiğinde yasama ve yürütme için de son derece önemlidir. Geçmiş tarihimizde bu konuda pek çok örnek vardır ve olacaktır da diye konuştu.
Yargı erki tam bağımsız değil ise vatandaşın temel hak ve özgürlüklerinin kargaşaya, hükmetmeye tabi olacağı ve kuralsızlıkların kural haline geleceğinin doğal olduğuna işaret eden Gerçeker, Yargı bağımsızlığına tutuculukla yaklaşan siyasiler, bunun yoksunluğunun ve eksikliğinin aslında kendilerine zarar verdiğini zaman içinde görmüş, yaşamış, sonuçta acılarını hep çekmiş, ülkeleri ve ulusları da bundan olumsuz etkilenmiştir dedi.
Yalnızca Türkiye için değil, uluslararası düzeyde de yargı ve adaletin tüm insanlığa gerekli olduğunu söyleyen Gerçeker, şöyle devam etti:
Temelde her platformda kabul gören görüş, devletin hukukun üstünlüğünü esas alması durumunda, yurttaşlarının haklarını güvenceye aldığı, özgürlüğünü sağladığı hususudur. Demokratik olduğunu öngören her rejimin hukuku temel almasında zorunluluk vardır.
Toplumda ve devlette sorumluluk taşıyan herkes, söylemlerinin ne gibi etki yaratacağını ve getireceği sonuçları önceden düşünmek zorundadır. Hukukun, hukuk kurallarının üstünlüğünün hayata geçirilmesinde zorunluluk vardır. Bu konuda görev ise hepimize düşmektedir.
---hurriyet.com.tr---
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
Eski nick: 07mert