delikanli kiz sevdigini birakmaz
delikanli kiz yolda kendisine laf atanlara cep telefonunu dusunmeden firlatir
delikanli kiz sevdigiyle beraber sahile raki icer
delikanli kizin belinden silah telefonundan kontur eksik olmaz
polat alendar gibi cinslerle takılmaz.
delikanli kiz feci tespih sallar felaket ganyan tiyosu verir
delikanlı kız sevdiğini ailesi vermeyince kaçar
delikanli kiz kosarken ay suram acildi ay buram gozukur ay goguslerim sallaniyor millet bakar diye tirsmaz kari gibi kosmaz ceylan gibi sekmez harbi depar atar
delikanli kiz ickiyi şişeden icer, argo konusunda fazlasiyle bilgi sahibidir,
sevgilisini birisiyle bastiginda aglamaz, sızlanmaz, sadece gider.
delikanlı kız kodu mu oturtur...
abuk subuk muhabbetlere tahammül edemez!
karate, beyaz te, ti, aikido, cudo, mudo, mado dersleri alır, modayla ilgilenmese de olur.
tesbih ise güzel aksesuar! fındık topuk giyincak...
teşbih-i beliğ de güzel zenaat
delikanlı kız oturmasını kalkmasını bilir,giydiği kıyafetler kıçını bacağını göstermez
delikanli kiz bir sey yapmak istiyorsa, kimsenin karsisinda durmasina izin vermemelidir. birkac kisiyi arkasinda birakmasi gerekse bile.
delikanlı kız futbol seyreder.doğuştan fanatiktir...
delikanlı kız , erkekini kuzu yapar.
delikanlı kız volta atmasını bilir
delikanlı kız $eklini koymuşdur kahveye girse kimse dönup bakmaz
delikanlı kız otoriterdir
hitabet yeteneği gelişmiştir
hitaplarında delikanlılığın kitabının orta sayfalarından parçalar okur.
arabalardan, spordan, inşaatçılıktan anlar, damlatan muslukları kendisi tamir eder (icabederse ince çorabından arabasına yürütücü düzenekler hazırlar)
delikanlı kız cımbızını yanında taşır ama aynı cımbızla burnundan kıl aldırmaz.
aynı edevatla ankesörlü telefona kart kaptıranların kartını kurtarır,
computer kasasına düşürülen vidaları toplar.
baktı ki işe yaramıyo, yanında 12" alet çantası bulundurur..
delikanlı kız dedigin yemez icmez sevgilisine yuk olmaz
kıllarını yolmaz kaşlarını almaz
delikanlı kız delikanlı olur eglenceye gittiginde koca karı gibi ortalarda gobek atmaz
Ömer Hayyam'ın dünya ve insan hallerini en kestirme yoldan anlatan bir dörtlüğü.
Yıkık bir saray bu dünya dedikleri,
Gece ve gündüz atlarının durak yeri,
Yüz cemşitten arta kalmış bir dünya bu,
Yüz behram kendinin sanmış bu gökleri.