> 1 <
Spr[q]rLL
¢ıqLk ¢ıqLıa yanLnzM
Binbaşı
2722 ileti
Yer: ҸסҜłưҜ
İş:
Kayıt: 01-08-2007 00:57
İş:
Kayıt: 01-08-2007 00:57
Kırık Link Bildir! #326599 01-01-2009 15:11 GMT-1 saat
GELECEK ZAMAN
1. Will ( Usage ) : Kullanıldığı yerler
Daha önce will in gelecek zamandaki kullanımını görmüştük. Bu ünitede ise will in diğer kullanım biçimlerini göreceğiz.
Başkasından birşey isterken yapılar ricalarda ve başkalarına bir şeyler arzedildiği ve başkaları davet edildiği zamanlarda kullanılır.
Will you sit and have some tea? Oturup çay alır mısınız?
Will you please open the door? Kapıyı açar mısın lütfen?
Airhostes: Will passengers please fasten their seat-belts? Hostes: Sayın yolcularmız lüfen kemerlerinizi bağlayınız. Veya ( Yolcularımızın kemerleri bağlamaları rica olunur. )
Will those who know where the man lives inform us? Adamın kaldığı yeri bilenlerin bize haber vermeleri rica olunur.
Samimi kişiler arasında rica ve emir karışık ifadeler de kullanılır.
Father to son : Don't touch the computer, will you? Baba oğluna : Bilgisayara dokunma e mi.
Keep quiet, will you? Sissiz olun, tamam mı?
Shut the window, will you? Şu pencereyi kapar mısın?
Help me, will you? Bana yardım et olur mu?
Olumlu cümlelerde geçerli olmak kaydıyla, yapılacağından pek şüphe edilmeyen yani sonuçta itaat edileceğine muhakkak gözüyle bakılan emir cümlelerinde kullanılır.
Emir, cümleyi söyleyenden gelebileceği gibi dah yukarıdan da gelebilir. Ekseriyetle okul gibi, kışla gibi kuramlarda bu tür kullanıma sık rastlanmaktadır.
You will work on the night shift this week. Bu hafta gece vardiyasında çalışıyorsun.
Everyone will stay away fromthe Colonel's office. Herkes Albay'ın odasından uzak dursun.
All students will be in the dining hall at 8. Bütün öğrenciler saat 8 de yemekhanede olsunlar.
Geniş zamanda alışkanlık haline getirilmiş şeylerin anlatılmasında kullanılır. Burada olaydan ziyade olayı yapan kişinin tipik özelliğinden söz edilmektedir.
Bazen can sıkıcı durumların da bu kullanımla anlatıldığı görülmektedir. Burada bahsedilen kişinin inadı da vardır.
A Turkish villager will always entertain his guests. Bir Türk köylüsü misafirlerini daima ağırlar.
Don't invite him to the party. Partiye çağırma onu.
He will watch TV for hours at nights. Geceleri saatlerce televizyon seyreder.
He will tell everybody his life story. Herkese hayat hikayesini anlatır.
Başkalarının yapacağı işlerde fikir yürütme ve tahminlerde bulunmalarda kullanılır. Bahsedilen kişi tanındığından dolayı eminlik vardır.
Don't give him any money. He won't pay it back. Ona para verme. Geri ödemez.
Will your father be at home now? Baban şimdi evde midir?
Somebody is ringing the doorbell. Birisi zili çalıyor.
He will watch TV for hours at nights. Geceleri saatlerce televizyon seyreder.
It's ten o'clock. It will be the milkman. Saat de 10. Sütçüdür.
Don't call her. Ona telefon etme.
She will be studying for the exam. İmtihana çalışıyordur.
Nesneler için kullanılan ve onların özelliklerini, kapasitelerini ve bunlardan mahrum oluşlarını izah etmede kullanılır.
Biraz bir gerçeği dile getirme ve ( isterseniz deneyin göreceksiniz ) gibisinden emin olma derecesine yakın olan tahminlerde bulunmalarda kullanılır.
This book will answer all the questions you have in your mind. Bu kitap kafanızda bulunan bütün sorulara cevap verir / veriyor.
This tow-truck will now any car in the world safely. Bu cekici dünyadaki her arabayı emniyetli bir şekilde çeker.
This radio will receive the stations all over the world. Bu radyo tüm dünyadaki istasyonlar çeker / çekiyor.
This key won't suit the lock to my door. Bu anahtar kapının kilidine uymuyor.
İçinde rica bulunan if li cümlelerde
If you'll turn down the radio I'll be glad. Radyoyu kısarsanız memnum olurum.
If you'll lend me some money I'll pay for the book. Bana biraz borç verirseniz kitabın parasını öderim.
They will come to your party if you'll incite them. Onları davet ederseniz partinize gelirler.
2. Shall ( Usage ) : Shall Kullanıldığı Yerler
Başkalarının emir ve tavsiyelerini almada, başkalrına teklif götürmelerde ve yapılacak bir iyiliğin istenip intenmediğini sormada kullanılır.
Where shall I park my car? Arabamı nereye park edeyim?
What shall we buy for our new neighbour? Yeni komşumuza ne alalım?
Which dress shall I wear at tonight's meeting? Bu geceki toplantıda hangi elbiseyi giyeyim?
Shall I turn off the television? Televizyonu kapatayım mı?
Shall we eat fish for lunch? Öğle yemeğinde balık yiyelim mi?
Let's ( Hadi ) kalıbına (question tag ) kuyruk sorusu yapmada.
Let's go to the Feza Cinema, shall we? Hadi Feza Sinema'sına gidelim, olur mu?
Let's swim in the sea, shall we? Hadi denizde yüzelim, kabul mü?
Karşı tarafa verilen vaadlerde ve sözü edilen olayların gerçekleşmesindeki kararlı oluşu ifade etmelerde. Bu kullanım normal olan kullanımın tersine ikinci ve üçüncü şahıslarda kullanılır.
You shall have a bicycle if you pass your class. Sınıfını geçersen sana bir bisiklet.
He shan't marry my daughter. Kızımla evlenemez. ( Müsadem yok. )
The enemy shall not enter my country. Düşman vatanıma giremez.
Emir ve kural belirtme cümlelerinde kullanılır. Bu tip emir cümleleri genelde üçüncü şahıslar için kullanılır.
Teachers shall pay for the meal their guests eat. Öğretmenler misafirlerinin yediği yemeklerin parasını ödesinler.
All competitors shall wear black suits and black ties. Bütün yarışmacılar siyah takım giyecek ve siyah kıravat takacak ve taksınlar.
All girl students shall braid their hair neatly. Bütün kız öğrenciler saçlarını düzgün bir şekilde örecekler.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu
No one will love you the way I do;
No one will love you;
Love you like I do;
It will never be the same
No one will love you;
Love you like I do;
It will never be the same