> 1 <
Kırık Link Bildir! #318340 12-08-2008 16:37 GMT-1 saat
çocukluğunun ayakları koynunda, bir yitimin haritasıdır...
/vazgeçilmelerim
bir ölüm etmese de
bir ömür eder/
kör kırlangıçla dost olduğum zamanlardı
ben ona maviyi öğrettim
o bana yeni bir atlas biçti
yeni ülkeler, son bahar yaprağından
o geceye kadar o şehir çıplak ayaklı çöpçü görmemişti
harabelerin hepsi veremli bir tirada çekildi
metal sözcüklerini toprağa gömerek
/şiir yağmasında inlemeli/
çocuktum
ağzım çilek kokardı
ta ki gündüzler
öte kadınlar gibi solana kadar
ağzımda siyah bir zeytin çekirdeği gibi taşırım
ay'ı
güneş yürekliyse dilimi mühürlesin
gecesi kolay çocukluğun!
/kaldırım artıklarından yeni yaşamlar devşiririm/
deniz minarelerinden kolye yapmayı bıraktığımda
terk edildiğim o şehirler gibi
kimseyi uyandırmayacak
uyuyan uzaklaşmalardan
hasmım ada
esirleri ile nefes alıyor
bir kenti bitkiselleştiren onlardır
mendirekler, dar sokaklar emziklisiyim
adım sokak tavanına asılı
yüksek topuklu bir fahişeyi içimde saklamam hep bundan
ruhumun yelkeninde
özgürlük satılık değildir yazılı
/cam önlerinden sardunyalar kalktıysa
o sokak ölmüş demektir/
hiç bir şey beslenmez dönecek olana
gün dönümü/ yarım ölüm
düşümü kurutur
kanlı mızrak uçlu dönüşler
yitim gelmiştir
öpüşmenin eşiğinden çağırır beni
/bana dirsek sıyrıkları bırak/
geçer çöl saksımdan
balık ölüleri ve renkler içinde
geceler
bir öpücük
gecelerin olan
benim olmayan
sürekli bir şeyler geçer
dünyalar
kentler
sokaklar
bir çocuk atar derin beyazlığıma
siyah balıkları
içime bakarım
içim derin kuyu
bilgeliğini yitirmiş üzünç anıtı
içim ölmüş çiçek ağzı
Kubilay Yıldız
/vazgeçilmelerim
bir ölüm etmese de
bir ömür eder/
kör kırlangıçla dost olduğum zamanlardı
ben ona maviyi öğrettim
o bana yeni bir atlas biçti
yeni ülkeler, son bahar yaprağından
o geceye kadar o şehir çıplak ayaklı çöpçü görmemişti
harabelerin hepsi veremli bir tirada çekildi
metal sözcüklerini toprağa gömerek
/şiir yağmasında inlemeli/
çocuktum
ağzım çilek kokardı
ta ki gündüzler
öte kadınlar gibi solana kadar
ağzımda siyah bir zeytin çekirdeği gibi taşırım
ay'ı
güneş yürekliyse dilimi mühürlesin
gecesi kolay çocukluğun!
/kaldırım artıklarından yeni yaşamlar devşiririm/
deniz minarelerinden kolye yapmayı bıraktığımda
terk edildiğim o şehirler gibi
kimseyi uyandırmayacak
uyuyan uzaklaşmalardan
hasmım ada
esirleri ile nefes alıyor
bir kenti bitkiselleştiren onlardır
mendirekler, dar sokaklar emziklisiyim
adım sokak tavanına asılı
yüksek topuklu bir fahişeyi içimde saklamam hep bundan
ruhumun yelkeninde
özgürlük satılık değildir yazılı
/cam önlerinden sardunyalar kalktıysa
o sokak ölmüş demektir/
hiç bir şey beslenmez dönecek olana
gün dönümü/ yarım ölüm
düşümü kurutur
kanlı mızrak uçlu dönüşler
yitim gelmiştir
öpüşmenin eşiğinden çağırır beni
/bana dirsek sıyrıkları bırak/
geçer çöl saksımdan
balık ölüleri ve renkler içinde
geceler
bir öpücük
gecelerin olan
benim olmayan
sürekli bir şeyler geçer
dünyalar
kentler
sokaklar
bir çocuk atar derin beyazlığıma
siyah balıkları
içime bakarım
içim derin kuyu
bilgeliğini yitirmiş üzünç anıtı
içim ölmüş çiçek ağzı
Kubilay Yıldız
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu