> 1 <
Kırık Link Bildir! #328586 21-02-2009 23:09 GMT-1 saat
-----------------------------
1813 - Hz. Sa'd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Balığın karnında iken, Zü'n-Nün'un yaptığı dua şu idi: Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke inni küntü mine'z-zâlimin. (Allahım! Senden başka ilâh yoktur, seni her çeşit kusurlardan tenzih edirim. Ben nefsime zulmedenlerdenim.)" Bununla dua edip de icâbet görmeyen yoktur."
Tirmizi, Daavât 85. (3500).
1814 - Hz. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) üzüntü sırasında şu duayı okurdu: "Halim ve azim. olan Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Kıymetli Arş'ın Rabbi, arzın Rabbi, Semâvât'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur."
Buhâri, Daavât 27, Tevhid 22, 23; Müslim, Zikr 83, (2730); Tirmizi, Daavât 40, (8431); İbnu Mâce, Dua 17, (3883).
1815 - el-Hudri (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün Mescid'e girdi. Orada Ensâr'dan Ebü Ümâme (radıyallahu anh) denen kimse ile karşılaştı. Ona:
"Ey Ebu Ümâme, niçin seni namaz vakti dışında Mescid'de oturmuş görüyorum?" diye sordu.
"Peşimi bırakmayan bir sıkıntı ve borçlar sebebiyle ey Allah'ın Resülü" diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselâm):
"Sana bazı kelimeler öğreteyim mi? Bunları okursan, Allah, senden sıkıntını giderir ve borcunu öder."
"Evet, ey Allah'ın Resülü, öğret!" dedim.
"Öyleyse, dedi, akşama çıktın mı sabaha erdin mi şu duayı oku: "AIlahım üzüntüden ve kederden sana sığınırım. Aczden ve tembellikten sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım. Borcun galebe çaImasından ve insanların kahrından sana sığınırım."
(Ebü Ümâme) der ki: "Ben bu duayı yaptım, Allah benden gamımı giderdi, borcumu ödedi."
Ebü Dâvud, Salât 367, (1555).
1816 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Fâtıma (radıyallâhu anhâ) Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek bir hizmetçi taleb etmişti. Resülullah ona:
"Şu duayı oku(man senin için hizmetçi edinmenden daha hayırlı)" dedi:
"Allahım! Sen yedi semânın Rabbi, Arş-ı Âzam'ın Rabbisin. Sen bizim Rabbimiz ve herşeyin Rabbisin. Tevrat, İncil ve Furkân'ı indiren, tohum ve çekirdekleri açansın. Her şeyin şerrinden sana sığınıyorum. Her şeyin alnından yapışmışsın (dizginleri senin elindedir). Evvel sensin, senden önce bir şey yoktur. Ahir sensin, senden sonra da bir şey kalmayacak. Sen zâhirsin, senin üstünde bir şey mevcut değildir. Sen bâtınsın, senin dışında bir şey yoktur. Benim borcumu öde, beni fukaralıktan kurtar, zengin kıl."
Tirmizi, Daavât 68, (3477); İbnu Mâce, Dua, 2 (3831).
1817 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı bir şey üzecek olsa şu duayı okurdu: "Yâ Hayyu ya Kayyum, birahmetike estağisu. (Ey diri olan, ey Kayyüm olan Rabbim rahmetin adına yardımını talep ediyorum)." Ve keza şöyle derdi: "Elizzu bi-yâ-ze'l-celâli ve'l-İkrâm." (Yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm)i devamlı söyleyin!
Tirmizi Daavât 99, (3522).
1818 - Esmâ Bintu Umeys (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana: "Sana sıkıntı zamanında okuyacağın bir duayı öğreteyim mi?" diye sordu ve şu duayı söyledi: "Allâhu, Allâhu Rabbi lâ üşriku bihi şey'en. (Rabbim Allah'tır, Allah! Ben ona hiçbir şeyi ortak koşmam!)"
Ebu Dâvud, Salât 361, (1525), İbnu Mâce, Dua 17, (3882).
1819 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) demiştir ki: "Kimin sıkıntısı artarsa şu duayı okusun:
"Allahım ben senin kulunum, kulunun oğluyum, câriyenin oğluyum, senin avucunun içindeyim, alnım senin elinde. Hakkımdaki hükmün caridir. Kazan ne olursa hakkımda adalettir. Kendini tesmiye ettiğin veya kitabında indirdiğin veya nezdinde mevcut gayb hazinesinden seçtiğin, sana ait her bir isim adına senden Kur'ân'ı kalbimin baharı, sıkıntı ve gamlarımın atılma vesilesi kılmanı dilerim."
Bu duayı okuyan her kulun gam ve sıkıntısını Allah gidermiş, yerine ferahlık vermiştir."
Mecmau'z Zevaid'de (10, 136) mevcuttur. Hâkim'in Müstedrek'inde de (1,509) kaydedilmiş.
HAFIZAYI GÜÇLENDİRME DUALARI
1820 - Hz. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Ali İbnu Ebi Tâlib (radıyallâhu anh) Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: "Annem ve bâbam sana kurban olsun, şu Kur'àn göğsümde durmayıp gidiyor. Kendimi onu ezberleyecek güçte göremiyorum" dedi. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu cevabı verdi: "Ey Ebül-Hüseyin! (Bu meselede) Allah'ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade edeceği, öğrendiklerini de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?"
Hz. Ali (radıyallâhu anh): "Evet, ey Allah'ın Rasülü, öğret bana!" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber şu tavsiyede bulundu:
"Cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) olunca, gecenin son üçte birinde kalkabilirsen kalk. Çünkü o an (meleklerin de hazır bulunduğu) meşhüd bir andır. O anda yapılan dua müstecabtır. Kardeşim Yà'kub da evlatlarına şöyle söyledi: "Sizin için Rabbime istiğfàr edeceğim, hele cuma gecesi bir gelsin." Eğer o vakitte kalkamazsan gecenin ortasında kalk. Bunda da muvàffàk olamazsan gecenin evvelinde kalk. Dört rek'àt namaz kıl. Birinci rek'atte, Fâtiha ile Yà-sin süresini oku, ikinci rek'atte Fâtiha ile Hâ-mim, ed-Duhân süresini oku, üçüncü rek'atte Fâtiha ile Eliflam-mim Tenzilü's-secde'yi oku, dördüncü rek'atte Fatiha ile Tebareke'l-Mufassal'ı oku. Teşehhüdden boşaldığın zaman Allah'a hamdet, Allah'a senayı da güzel yap, bana ve diğer peygamberlere salat oku, güzel yap. Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar ve senden önce gelip geçen mü'min kardeşlerin için istiğfar et. Sonra bütün bu okuduğun duaların sonunda şu duayı oku:
"Allahım, bana günahları, beni hayatta baki kıldığın müddetçe ebediyen terkettirerek merhamet eyle. Bana faydası olmayan şeylere teşebbüsüm sebebiyle bana acı. Seni benden râzı kılacak şeylere hüsn-i nâzar etmemi bana nasib et. Ey semâvât ve arzın yaratıcısı olan celâl, ikram ve dil uzatılamayan izzetin sâhibi olan Allahım. Ey Allah! ey Rahman! celalin hakkı için, yüzün nuru hakkı için kitabını bana öğrettiğin gibi hıfzına da kalbimi icbâr et. Seni benden razı kılacak şekilde okumamı nasib et. Ey semâvât ve arzın yaratıcısı, celâlin ve yüzün nuru hakkı için kitabınla gözlerimi nurlandırmanı, onunla dilimi açmanı, onunla kalbimi yarmanı, göğsümü ferahlatmanı, bedenimi yıkamanı istiyorum. Çünkü, hakkı bulmakta bana ancak sen yardım edersin, onu bana ancak sen nasib edersin. Herşeye ulaşmada güç ve kuvvet ancak büyük ve yüce olan Allah'tandır. " Ey Ebu'l-Hasan, bu söylediğimi üç veya yedi cuma yapacaksın. Allah'ın izniyle duana icâbet edilecektir. Beni hak üzere gönderen Zât-ı Zülcelâl'e yemin olsun bu duayı yapan hiçbir mü'min icâbetten mahrum kalmadı."
İbnu Abbâs (radıyallâhu anhüma) der ki: "Allah'ayemin olsun, Ali (radıyallâhu anh) beş veya yedi cuma geçti ki Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a aynı önceki mecliste tekrar gelerek:
"Ey Allah'ın Resülü! dedi, geçmişte dört beş âyet ancak öğrenebiliyordum. Kendi kendime okuyunca onlar da (aklımda durmayıp) gidiyorlardı. Bugün ise, artık 40 kadar âyet öğrenebiliyorum ve onları kendi kendime okuyunca Kitabullah sanki gözümün önünde duruyor gibi oluyor. Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir tekrar etmek istediğimde aklımdan çıkıp gidiyordu. Bugün hadis dinleyip sonra onu bir başkasına istediğimde ondan tek bir harfi kaçırmadan anlatabiliyorum.
Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) bu söz üzerine Hz. Ali (radıyallâhu anh)'ye: "Ey Ebü'l-Hasan! Kâbenin Rabbine yemin olsun sen mü'minsin!" dedi."
Tirmizi, Daavât 125, (3565).
1821 - Şeddad İbnu Evs (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) namazda şu duayı okumamızı öğretiyordu:
"Allàhım! Senden işte (dinde) sebat etmeyi, doğruluğa da azmetmeyi istiyorum. Keza nimetine şükretmeyi, sana güzel ibadette bulunmayı taleb ediyor, doğruyu konuşan bir dil, eğriliklerden uzak bir kalb diliyorum. AIIahım, senin bildiğin her çeşit şerden sana sığınıyorum, bilmekte olduğun bütün hayırları senden istiyorum, bildiğin günahlarımdan sana istiğfàr ediyorum!"
Tirmizi, Daavât 22, (3404); Nesâi, Sehv 61.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu