Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Pamuk Prensesin Gerçek Öyküsü

> 1 <

crazy-charisma07
By The Hayat...

grup tuttuğum takım
Çavuş Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1261 ileti
Yer: Sence ?
İş: Avea-iş
Kayıt: 22-03-2008 15:05

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #333816 11-07-2009 20:22 GMT-1 saat    
Daha yeni evlenmiştim Kralla. Saraya ilk girdiğim anda sevdim orayı.
Hele o güzeller güzeli Pamuk var ya. O kadar kanım kaynadı ki o güzel kıza.
İki yıl önce genç yaşında kaybettiğim kızıma o kadar benziyordu ki.Kızımın yerine koymuştum onu.
Nereden bilebilirdim ki o güzel yüzün ardında neler attığını.
İlk birkaç gün çok güzel geçti.
Derken yavaş yavaş gerçek yüzünü göstermeye başladı pamuk. Babasının yanında bir melek oluyordu.
O yokken ise hakaretlerin bini bir paraydı. Ne çirkinliğimi bırakıyordu, ne aptallığımı.
Her yalnız kaldığımızda bana saraydan defolup gitmemi soyluyordu.
Oysa nelerine göz yumuyordum onun. Avcıyla aralarında bir şeyler olduğunu saraya ilk girdiğimde anlamıştım.
Ama onu sevmiyordu Pamuk. Diğer ülkenin yakışıklı prensine sırılsıklam asıktı.
Ve avcıyı bir piyon olarak kullanıyordu. Kaç kere karsıma alıp nasihat etmeye kalktıysam tersledi beni.
Hatta bir keresinde tokat atmaya bile cüret etti.
Ben yine gençliğine cahilliğine verdim. Sustum. Ve günlerden bir gün olanlar oldu. Evden kaçtı Pamuk.
Ne yapacağımı şaşırdım. Aramadığım sormadığım yer kalmadı.
Yoktu ortalarda. Derken akşamüstü kocam saraya dondu ve kızını sordu. Söyleyemedim kaçtığını.
Kalp hastasıydı kocam nasıl diyebilirdim ki. Ona kızın bir arkadaşına gittiğini gece orada kalacağını
söyledim. O anda öyle bir şey oldu ki
bütün dünya tepeme yıkıldı. Avcı telaşla içeri girerek " kraliçem, aynen dediğiniz gibi Pamuk Prenses'i
öldürüp size yüreğini getirdim" demez mi.
Ne yapacağımı ne diyeceğimi şaşırdım. Belli ki prensesin yeni oyunuydu bu. Daha bir şey söylememe
kalmadan kocamın tokadıyla yere yığıldım.
Ve onu izleyen darbeler sonunda kendimden geçmişim. Gözlerimi açtığımda başımda sadece hizmetçiler vardı.
Hemen kocamı çağırmalarını istedim. Anlatmalıydım ona gerçeği.
Ama öğrendim ki iş işten geçmiş. Kocam kızının ölümüne dayanamayıp kalp krizinden ölmüş. Yıkılmıştım.
Ama simdi kendi derdimi bırakıp Pamukla ilgilenmem gerekiyordu
. Artik ölen kocamın yadigârıydı o bana. Hemen avcıyı çağırttım yanıma. Biraz sıkıştırınca söyledi kızın yerini bana.
Bir ormanda yedi cüceyle birlikte bir kulübede yasıyormuş.
Hemen mutfağa geçip sevdiği yemeklerden hazırlattım ona. Bir kaç tane de elma aldım yanıma, çok severdi elmayı.
Hemen ormanın yolunu tuttum. Kulübeyi bulduğumda hava kararmak üzereydi.
Kapıyı çaldım bir iki kez. Açan olmadı. Biraz itince kapının açık olduğunu fark ettim. İçeri girince ise bir baktım Pamuk
yerde serilmiş yatıyor. Mutfaktan ağır bir gaz kokusu geliyordu.
Elinde de bir kâğıt vardı. Kâğıdı alıp okudum. Prensden geliyordu, avcıyla aralarında bir ilişki olduğunu öğrendiğini
ve artik onunla evlenemeyeceğini yazıyordu. Zavallı kız da bunu okuyunca canına kıymaya kalkmıştı
. Telaştan sepeti olduğu yere atıverdim.
Hemen bütün kapıları camları açıp kızı dışarı çıkardım. Sonra da prense haber vermeye gittim.
Yoksa aynisini ikinci kez yapabilirdi.
Prense olanları anlatıp yanıma aldım. Prensesin yasadığı kulübeye geldik. Kız hala yerde
yatıyordu bu arada cüceler de dönmüş onu o halde
görünce öldü sanıp başında ağlaşıyorlardı. Prens ve ben usulca yanına gittik. Prens kızın yüzüne eğilerek
alnına bir öpücük kondurdu. Gazin etkisi yavaş yavaş geçmiş
kız da kendine gelmeye başlamıştı. O anda bütün cüceler kızın kendisine gelmesini prensin öpücüğüne bağlayıp haykırmaya başladılar. Prensim çok yaşaaaaaaaaaaa. Neyse mühim değildi. Pamuk kurtulmuştu ya. Önemli olan buydu.
Pamuk gözlerini açar açmaz karşısında beni görünce haykırmaya başladı. İste beni
bu zehirledi. Az daha öldürecekti beni. Neye uğradığımı şaşırdım. Yerde dağılmış duran elmalar, kraliyete ait bir sepet.
Ve prensesin asla yalan söyleyemeyecek gibi duran masum
yüzü bir araya gelince kime neyi inandırabilirdim ki. Hemen koşarak oradan uzaklaştım. Ve hala o kızın yüzünden
lekelenmiş adimi değiştiremiyorum.
İste dostlar isin asli bu. Ama bu saatten sonra kim inanır ki kotu kalpli kraliçenin masum olduğuna...

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken
alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle,
gerçek faziletle süslenip donanmaktır.
Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak,
aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak
şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen
ve buna kesinlikle emin olanlardanım.


‘Ey kahraman Türk kadını!
Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın’


Mustafa Kemal Atatürk
> 1 <