Okyanusun dibinde yatan bir istiridye, su uzerinden akip gecsin diye, kabugunu acmis.
Su icinden gecerken, solungaclari yiyecek toplayip midesine gonderiyormus.
Aniden, yakinindaki bir balik, bir kuyruk darbesiyle kum ve camur firtinasi yaratmis.
Istiridye de kumdan nefret edermis;
zira kum oylesine puruzluymus ki kabugunun icine kacarsa son derece rahatsiz olurmus.
Istiridye derhal kabugunu kapamis ama cok gec kalmis;
Sert ve puruzlu bir kum tanecigi iceri girip, ic derisi ile kabugun arasina yerlesmis.
Kum tanesi istiridyeyi ne cok rahatsiz ediyormus.
Ama, kabugunun icini kaplamasi icin kendine verilmis olan salgi hucresinihemen calistirarak,
minik kum tanesinin ustunu kaplamaya baslamis;
ta ki, nefis, parlak ve duzgun bir ortu olusana kadar...
Istiridye, yillar yili, minik kum taneciginin ustune katlar eklemeye devam etmis
ve sonunda muthis guzel, parlak ve son derece degerli bir inci olusmus.
Karsi karsiya oldugumuz problemler bu kum tanecigine benzer,
bizi rahatsiz ederler ve niye bize bu derece eziyet cektirip
asabilestirdiklerine sasariz;
fakat ; ... azmin getirdigi cesaret ve kuvvetle,
sorunlarimizin ve zayifliklarimizin ustesinden geliriz. ...
daha alcakgonullu, isteklerimizde daha israrli, cevremizdekilere daha yakin,
daha akilli ve sorunlarimiza karsi daha dayanikli hale geliriz. ...
gizli gücümüzle, yasamımızdaki pürüzlü kum taneciklerini,
bize kuvvet veren ümit ve ilham kaynagi olan degerli incilere dönüstürürüz....
ümitsiz olmayın
ümit siz olun....