Renklerin insan psikolojisi ve davranışları üzerinde önemli etkileri olduğuna dikkat çeken uzmanlara göre, sevilen renkler aynı zamanda kişiliği de ele veriyor.Psikiyatrist Nihat Kaya´ya göre, son 10 yıldır geliştirilmeye çalışılan kromoterapinin (renklerle tedavi) geçmişi ilk çağlara kadar uzanıyor. Bu yöntemin işlevini çeşitli içimlerde ve sistemler içinde renkler kullanılarak kişilerin sinir sistemleri dengelemek ve böylelikle bazı hastalıkların önüne geçmek oluşturuyor.
Renkler Aynı Zamanda Aşk'ın Oluşumuna %95 Katkıda Bulunuyor...
Kromoterapide uygulanan başlıca sistemler, "hastaların giysilerinin rengini değiştirmek, pencerelerinde ayrı renklerde cam kullanmak, lambaların rengini farklılaştırmak, suyla belli renk birleşimi oluşturmak" şeklinde sıralanıyor. Kromoterapide renk dengelerinin yanı sıra meditasyon, iyi beslenme, uygun bir çevre düzeni gibi ayrıntılar da önem taşıyor. Kromoterapide renkler ve anlamları ise şöyle:
Mavi: Genellikle yıldızları, geceyi, insan sıcaklığını, kalıcı ve derin duyguları, düşünceyi ve dinlenmeyi simgeler. Maviyi sevenler genellikle romantik ve duygusal bir kişiliğe sahiptirler. Yalnız maviyi kesinlikle benimsemeyenlere de dikkat! Bu kişiler de romantiktir, ama duygularını farklı biçimde göstermektedir. Giyside mavi, sosyal bir kişiliğin göstergesidir. Çevreye uyumu hatırlatır. Mavi giyenlerin ´ciddi ve iyi bir insan´ olduğu imajı yaygındır. Yatak odası, banyo ve çalışma odası için ideal renktir. Sinir sistemi bozukluğuna da bire birdir. Bu nedenle sıkıntılı olduğumuz zaman denizi ya da gölü seyrederek yatışmamız, sakinleşmemiz söz konusu olabilir.
Kırmızı: Hareketi ve hızı simgeler. Kırmızı sevenler, duyguları yoğun yaşayan kişilerdir. Ne var ki, aşırı kırmızı sevgisi, kişide aynı zamanda despotik bir yan ve sinirli bir kişilik göstergesi de olabilmektedir. Başkalarının dikkatini çekmek isteyenler kırmızı renkli elbiseler giyerler. Yemek masasının kırmızı bir çiçekle ya da kırmızı peçetelerle süslemekte atmosferi daha sıcak bir hale getirebilir. Ayrıca erotizmin de vazgeçilmez renkleri arasındadır.
Sarı: Güneyin rengi; aynı zamanda umudun, ilginin, iyimserliğin ve evrensel aşkın rengidir. Sarıyı sevenler genellikle herkesle konuşan, geniş bir kültür hazinesine sahip sosyal tiplerdir. Elbiselerinde bu rengi tercih edenler, iyimser ve neşeli kişilerdir.
Kahverengi: Bu rengi sevenlerin tipik özelliği, heşeyin mükemmel olmasını istemeleridir. İçinde bulunulan ortamı sıcak gösteren bu renk oturma odası ve salon dekorasyonunda sıkça kullanılır.
Yeşil: Dikkatin ve konsantrasyonun rengidir. Bu, yemyeşil bir ormana dalan kişideki ilk refleksi olması ile izah ediliyor. Bu rengi sevenler, sağlam bir iradeye ve başkalarını kontrol etme yeteneğine sahiptirler. Aşırı yeşil, kişinin süper denetimini, hafif yeşil ise boşvermişliği simgeler.
Siyah: Varolma ve gençlik başkaldırısının tipik rengidir. Korku ve umutsuzluğun yanı sıra ölümü de çağrıştıran siyah seromoni ve tören giysisi rengi olduğu gibi cazibenin de rengi haline dönüşebiliyor. Ölçülü kullanılıdğı takdirde, dekorasyonda belli bir zerafetin işaretidir.
Beyaz: Bütün toplumların kutsal rengidir. bazılarında ´ölümü´ simgeleyen beyaz, aynı zamanda ´öteki hayatın´ başlangıcı sayılıyor. Bu rengi sevenler, çatışmadan uzak, farklı ve özgür bir dünyanın arayışı içinde olan insanlardır. Beyaz, aynı zamanda saflığın ve aydınlığın simgesidir.
Pembe: Kadınlara huzur veren bir renktir. Kimileri açık, kimileri daha sivri tonların düşkünüdürler. Oysa erkeklerin çoğu pembeyi ´iğrenç, sıradan´ bir renk olarak değerlendirir. Pembe, erkekleri kaçırır ve isteğini söndürür.
Mor: ´Erotizmin sonu´ anlamını taşıyan renktir. Mesleki açıdan da ikili ilişkiler açısından da seçilecek en yaşlı renktir. Sanatçı ruhlu insanların, meraklarını fantezileriyle yaşayanların tutkun oldukları bu renk, işin ehili aşıkların kopamadıkları renkler arasında yer alır.
Gri: Ağırbaşlılığın, sadakatin ve sessizliğin simgesidir. Bu rengi tercih eden insanlar, genellikle işlerine gereğinden fazla önem veren, ciddi ama asla hırslı olmayanlardır. İkili ilişkilerde de gözleri yukarda değildir.