> 1 <
Kırık Link Bildir! #300317 13-05-2008 13:27 GMT-1 saat
Hsiao-hsien'in filmi, aslında bu başyapıta bir saygı duruşu niteliğinde. İki filmin ilişkisi bundan ileri pek gitmiyor. Balon, takip ettiği küçük çocuğun yaşamına girmek için bir araç. Küçük Simon, kukla sanatçısı annesi Suzanne, Fransa'ya sinema eğitimi için gelmiş Çinli bakıcısı Song ve yaşam alanları çevresinde gelişen gündelik olayları takip ediyoruz bu balonun takdimiyle.
Tek başına oğlunu yetiştirmeye çalışan bir annenin mücadelesi şeklinde de özetleyebiliriz filmin öyküsünü bir bakıma. Ancak Kırmızı Balonun Yolculuğu, neredeyse hiçbir dramatik yapı içermiyor, hatta kurmayı denemiyor bile. Geçen haftaki Tatil Kitabı yazımda da bahsettiğim, dramatik yapıya sırtını dönen, olabildiğince sade ve gerçekçi bir anlatımla sadece gündelik yaşamı filme aktarmayı deneyen filmlerden biri. Bu eğilimin son dönemde izlediğim en güzel örneği hatta
Dolayısıyla, klasik anlatı formlarına alışmış olan bir seyircinin olabildiğine sıkılması mümkün böyle bir filmden. Fakat Hsiao-hsien'in sakin ve kontrollü üslubuyla karakter ve mizansenlerin doğallığı, insancıllığı ve aşinalığı, kendini teslim etmeye hazır bir izleyiciyi içine alıp büyüleyebilecek cinsten.
Bu filmdeki gerçekçi ton, detaylardaki kendiliğindenlik, doğallık hissi o kadar güçlü ki, özellikle sinema üzerine kafa yoranlar için son derece öğretici, zihin açıcı bir deneyime dönüştüğünü de söyleyebilirim. Doğaçlamaya bolca yer bırakan yönetmen, filmlerde görmeye alışmadığımız gündelik detayları, filminin esas gücüne dönüştürüyor. Ayrıca kendi kültürüyle bir Avrupa kentinin dokusunu da mükemmelce birleştiriyor.
Juliette Binoche'un doğal oyunculuğunun en güzel örneklerinden birini sunan Kırmızı Balonun Yolculuğu, yönetmen Hsiao-hsien'in en kolay içine girilebilen filmi olarak niteleniyor. Buna rağmen, sinemada alışkanlıklarını değiştirmeye direnen izleyicilere göre değil.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
Ulaşmak isteyen arkadaşlar mesaj atabilirler...