> 1 <
Kırık Link Bildir! #301430 19-05-2008 16:22 GMT-1 saat
" JUDICIAL TERMS "
yani hukuki terimler adı veriliyor.
Kelimelerin içlerinde beraat etmek ten çocuk kaçırma davalarına kadar tüm hukuki terim ve açıklamaları yer alıyor.
Terimler a dan başlayarak w ye kadar sıralanmıştır.
acquit, exonerate: beraat etmek, beraat ettirmek
adjourn: ertelemek
adultery: zina
allegation: iddia
Anayasa Mahkemesi: Constitutional Court
Ankara Bar Assocation: Ankara Barosu
annul, repeal: ilga etmek
appeal: temyiz etmek
arbitrary detention: keyfi gözaltı
amnesty, pardon: af, affetmek
assocation: dernek
accrued interest: tahakkuk etmiş faiz
abortion: kürtaj
accomplice : suç ortağı
battery and assault: müessir fiil
bribe: rüşvet
breach, violation, infringement, contravention: ihlal infringe, violate, contravene: ihlal etmek
by-law : içtüzük
built-up area : meskun mahal
bankrupt: iflas ettirmek, müflis bankruptcy, insolvency: iflas insolvent: müflis
go bankrupt: iflas etmek
blackmail : şantaj, şantaj yapmak
bail out : kefaletle serbest bırakmak, kefaletle kurtarmak bail: kefalet maintenance : nafaka
black economy: kayıt dışı ekonomi
child abduction: çocuk kaçırma
compensation: tazminat
convict: mahkum etmek
court, tribunal: mahkeme
criminal, offender: suçlu
censor : sansürlemek
conclusive evidence: kesin delil
capacity(ehliyet) and majority(rüşt) of a person: kişinin ehliyeti ve rüştü
counterfeit currency: sahte para forge: sahtesini yapmak ( passport / banknote / cheque / signature) forgery: sahtekarlık
case law, jurisprudence: içtihat
customary law: örf adet hukuku
criminal record: sabıka kaydı
culprit: sanık
curator: kayyım
criminalize : kanun çıkartarak yasadışı hale getirmek
court martial: askeri mahkeme
Court of Cassation, Court of Appeals : Yargıtay
Court of Accounts: Yargıtay
Council of State: Danıştay
dereliction : ihmal, görev kusuru misconduct : suistimal, kötü davranış
death penalty, capital punishment: ölüm cezası
defendant: davalı
defunct: mülga edilmiş (fesh edilmiş)
drug trafficking: uyuşturucu kaçakçılığı
domicile : ikametgah
detention : tutuklama custody: nezaret, gözaltı, velayet intensifieid surveillance : gözaltında tutma house arrest: gözaltı (evde) incommunicado detention: kimse ile görüştürmeden gözaltı
deport: sınır dışı etmek deportation : sınır dışı etme
expropriation: istimlak expropriate: istimlak etmek seizure : geçici zapt confiscation : mülkiyetin hazineye geçmesi privatization: özelleştirme privatize: özelleştirmek
nationalize: millileştirmek nationalization: millileştirme confiscate: kamulaştırmak
European Court Of Human Rights: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
evidence: delil
enact: kanunlaştırmak enactment: kanunlaştırma, kanun, kararname
enforcement, exequatur: tenfiz, tenfizi yapan mahkeme
exemption: muafiyet immunity: dokunulmazlık impunity: cezadan muaf olma, kişisel dokunulmazlık
extradite: suçluyu iade etmek extradition: suçlunun iadesi
fugitive: kaçak outlaw: kanuna karşı gelen kimse
file a lawsuit, sue: dava açmak
fine: para cezası
forensic: delil toplama işlerinin tümü
fraud: hile
felony: cürüm, ağır suç
gravity of obligation: ağırlıklı borç
hearing: duruşma hear: duruşma yapmak, tanıkları dinlemek
hijacking: uçak, gemi vgb kaçırma
honour killing: töre cinayeti manslaughter: ağır tahrik sonucu adam öldürme
harbor: yataklık etmek, saklamak
impartial: tarafsız
impunity : cezadan muaf olma, kişisel dokunulmazlık
infamous, notorious: kötü şöhretli
inmate, prisoner: hapis yatan
interrogation, interrogate:sorgu, sorgulamak
ill treatment, maltreatment: kötü muamele torture: işkence
investigation: soruşturma prosecution: kovuşturma probe: araştırma proceeding:usul, adli takibat, kovuşturma, dava, dava işlemleri
international arrest warrant: uluslar arası tevkif müzekkeresi
investigating judge: tetkik hakimi
indict: iddianame hazırlamak, indictment: iddianame
judge: hakim
judiciary: yargı
jury: jüri
judiciary: yargı, yasama
judicial: yargısal, yargıya ait
jurisdiction: yargı yetkisi
judicial year: adli yıl
law enforcement officer: kolluk kuvveti
lawyer : avukat
libel: yayın yolu ile hakaret
life sentence: müebbet hapis
legitimate X illegitimate: meşru X gayrimeşru
legislation: mevzuat acquis: müktesebat
legal entity, legal person: tüzel kişi legal aid: adli yardım natural person: gerçek kişi
legislative statue: yasal mevzuat
law-abiding: kanuna itaatkar
major offence: büyük suç
minor offence: küçük suç
misdemeanour: kabahat
money laundering: para aklama
marital discord: evlilikte geçimsizlik
magistrate: kabahat davalarına bakan hakim
notary: noter
newsletter, circular: sirküler decree-law: kanun hükmünde kararname decree: kararname communication: yazışma, mektup, mesaj
overturn(decision, verdict) : kararı bozmak
parliamentary immunity: dokunulmazlık
plaintiff: davacı
post-mortem operation: otopsi
probation : denetimli serbestlik
prosecuter: savcı
prostitution: fuhuş, fahişelik
privilege: imtiyaz privileged: imtiyazlı
personal finances, assets: mal varlığı
probation: denetimli serbestlik
parole: şartlı tahliye
penitentiary: cezaevi
penal: cezaya ait, ceza kabilinden penalty : ceza, para cezası penalize: cezalandırmak
plagiarism: intihal plagiarize: aşırmak
private and procedure law: özel hukuk ve usul hukuku
quorum: toplantı yeter sayısı
rape: tecavüz, tecavüz etmek
rapist: tecavüzcü
reasoned decision: gerekçeli karar
ransom : fidye
red notice: kırmızı bülten
rig: bir şeyin sonuncu hile yaparak ayarlamak (rig a state tender: devlet ihalesinde hile yapmak)
sanction: yaptırım
sentence: ceza vermek
serve: hapis yatmak
slander: iftira
smuggling: kaçakçılık
suspect: zanlı, şüpheli
suspended sentence: cezanın tecili
security payment: teminat
summon: celp etmek
service: tebligat
session: celse, oturum
separation of powers: kuvvetler ayrılığı legislation(yasama), execution(yürütme), judiciary (yargı)
self defense: meşru müdafaa
trial: duruşma
tax evasion: vergi kaçırma
under the auspices of police: polis nezaretinde
unanimously: ittifakla
unconstitutional: anayasaya aykırı
uncontested claims: nizasız alacaklar
unfit for military service: askerlik için uygun değil, çürük
unitary: üniter
vandalism: kamu malına zarar verme
verdict, ruling: mahkeme kararı
victim: mağdur
vote of confidence: güven oyu
witness testimony: görgü tanığı
witness: görmek, şahit olmak
testify: şahitlik etmek, delil olmak
testimony: tanıklık, ifade sworn testimony: yeminli ifade
NOT :
Yukarıdaki terimlerde değişiklik yapabilirsiniz.Örneğin ankara barosu yerine geçen terime istanbul ekleyerek istanbul barasu anlamı katabilirsiniz.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
-İLETİŞİM-
MSN :
MAİL :
MSN :
MAİL :