> 1 <
Kırık Link Bildir! #325870 21-10-2008 19:23 GMT-1 saat
----------------------------
Şükretmek, verilen her türlü nimetten ötürü, dille ve kalple Allaha olan minnet ve teşekkürünü ifade etmek, bu nimetleri Kuran'da belirtildiği şekilde kullanarak hakkını vermek demektir.
Kalben ve dille olmasının yanı sıra şükrün fiilen yapılması da çok önemlidir. Bu da, verilen nimeti Allah yolunda, Allah'ın rızasının en fazla olduğu yönde değerlendirmekle olur. İnsan mal, mülk, zenginlik, makam, mevki, itibar, zeka, sağlık, kuvvet gibi nimetleri Allah yolunda, Allah'ın emrettiği biçimde kullanmazsa verilen nimetin şükrünü hakkıyla yapamamış olur.
Bu yüzden, şükretmek Kuran'ın pek çok ayetinde tekrarlanan ve müminlerin çok titizlikle korumaları gereken bir ibadettir.
Hayır, artık (yalnızca) Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol. (Zümer Suresi, 66)
Öyleyse Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal (ve) temiz olanlarını yiyin; eğer O'na kulluk ediyorsanız Allah'ın nimetine şükredin. (Nahl Suresi, 114)
ENZİMLER VÜCUTTA HER AN GÖREV BAŞINDADIR
Bir insan bedeninde 2000 çeşit enzimin görev yaptığı bilinmektedir. Bunlar sayesinde yaşamımızı sürdürürüz; nefes almamız, sesleri duymamız, dışarıdaki manzarayı görmemiz, yemek yememiz kısacası vücudumuzdaki sistemlerin çalışması enzimlerin vesile olmasıyla gerçekleşir. Tek bir enzimi devreden çıkardığımızda, onun vücudumuzda yerine getirdiği görevler de devre dışı kalır. Hiçbir şey, bu gözle görülmeyen proteinin yerine geçip onun görevini üstlenebilecek yeteneğe sahip değildir.
Peki hayatımızın her anında, gerek vücudumuzdaki fonksiyonların gerçekleşmesinde gerekse çevremizdeki canlıların hayatlarını sürdürmelerinde varlığı zaruri olan enzimler tam olarak ne yaparlar?
* Bir muzu ele alalım. Yeşil bir muzu birkaç gün pencere eşiğine bırakırsanız, sarıya dönüşecek ve tatlanacaktır. Olgunlaşma dediğimiz bu olay enzimler sayesinde gerçekleşir.
* Fidedeki domatesler henüz yeşil renkteyken onları Güneş'in altına koyarsanız, kısa bir süre sonra kızarırlar. Bu da Güneş ısısı ile hareketlenen enzimler sayesinde gerçekleşir.
Enzimler olmadan tohumlar filizlenmez, meyveler olgunlaşmaz, yapraklar renklerini değiştirmezler ve biz meydana gelemeyiz. Kısacası enzimler, Yüce Allahın dilemesiyle canlı olan her şeyin yaşama sebeplerinden biridir.
AMAZON NİLÜFERLERİNİN ŞAŞIRTICI YAŞAMLARI
Amazon nilüferleri, Amazon Nehrinin dibindeki bataklığın içinde büyümeye başlarlar ve daha sonra nehrin yüzeyine doğru uzanırlar. Amaçları, yaşayabilmeleri için gerekli olan ışığa ulaşmaktır. Suyun yüzeyine çıktıklarında ise büyümeyi durdurur ve burada üstü dikenli yuvarlak tomurcuklar oluştururlar. Tomurcuklar birkaç saat gibi kısa bir sürede, boyu neredeyse iki metreye varan dev yapraklara dönüşürler. Ne kadar bol yaprakla nehrin üzerini kaplarlarsa o kadar çok güneş ışığından yararlanabileceklerini "bilir gibi hareket eden" bu nilüferler, sonuçta güneş ışığından bol bol faydalanarak, fotosentez yapabilme imkanı bulurlar. Aksi takdirde nehrin dibindeki ışık yetersizliği sebebiyle yaşamlarını devam ettiremeyeceklerini de adeta "bilirler". Bir bitkinin böylesine 'akılcı' bir taktik izleyebilmesi ise elbette düşündürücüdür.
Acaba bir nehrin derinliklerinde yaşama yeni başlayan tomurcuk, ışığa ihtiyaç duyduğunu, bunun noksanlığı durumunda yaşayamayacağını, ihtiyacı olan şeylerin suyun üzerinde mevcut olduğunu nereden bilmektedir?
Şüphesiz bu hayranlık uyandıran mucize sonsuz merhamet ve güç sahibi Yüce Rabbimizin ilhamı ile gerçekleşmektedir.
"En olgun imana sahip mümin huyu en güzel ve ailesine karşı en nazik, lütufkar olanıdır." (Nesai, Tirmizi ve Hakim'in de yaklaşık anlamda rivayetleri vardır.; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 2. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s.105)
BEDENİMİZDE SÜREKLİ DEVAM EDEN BİR İNŞA VARDIR
Bir insan vücudu, üreme hücreleri dışında -ki bunlar vücut ağırlığının sadece %0.1'lik kısmını oluştururlar-, yaklaşık 12 yıl öncesinden tamamen farklıdır. 12 yıl boyunca bedeninizdeki tüm hücreleriniz yenilenmiştir. Karaciğeriniz eski karaciğeriniz değildir. Bedeninizde akan kanınız da aynı değildir. Organlarınızın tamamı değişmiş, tamamen yeni hücre ve moleküllerle yenilenmiştir. Bu elbette şaşırtıcı bir olaydır. Her üç ayda bir yeni bir deri ile kuşanırsınız. En hızlı yenilenme cildinizdedir. Sonra bunu organlarınız takip eder. Yıllar içinde akciğerleriniz, böbrekleriniz, mideniz ve tüm diğer organlarınız peşpeşe değişirler. Bu satırları okuyan gözleriniz bile. En ağır değişim ise kemik ve kıkırdaklarınızda gerçekleşir. Onların değişimi yaklaşık olarak 10 yıl kadar sürer. Ama sonunda onlar da yenilenirler. Bir ayette şöyle buyrulur: De ki: "Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz?" (Mülk Suresi, 23)
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu