> 1 <
Kırık Link Bildir! #310518 18-07-2008 08:53 GMT-1 saat
Yokluğuna çarpıyor tüm zamanlar. Sensizlik ağlıyor duygular şehre bakıp.
Hayaller düşmüş sokakların arasında. Şarkılar ya eksik kalıyor ya da
yokluğunun farkında. Ellerinin dokunduğu yerde hala izler saklı. Sözlerinin
geçtiği sokaklarda çaresiz bir yankı. Seslerden bu yüzden kaçtım. Oysa
mesafelere yenik yüreğin belkide haklı. Gidişinle beraber gelen avareliğim
dolaştırıyor beni seninle tüm başlangıçları yaşadığımız yerlere. Kaçmak
istediğimde ellerinin dokunduğu yerlerde bıraktığın izlere gömülüyorum.
Sözlerinin yankısı sarıp sarmalıyor tüm bedenenimi. Ve ben yokluğunun
ardındaki çığlığının bedeniyle boş özlemini yüreğimde tutuşturarak. O
ateşte yakmaya çalıştığım tüm anıların bir yangın gibi büyüyüp, beni
yakmak isteyişindeki o arzu karşısında çaresiz kalarak Hala sokaklar o
küllerin kokusuyla dolu. Üzerinde bir önceki günden kalma ayak izlerim.
Beklide bu yerlerin senide çağırdığını zannederek, gözlerimin seni ayak
izlerini arayışındaki aldanış Hiçbir şey yok oysa. Sadece bir önceki
günden kalma ayak izlerimin üzerindeki tozu temizleyeceğim. Çünkü seni
kaybettiğim gibi bir avuntu bile olsa bu yerleri ve hiçbir zamanın istemediği
o saatleri kaybetmek istemiyorum. Seni asla bana vaat etmeseler bile
Orada harcadığım tüm zamanlarla o küçük hatıraları beslemek istiyorum.
Her ne kadar yüreğimin orada incindiğini hissetsem bile, içimdeki o asi
arzuların bu acıya alıştığını ve vazgeçemeyeceğini anlıyorum. Sen bu
kente döner misin bilmiyorum; fakat buraya bıraktığın bu kutsal mekânı
her an tapılan bir put gibi ziyaret ediyorum. Senin başka hiçbir yerde
böyle kutsal bir mekân bırakamayacağını bilerek Çünkü seni en çok ben
sevdim. En çok ben hak ettim. Seni en çok sevenin, seni en çok hak eden
kişi olmadığını bilerek Hatta o kutsal mekâna o kadar alıştım ki seni artık
tanıyamaz oldum. Kim bilir gözlerimin hatırladığı yüz senin yüzün değildir
beklide. Ve sen tüm senlerden vazgeçerek geriye dönsen bile sen bu
mekâna yabancı kalırsın. Duyguların ağladığı, hayallerin düştüğü sokaklar
artık ikimize ait değil. Çünkü sen her yeri, her anıyı, her acıyı ve
dokunulmaya kıyılmaz çocuk saflığındaki aşkı bana bir miras olarak bırakıp
gittin. Beraberinde gittikçe koyulaşan gölgenden başka hiçbir şey
olmayarak. Ve zaman seni bana unutturmadı; fakat sen tüm
yüceltilmişliklerden indirildin. Seni yücelttiğim her yere yaşadığımız bir
anının hayalini astım. Senin yüzünü hayallerimin seni anımsadığı anıların
arasından çıkararak . Ve asla buraları terk edemeyecek bu kutsal mekâna
senin yüzünün şeklini vererek Yokluğuna çarpıyor tüm zamanlar. Sensizlik ağlıyor duygular şehre bakıp.
Hayaller düşmüş sokakların arasında. Şarkılar ya eksik kalıyor ya da
yokluğunun farkında. Ellerinin dokunduğu yerde hala izler saklı. Sözlerinin
geçtiği sokaklarda çaresiz bir yankı. Seslerden bu yüzden kaçtım. Oysa
mesafelere yenik yüreğin belkide haklı. Gidişinle beraber gelen avareliğim
dolaştırıyor beni seninle tüm başlangıçları yaşadığımız yerlere. Kaçmak
istediğimde ellerinin dokunduğu yerlerde bıraktığın izlere gömülüyorum.
Sözlerinin yankısı sarıp sarmalıyor tüm bedenenimi. Ve ben yokluğunun
ardındaki çığlığının bedeniyle boş özlemini yüreğimde tutuşturarak. O
ateşte yakmaya çalıştığım tüm anıların bir yangın gibi büyüyüp, beni
yakmak isteyişindeki o arzu karşısında çaresiz kalarak Hala sokaklar o
küllerin kokusuyla dolu. Üzerinde bir önceki günden kalma ayak izlerim.
Beklide bu yerlerin senide çağırdığını zannederek, gözlerimin seni ayak
izlerini arayışındaki aldanış Hiçbir şey yok oysa. Sadece bir önceki
günden kalma ayak izlerimin üzerindeki tozu temizleyeceğim. Çünkü seni
kaybettiğim gibi bir avuntu bile olsa bu yerleri ve hiçbir zamanın istemediği
o saatleri kaybetmek istemiyorum. Seni asla bana vaat etmeseler bile
Orada harcadığım tüm zamanlarla o küçük hatıraları beslemek istiyorum.
Her ne kadar yüreğimin orada incindiğini hissetsem bile, içimdeki o asi
arzuların bu acıya alıştığını ve vazgeçemeyeceğini anlıyorum. Sen bu
kente döner misin bilmiyorum; fakat buraya bıraktığın bu kutsal mekânı
her an tapılan bir put gibi ziyaret ediyorum. Senin başka hiçbir yerde
böyle kutsal bir mekân bırakamayacağını bilerek Çünkü seni en çok ben
sevdim. En çok ben hak ettim. Seni en çok sevenin, seni en çok hak eden
kişi olmadığını bilerek Hatta o kutsal mekâna o kadar alıştım ki seni artık
tanıyamaz oldum. Kim bilir gözlerimin hatırladığı yüz senin yüzün değildir
beklide. Ve sen tüm senlerden vazgeçerek geriye dönsen bile sen bu
mekâna yabancı kalırsın. Duyguların ağladığı, hayallerin düştüğü sokaklar
artık ikimize ait değil. Çünkü sen her yeri, her anıyı, her acıyı ve
dokunulmaya kıyılmaz çocuk saflığındaki aşkı bana bir miras olarak bırakıp
gittin. Beraberinde gittikçe koyulaşan gölgenden başka hiçbir şey
olmayarak. Ve zaman seni bana unutturmadı; fakat sen tüm
yüceltilmişliklerden indirildin. Seni yücelttiğim her yere yaşadığımız bir
anının hayalini astım. Senin yüzünü hayallerimin seni anımsadığı anıların
arasından çıkararak . Ve asla buraları terk edemeyecek bu kutsal mekâna
senin yüzünün şeklini vererek ...!
Hayaller düşmüş sokakların arasında. Şarkılar ya eksik kalıyor ya da
yokluğunun farkında. Ellerinin dokunduğu yerde hala izler saklı. Sözlerinin
geçtiği sokaklarda çaresiz bir yankı. Seslerden bu yüzden kaçtım. Oysa
mesafelere yenik yüreğin belkide haklı. Gidişinle beraber gelen avareliğim
dolaştırıyor beni seninle tüm başlangıçları yaşadığımız yerlere. Kaçmak
istediğimde ellerinin dokunduğu yerlerde bıraktığın izlere gömülüyorum.
Sözlerinin yankısı sarıp sarmalıyor tüm bedenenimi. Ve ben yokluğunun
ardındaki çığlığının bedeniyle boş özlemini yüreğimde tutuşturarak. O
ateşte yakmaya çalıştığım tüm anıların bir yangın gibi büyüyüp, beni
yakmak isteyişindeki o arzu karşısında çaresiz kalarak Hala sokaklar o
küllerin kokusuyla dolu. Üzerinde bir önceki günden kalma ayak izlerim.
Beklide bu yerlerin senide çağırdığını zannederek, gözlerimin seni ayak
izlerini arayışındaki aldanış Hiçbir şey yok oysa. Sadece bir önceki
günden kalma ayak izlerimin üzerindeki tozu temizleyeceğim. Çünkü seni
kaybettiğim gibi bir avuntu bile olsa bu yerleri ve hiçbir zamanın istemediği
o saatleri kaybetmek istemiyorum. Seni asla bana vaat etmeseler bile
Orada harcadığım tüm zamanlarla o küçük hatıraları beslemek istiyorum.
Her ne kadar yüreğimin orada incindiğini hissetsem bile, içimdeki o asi
arzuların bu acıya alıştığını ve vazgeçemeyeceğini anlıyorum. Sen bu
kente döner misin bilmiyorum; fakat buraya bıraktığın bu kutsal mekânı
her an tapılan bir put gibi ziyaret ediyorum. Senin başka hiçbir yerde
böyle kutsal bir mekân bırakamayacağını bilerek Çünkü seni en çok ben
sevdim. En çok ben hak ettim. Seni en çok sevenin, seni en çok hak eden
kişi olmadığını bilerek Hatta o kutsal mekâna o kadar alıştım ki seni artık
tanıyamaz oldum. Kim bilir gözlerimin hatırladığı yüz senin yüzün değildir
beklide. Ve sen tüm senlerden vazgeçerek geriye dönsen bile sen bu
mekâna yabancı kalırsın. Duyguların ağladığı, hayallerin düştüğü sokaklar
artık ikimize ait değil. Çünkü sen her yeri, her anıyı, her acıyı ve
dokunulmaya kıyılmaz çocuk saflığındaki aşkı bana bir miras olarak bırakıp
gittin. Beraberinde gittikçe koyulaşan gölgenden başka hiçbir şey
olmayarak. Ve zaman seni bana unutturmadı; fakat sen tüm
yüceltilmişliklerden indirildin. Seni yücelttiğim her yere yaşadığımız bir
anının hayalini astım. Senin yüzünü hayallerimin seni anımsadığı anıların
arasından çıkararak . Ve asla buraları terk edemeyecek bu kutsal mekâna
senin yüzünün şeklini vererek Yokluğuna çarpıyor tüm zamanlar. Sensizlik ağlıyor duygular şehre bakıp.
Hayaller düşmüş sokakların arasında. Şarkılar ya eksik kalıyor ya da
yokluğunun farkında. Ellerinin dokunduğu yerde hala izler saklı. Sözlerinin
geçtiği sokaklarda çaresiz bir yankı. Seslerden bu yüzden kaçtım. Oysa
mesafelere yenik yüreğin belkide haklı. Gidişinle beraber gelen avareliğim
dolaştırıyor beni seninle tüm başlangıçları yaşadığımız yerlere. Kaçmak
istediğimde ellerinin dokunduğu yerlerde bıraktığın izlere gömülüyorum.
Sözlerinin yankısı sarıp sarmalıyor tüm bedenenimi. Ve ben yokluğunun
ardındaki çığlığının bedeniyle boş özlemini yüreğimde tutuşturarak. O
ateşte yakmaya çalıştığım tüm anıların bir yangın gibi büyüyüp, beni
yakmak isteyişindeki o arzu karşısında çaresiz kalarak Hala sokaklar o
küllerin kokusuyla dolu. Üzerinde bir önceki günden kalma ayak izlerim.
Beklide bu yerlerin senide çağırdığını zannederek, gözlerimin seni ayak
izlerini arayışındaki aldanış Hiçbir şey yok oysa. Sadece bir önceki
günden kalma ayak izlerimin üzerindeki tozu temizleyeceğim. Çünkü seni
kaybettiğim gibi bir avuntu bile olsa bu yerleri ve hiçbir zamanın istemediği
o saatleri kaybetmek istemiyorum. Seni asla bana vaat etmeseler bile
Orada harcadığım tüm zamanlarla o küçük hatıraları beslemek istiyorum.
Her ne kadar yüreğimin orada incindiğini hissetsem bile, içimdeki o asi
arzuların bu acıya alıştığını ve vazgeçemeyeceğini anlıyorum. Sen bu
kente döner misin bilmiyorum; fakat buraya bıraktığın bu kutsal mekânı
her an tapılan bir put gibi ziyaret ediyorum. Senin başka hiçbir yerde
böyle kutsal bir mekân bırakamayacağını bilerek Çünkü seni en çok ben
sevdim. En çok ben hak ettim. Seni en çok sevenin, seni en çok hak eden
kişi olmadığını bilerek Hatta o kutsal mekâna o kadar alıştım ki seni artık
tanıyamaz oldum. Kim bilir gözlerimin hatırladığı yüz senin yüzün değildir
beklide. Ve sen tüm senlerden vazgeçerek geriye dönsen bile sen bu
mekâna yabancı kalırsın. Duyguların ağladığı, hayallerin düştüğü sokaklar
artık ikimize ait değil. Çünkü sen her yeri, her anıyı, her acıyı ve
dokunulmaya kıyılmaz çocuk saflığındaki aşkı bana bir miras olarak bırakıp
gittin. Beraberinde gittikçe koyulaşan gölgenden başka hiçbir şey
olmayarak. Ve zaman seni bana unutturmadı; fakat sen tüm
yüceltilmişliklerden indirildin. Seni yücelttiğim her yere yaşadığımız bir
anının hayalini astım. Senin yüzünü hayallerimin seni anımsadığı anıların
arasından çıkararak . Ve asla buraları terk edemeyecek bu kutsal mekâna
senin yüzünün şeklini vererek ...!
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
içimi ısıtan bir sıcaklık,tum görkemi ile karşımda hayal mi diyeceksin? _hayır_ sessiz bir çığlıkla sessizliği bozan isyana yakışır bir sesle burdayım ...!