Bir ulu kişi dedi ki:
Yarın Allah bana mahşer günü:
Geldiğin yerden ne getirdin, diye sorar.
O zaman derim ki:
Yarabbi zindandan ne getirebilirim ki? Talihim yar oldu da o zindandan çıkıp buraya gelebildim.
Evet, Değerli dostlarım;
Dünya mümine zindan kâfirlere ise cennettir.
Dünya bir tarladır. Ahiret yurdu ise hasat yeridir.
Burada ekeriz, orada biçeriz.
Dünya meşakkat, zahmet yeridir.
Burada cefa çekeriz, orada sefasını süreriz.
Dünya tadımlık, ahiret ise doyumluk yerdir.
Burada tadarız, orada doyarız.
Değerli arkadaşlarım;
Soruyorum size; Hangimiz hangi vaziyetten dolayı rahat etmişiz?
Hangimiz bu dünyaya ve onun oyuncaklarına doymuşuz?
Hangimiz bir ev veya araba isteyip de ikincisini istememişiz?
Bana bu dünyayı verseniz Al tepe tepe kullan deseniz, ben daha yok mu?derim. Yıldızları da isterim.
Ama öyle bir zaman gelir ki; dünyaya sığamayan insanoğlu iki metrekarelik toprağa sığar. Elinde avucunda kara topraktan başka bir şey kalmaz.
Hani dostlar?
Ne oldu isteklerimiz, arzularımız, emellerimiz, hayallerimiz, hedeflerimiz, gayelerimiz?
Hani şunu da hallettik mi işimiz bitecekti?
Hani emekli olunca rahat edecektik?
Hani bir evimiz yeterdi?
İşte dostlar
Ne kadar çabalarsak çabalayalım,
Ne kadar hedeflerimiz büyük olursa olsun,
Ne kadar istersek isteyelim,
Bu dünya mümine zindan olduğu için, yiyeceğim bir tas çorba, bir adet ekmektir.
Doyum yeri AHİRET!
Rabbim bizleri ve sizleri ahiret yurdunda hasatsız bırakmasın.
""" Dinde Zorlama Vardır """